WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2014/2222 Esas sayılı dosyasından talep edilen sağlık raporu nedeniyle davacının sağlık görevlileri ile birlikte 03/12/2014 tarihinde müteveffanın birlikte yaşadığı davalılardan T3'nın evine gittiğini, ancak görevliler tarafından evde kimse olmadığından değil "kapı açılmadığından" ibaresi kullanılmak suretiyle sağlık muayenesinin yapılamadığının tutanak altına alındığını, müteveffanın gerek vasiyetname tarihinde gerekse sonrasında tasarruf ehliyetinin bulunmadığı,nın sağlığının tasarrufta bulunmaya yeterli ve elverişli olmadığının ve davalıların baskı ve etkisi altında vasiyetname düzenlediğinin açık olduğunu, düzenleme tarihi itibariyle, vasiyetname tanzimine esas alınan rapor yanında, vasiyetname tarihindeki sağlık durumunu gösterir hastane kayıt, reçete, rapor, sağlık karnesi v.s gibi deliller bulunması gerektiği ve bu yolla, vasiyetname tanzim tarihinde murisin hukuki ehliyete sahip olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerekliliğinin Yargıtay...

tüm şekil şartlarını tam ve eksiksiz olarak ihtiva ettiğini, vasiyetname düzenleyenlerin noter huzurunda son arzularını açıkladıklarını, noterin de her iki iradeyi ayrı ayrı metne yazarak tanıklar huzurunda sağlık raporunu tasdik ederek tek belge olarak düzenlediğini, Türk Hukuk sisteminde karşılıklı ve birbirine bağlı vasiyetname düzenlemeye engel bir yasal düzenleme bulunmadığını, vasiyetname düzenleyen tarafların sadece yaşlarının ilerlemiş olmasının resmi işlem yapmalarına tek başına engel teşkil etmeyeceğini beyan ederek davanın reddini istemiştir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince; mırasbırakan Hüsne Göktaş'ın hastanede Covid-19 tedavisi gördüğü sırada 25/09/2020 tarihinde vefat ettiği, aynı gün ölümünden önce sözlü vasiyetnamede bulunduğu ve sözlü vasiyetname tanıklarının ise 05/10/2020 tarihinde vasiyetname düzenlenmesi için mahkemeye başvurdukları görülmektedir. Sözlü vasiyetnamenin murisin ölüm tarihinden itibaren 10 gün sonra tanıklar tarafından mahkemeye tevdi edildiği yani "vakit geçirmeksizin" Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvurulmadığı anlaşılmakla; açılan davanın kabulü ile, muris Hüsne Göktaş' ın Kayseri 3. Sulh Hukuk Mahkemesi' nin 2020/1285 Esas sayılı dosyası ile açılmasına karar verilen 24/09/2020 tarihli vasiyetnamenin iptaline karar verilmiştir....

Noterliği'nde resmi vasiyetname düzenletmiş olduğunu, müvekkilinin bu vasiyetnameden haberdar olmayıp babasının vefatı üzerinde açılan vasiyetname nedeniyle tarafına gelen tebligatla haberdar olduğunu, vasiyetnamede söz edilen sağlık raporunda “akli melekelerinin yerinde olduğu görüldü' denilmekten ibaret olduğunu, kim tarafından, hangi tetkikler kullanılarak yapıldığı belli olmayan sağlık raporuyla düzenletilmiş ve kanuna aykırı bir vasiyetname olduğunu, vasiyetnamenin kanuni unsurlarını da taşımadığını ve tamamen müvekkilinden mal kaçırmaya yönelik yapıldığının ortada olduğunu, Kamuna aykırı, müvekkilinin saklı payını yok sayan ve tamamıyla mal kaçırmaya yönelik vasiyetnamenin iptali gerektiğini, müteveffa Kemal Öztürk'ün ehliyetinin tespiti bu vasiyetname ve mamelek hukuku açısından büyük önem taşımakla olduğunu bu hususun ortaya çıkartılması için delillerin toplatılması, tanıkların bu yönde açıklayıcı beyanları, müteveffa kişiye ait doktor raporları, müşahede kağıtları, hastane kayıtları...

yeni bir vasiyetname yapması gerekirken böyle bir vasiyetname yapmamış olması sözlü vasiyetnameyi geçersiz kıldığını, çünkü murisin 11 Ağustosta yapılan sözlü vasiyetten yaklaşık iki buçuk ay sonra vefat ettiğini, bu süre zarfında resmi veya yazılı vasiyetname yapması gerektiğini, avukat olan tanıkların, yasanın bu kuralını da dikkate almadığını, sonuç olarak gerek murisin sözlü vasiyetname yapmak için hukuki ehliyetinin olmaması gerekse sözlü vasiyetnamenin şekil yönünden yasaya uygun olmaması nedeniyle hukuken geçersiz olan vasiyetnamenin iptal edilmesi gerektiğini bildirerek vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

'nun ölüm tarihinin 14.02.2004 olduğunu, sağlığında 02.07.2001 tarihinde düzenlettirdiği vasiyetname ile bir ev ile arabasını birlikte yaşadığı davalıya vasiyet ettiğini, saklı paylarının ihlal edildiğini belirterek vasiyetnamenin saklı payları aşan oranda tenkisi ile kendilerine ödenmesine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı; ... 'yla otuz yıl birlikte yaşadıklarını, saklı pay ihlal kastı olmadığını bu nedenle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388/5. maddesi, hükmün sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer, birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir. Gerekçeli kararında kısa karara uygun düzenlenmesi zorunludur....

    Bundan ayrı; Noterlik Kanunu Yönetmeliğinin 91 inci maddesi uyarınca, vasiyetname düzenlemek isteyen ilgilinin fiil ehliyetinin tespiti için doktor raporu istenmesi, noterin takdirine bırakılmıştır. Bu nedenle, noterin ilgiliden fiil ehliyetinin tespiti için rapor istemesi (veya istememesi), işlemin şekil yönünden geçerliliğini etkilemez. Vasiyetnamenin düzenlenmesi sırasında doktor raporu alınmış ise, bu husus, vasiyetçinin fiil ehliyetine dair ihtilaf olması halinde dikkate alınmalıdır. Bu halde ise; vasiyetçinin fiil ehliyetine dair ihtilaf, en yetkili sağlık kuruluşu olan Adli Tıp Kurumundan rapor alınarak çözülmelidir. Somut olayda; yargılama sırasında Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinden aldırılan rapor ile mirasbırakanın fiil ehliyetinin yerinde olduğu, dolayısıyla vasiyetnamenin düzenlenmesi sırasında aldırılan sağlık kurulu raporundaki fiil ehliyetinin varolduğuna dair tespitin doğru olduğu belirlenmiştir....

      Tarafımızca sunulmuş olan doktor raporunda görüleceği üzere murisin akli melekelerinde herhangi bir eksiklik bulunmamakta olup iddia edilen hastalığa ilişkin herhangi bir tedavi kaydı yahut reçeteli ilaç da bulunmadığını, vasiyetname tanıkları da murisin vasiyetname yapmaya ehil olduğunu gözlemleyerek beyan ettiğini, resmi vasiyetname düzenleyen memur da tanık sıfatını haiz olduğunu, ilk derece mahkeme kararında gerekçe gösterilen bir diğer şekil şartı eksiliği vasiyetname tanığının yapılan işlemin içeriğini bilmemesi gösterildiğini, TMK madde 534/3’ te açıkça belirtildiği üzere vasiyetname tanıklarına vasiyetname içeriğinin bildirilmesi zorunlu olmayıp hükümde belirtilen bu sebep tarafımızca kabul edilmediğini, bu nedenle kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur....

      DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin murisi ... öldüğünü, tarafları mirasçı olarak bıraktığını, murisin 26.09.2011 tarihli vasiyetname ile İstanbul ili, ... ilçesi, 6431parsel, 12, 13 ve 14 No.lu dükkan ile 600 parsel 9 No.lu meskeni davalıya bırakmayı vasiyet ettiğini, bu vasiyetnamenin ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/211 Esas sayılı dosyası ile açılıp okunduğunu, murisin vasiyetname düzenlendiği esnada akıl sağlığının yerinde olmadığını ve vasiyetnamenin şekil şartlarını taşımadığını belirterek, 26.09.2011 tarihli vasiyetnamenin iptaline, iptal kararı verilmediği takdirde tasarruf oranını aşan kısmın tenkisine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı davaya cevap vermemiştir. III....

        nın 20.01.2018 tarihinde vefat ettiğini, vasiyetnamenin 31.05.2018 tarihinde açıldığını, açılan vasiyetnamenin şekil ve esas bakımından açıkça kanuna aykırı olduğunu, vasiyetname yapılırken huzura alınan tanıklara yapılan işlemlerin açıklanmadığını, mirasbırakanın okuma yazması olmadığını, bu sebeple vasiyetname metninde mirasbırakanın vasiyetnameyi okuduğu yönündeki beyanların gerçeği yansıtmadığını, murisin vasiyetnamenin düzenlenmesi esnasında tasarruf ehliyetine haiz olmadığını, yapılan işlemin mahiyetinin sonuçlarının neler olduğunu anlayabilecek temyiz kudretinin kesinlikle bulunmadığını, bununla birlikte aynı zamamda ağır bir şekilde kanser tedavisi gördüğünü, davalıların mirasbırakanı aldatarak ve zorlama ile bu vasiyetnamenin düzenlenmesini sağladıklarını, belirterek vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalılara usulüne uygun, dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilmiş yasal süre içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır. III....

          UYAP Entegrasyonu