Mahkemece vasiyetname başlıklı belgenin TMK anlamında vasiyetname olmadığının tespiti cihetine gidilmiş, hüküm davacı-ihbar eden tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava, Türk Medeni Kanunun 596.maddesi uyarınca vasiyetnamenin açılıp okunmasına ilişkindir.Mahkemece, miras bırakan ...'ın 27/04/2009 tarihinde daktilo ile yazılmış metin altına şahitler ve köy muhtarı ile azaların huzurunda tanzim etmiş olduğu evrakın TMK 532/2, 538/1 ve 539/1.maddelerinde belirtilen şartları taşımadığı, TMK anlamında vasiyetname olmadığı gerekçe gösterilmek suretiyle; 27/04/2009 tarihli "Vasiyetnamedir." başlıklı belgenin TMK anlamında vasiyetname olmadığının tespitine karar verilmiştir.Somut olayda daktilo ile yazılmış 27/04/2009 tarihli belge el yazılı vasiyetname niteliğinde değildir....
Bunlardan biri, mirasbırakanın tek taraflı yaptığı ve her zaman dönebileceği vasiyetname (MK 531-544), diğeri iki taraflı, bağlayıcı özelliği olan miras sözleşmesidir. Miras sözleşmesinin geçerli olması için Türk Medeni Kanununun 545/I. maddesi uyarınca resmî vasiyetname şeklinde düzenlenmesi gerekir. Türk Medeni Kanununun 536. maddesinde resmi vasiyetnamede yer alacak tanıkların bazı özellikleri taşıması hükme bağlanmış; bazı kişilerin resmî memur veya tanık olarak, resmî vasiyetnamenin tanziminde yer alamayacağı açıkça öngörülmüştür. Düzenlemeye katılma yasağını öngören 536. madde emredicidir. Türk Medeni Kanununun 536. maddesinin 1. fıkrası mutlak yasakları öngörmüştür. Birinci fıkraya göre “Fiil ehliyeti bulunmayanlar, bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklılar, okur yazar olmayanlar, mirasbırakanın eşi, üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşleri, resmi vasiyetnamenin düzenlenmesine memur veya tanık olarak katılamazlar”....
Noterliğince vasiyetname düzenlendiğini, bu vasiyetname ile murisin tüm servetinin varisi olarak (davalıların murisi )kardeşi ...'yi varis olarak tayin ettiğini, bu vasiyetnamenin açılması için davalılar tarafından ... 12. Sulh Hukuk Mahkemesine 2012/655 esas ile açılan dava sonucunda müvekkillerinin söz konusu vasiyetnameden haberdar olduklarını, dava konusu vasiyetnamenin TMK.da belirtilen şekil şartlarına uygun olarak düzenlemediğini, bu nedenle davaya konu vasiyetnamenin şekil şartlarına uygun olmaması nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddi gerektiğini bildirmiştir. Mahkemece; mirasın ölenin milli hukukuna tabi olduğu, Türkiye'de bulunan taşınmaz hakkında Türk Hukukunun uygulanacağı, mirasın açılması sebeplerine, iktisabına ve taksimine ilişkin hükümlerin terekenin bulunduğu ülke hukukuna tabi olduğu, ölüme bağlı tasarrufun şekline 7....
Belirli gün ve saatte dosyadaki bütün kâğıtlar okunarak, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: YARGITAY KARARI Davacı vekili dilekçesinde; mirasbırakan .... yanında kaldığı davalıların etkisi altında kalarak düzenlediği 01.12.2005 tarihli vasiyetname ile mal varlığının büyük bölümünü davalılara vasiyet ettiğini, ayrıca şekil eksikliği nedeni ile de vasiyetnamenin geçersiz olduğunu, zira mirasbırakanın okur yazar olmasına rağmen vasiyette okur yazar olmadığının beyan edildiğini, öte yandan vasiyetnamenin düzenlenmesi sırasında hazır bulunan tanıkların mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını beyan etmediklerini ileri sürerek; mirasbırakan... son arzularını içeren 01.12.2005 tarihli vasiyetnamenin iptalini, bunun mümkün olmaması halinde tenkisini talep etmiştir. Davalılar vekili; vasiyetnamenin şekil şartlarına uyularak düzenlendiğini, öte yandan saklı paya tecavüzün vaki olmadığını savunarak; davanın reddini dilemiştir....
Noterliği'nin 20.10.1982 tarih 025.... yevmiye no'lu "Vasiyetname Düzenlenmesi" başlıklı vasiyetnameyi ibraz ederek müteveffa H.. B..'nun mirasçısı olan m.. F.. S... S...'in davacı kurumu vasiyetname ile mirasçı tayin ettiğini belirterek bu konuda veraset ilamı verilmesini dava ve talep ettiğini açıklamıştır. Mahkemece, yapılan araştırma ile TMK'nın 501. maddesi gereğince Hazinenin mirasçı olduğu anlaşılmış ve m.... F... S... S..'in vasiyatname ile mirasçısı olduğunu ileri süren davacının vasiyetnamenin tenfizi davası ile miras haklarına kavuşacağından bahisle Hazinenin mirasçı olduğuna dair tespit kararı verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, mirasçılık kanundan doğuyorsa bu “yasal mirasçılık”tır (TMK m. 495-501). Mirasçılık murisin iradesine dayalı olarak da doğabilir....
İhtisas Kurulu’nun raporuna göre mirasbırakanın 12.06.2009 vasiyetname tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun belirlendiği, vasiyetname konusu edilen ... ada ... parsel, ... ada ..., ... ada ..., ... ada ..., ... ada .... parsel sayılı taşınmazların tamamının kadastro yolu ile mirasbırakan adına kayıtlı olduğu, bir başka ifadeyle mirasbırakanın müstakilen maliki olduğu taşınmazları vasiyetnameye konu ettiği, vasiyetname haricindeki ... ada ..., ... ada ..., ... ada ..., ... ada ..., ... ada ..., ... ada ..., ... ada ..., ... ada ... parsel sayılı taşınmazlarda ise mirasbırakanın yalnızca paydaş olduğu, davalı ...’e ilk vasiyetname ile ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki zemin üzeri birinci kat bırakılmış olmakla birlikte 12.06.2009 tarihli ikinci vasiyetname ile bu taşınmazın tamamen davalı ...’a bırakıldığı ve bu vasiyetname ile yapılan tasarruf bakmından tenkis incelemesi yapıldığı, bilirkişiden rapor alınıp davacıların saklı paylarının ihlal edildiği saptanarak her iki davacı için...
düzenlenirken tam teşekküllü devlet hastanesinden alınmış heyet raporu bulunmadığını, Meriç İlçesi Sağlık Ocağında tek tabip tarafından düzenlenmiş rapor alındığını, işbu sağlık raporu vasiyetnamenin düzenlenmesi için yeterli olmadığı halde vasiyetnamenin düzenlendiğini, vasiyetnamenin şeklen de yasaya aykırı olup iptali gerektiğini, ayrıca kendisine tasarrufta bulunulan davalının doğuştan akıl zayıflığı, akıl hastalığı bulunduğunu, dolayısıyla bu kişinin fiil ehliyeti ve hukuki işlem ehliyeti bulunmadığını, bu bakımdan da vasiyetnamenin iptal edilmesi gerektiğini; gerekli şekil şartlarını taşımadığı, irade fesadı altında yapıldığı, en önemlisi vasiyetname hazırlanırken vasiyet eden miras bırakanın hukuki işlem ehliyetine sahip olmamasından dolayı vasiyetnamenin iptali için işbu davanın açılması zorunluluğu doğduğunu, diğer yandan işbu vasiyetname ile müvekkillerinin saklı paylarının da ihlal edildiğini, miras bırakanın yaptığı ölüme bağlı işlemin saklı pay hisseli mirasçıların saklı...
Noteri olarak kendisine husumet yöneltilemeyeceğini ayrıca işlem yaptıracak yaşlı kişilerden hukuki işlem ehliyetine ilişkin tıbbi raporların her iş kağıdı için ayrı ayrı alınmadığını, akli melekeleri yerindedir şeklindeki rapor ile yapılan vasiyetnamenin usule uygun olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; vasiyetnamenin düzenlenmesi sırasında şahsın yaşlı olması nedeni ile hukuki işlem ehliyetinin bulunup bulunmadığına ilişkin tıbbi rapor istendiği ve ......
okur yazar olmadığını anladığını belirttiğini, işlem yapma yeteneğinin doktor raporu ile anlaşılmış olmasının anlaşılabilir olduğunu ancak noter tarafından okuma yazma bilmediğinin nasıl anlaşıldığına anlam verilemediğini, murisin vasiyetnameyi yaptığı tarihte okuma yazması olduğu halde,yapılan vasiyetname okuma yazma bilmeyenlere mahsus olan MK 535.maddeye göre düzenlendiğini, okuma yazma bilenler için MK 533 ve 534 maddelere göre düzenlenmesi gereken vasiyetnamenin okuma yazma bilmeyenlere göre düzenlendiğini, bu nedenle kanunun aradığı şartlara haiz geçerli bir vasiyetname olmadığını, muris tarafından yapılan vasiyetnamede, sahip olduğu tüm mal varlığını davalıya bıraktığını, miras bırakanın çocukları arasındaki eşitliği bozarak ve saklı pay kuralını ihlal ederek vasiyetname düzenlediğini, bu durumun hukuka uygun olmayıp,muirisin diğer mirasçılardan mal kaçırmasına yönelik bir eylem olduğunu bu nedenle Tenkisi gerektirdiğini, açıklanan nedenlerle, öncelikle vasiyetnamenin...
MK.nun 539.maddesinde; mirasbırakan yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmi veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurabilir. Bunun için mirasbırakan, son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler. Resmi vasiyetname düzenlemesinde okur-yazar olma koşulu dışında, tanıklara ilişkin yasaklar, sözlü vasiyetteki tanıklar için de geçerlidir. Yine aynı kanunun 540.maddesinde de mirasbırakan tarafından görevlendirilen tanıklardan biri, kendilerine beyan edilen son arzuları, yer, yıl, ay ve günü de belirterek hemen yazar, bu belgeyi imzalar ve diğer tanığa imzalatır. Yazılan belgeyi ikisi birlikte vakit geçirmeksizin bir sulh veya asliye mahkemesine verirler ve mirasbırakanı vasiyetname yapmaya ehil gördüklerini, onun son arzularını olağanüstü durum içinde kendilerine anlattığını hakime beyan ederler....