WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Vakfı'na ait olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, dosya içeriğinden sözkonusu taşınmazların hangi vakfa ait olduğu anlaşılamamaktadır. Şöyle ki; Mahkemece hükme esas alınan delillerden; dava konusu taşınmazların ... Vakfı'na ait olduğu tespitini içeren 1915 M. tarihli Hüccet metni, taşınmazların 1919 M. yılında Fransızlara kiralanmasına ilişkin belgeler, taşınmazların en eski kök kaydı olduğu belirtilen Mart 1927 M. tarihli Osmanlıca zabıt defteri kaydı ve tercümesi ile taşınmazlara ait tedavül ve kadastro kayıtları, dava konusu hakkında aldırılan bilirkişi raporları ve ... oğlu ... tarafından 1932 ve 1946 tarihli vakfiyeler ile kurulduğu belirtilen ve malik olduğu tespit edilen ... Vakfı'na ait vakfiye dosya arasında bulunmadığı gibi, Mahkemece malik olduğu tespit edilen vakfın kuruluş tarihi ile taşınmazlara ilişkin hüccet metni tarihi arasındaki çelişki giderilmemiş, dosya arasında bulunan ...'...

    Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün 11.07.2014 tarihli yazısından, dava konusu vakfın 1318 Hicri (1900 Miladi) ve 1330 Hicri (1912 Miladi) olmak üzere iki ayrı vakfiyesinin mevcut olduğu, bu vakfiyelerden 1318 Hicri (1900 Miladi) tarihli olanında evlada galle fazlası bırakılmadığı, 1330 Hicri (1912 Miladi) tarihli olanında ise galle fazlasının kız erkek ayrımı yapılmadan batın şartı ile evlada bırakıldığı, getirtilen nüfus kayıtlarından davacıların babalarının sağ olduğu böylece vakfiyede öngörülen batın şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından: 1-1318 Hicri (1900 Miladi) tarihli vakfiye yönünden, vakfiyede evlada galle fazlası bırakılmaması sesebiyle davacıların talebinin reddi gerekirken kabulü, 2-1330 Hicri (1912 Miladi) tarihli vakfiye yönünden ise, davacıların vakfiyede öngörülen batın şartını taşımamalarından galle fazlası bakımından taleplerinin reddi gerekmekle birlikte, çoğun içinde az da vardır kuralı gereği, dosya kapsamına göre davacıların...

      Vakfı'nın galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduklarına karar verildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 2007, 2008 ve 2009 yıllarına ait galle fazlası için her bir davacıya 15.000TL'nin faiziyle ödenmesini istemişler; mahkemece yapılan yargılama sonunda alınan bilirkişi raporuna dayanılarak 637,36'şar TL. nin her bir davacıya faiziyle ödenmesine karar verilmiş; karar davacılardan ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduklarına dair 2007 yılında aldıkları kesinleşen mahkeme kararından sonra 2007, 2008 ve 2009 yılları için vakfın galle fazlasını istedikleri için, 6111 sayılı Kanun ile 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 7. maddesine eklenen fıkralarda belirtilen "vakfın son beş yıl içindeki mal varlığı gelirleri ve giderleriyle sınırlı olmak" şartına bağlı değillerdir. Zira, davada istenen 2007 yılından önceki beş yıllık galle fazlası değil 2007 yılından sonraki galle fazlasıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespitini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Vakıftan galle fazlasının alınabilmesi için öncelikle vakfeden ile soybağının ispatlanması, sonra da vakfiyede öngörülen şartların gerçekleşmesi gerekir. Davacının babası ... oğlu ...’un mahkeme kararı ile vakıf evladı olduğundan davacının da vakıf evladı olduğu yolundaki mahkemenin tespiti doğrudur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunun tespitini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Vakıftan galle fazlasının alınabilmesi için öncelikle vakfeden ile soybağının ispatlanması, sonra da vakfiyede öngörülen şartların gerçekleşmesi gerekir. Davacının babası .... oğlu ...’un mahkeme kararı ile vakıf evladı olduğundan davacının da vakıf evladı olduğu yolundaki mahkemenin tespiti doğrudur. Buna karşın davaya konu Turunçzade......

            Bu davanın niteliği ve dosya içeriği dikkate alındığında, mahkemece yapılacak iş; dava konusu vakfın vakfiyesinin ve evladiyet listesinin T3' nden getirtilmesi, vakfiyenin incelenerek batın şartı bulunup bulunmadığının ve galle fazlası şartlarının tespiti, davacıların ve sulbünden geldiği kişilerin adı geçen vakfın galle fazlasına müstehak vakıf evladı olup olmadıklarını tespit etmek, davacılardan varsa kan bağıyla bağlı olduğu kişilere ait aynı vakıftan galle ödemesine ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararlarının ibrazını istemek suretiyle bu delil ve belgeler birlikte değerlendirilerek, bilirkişi raporu almak ve sonuç doğrultusunda karar vermektir. 6100 Sayılı HMK' nın 266. maddesi ile bilirkişiye başvurulmasını gerektiren haller düzenlenmiş olup; "(1) Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir....

            Kanunu gereğince .... yönetilen vakıfları, galle fazlası; mazbut ve mülhak vakıflarda, vakfın hayrat ve akarlarının onarımı ile vakfiyelerindeki hayrat hizmetlerin ifasından sonra kalan miktarı, intifa hakkı ise; mazbut ve mülhak vakıflarda, vakfiyelerindeki şartlara göre ilgililere bırakılmış galle fazlaları ve hakları ifade eder. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 6. maddesinde; "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri, 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre belirlenir." hükmü yer almaktadır. ./.. ... -2- 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 7/g maddesine göre; kişilerin yerleşim yeri adreslerinin nüfus aile kütüklerinde bulunması zorunludur....

              Bu açıklamalara göre, kurulması ve sonuçları açısından vakıf evladı ile galle fazlasına müstehak vakıf evladı kavramları birbirinden farklı kavramlar olup, vakfedenin soyundan geldiğini yöntemine uygun olarak ispat edenlerin dava konusu vakfın evladı oldukları, galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti yönünden ise, galle fazlası evlada şart kılınan vakıflarda, vakfeden ile soybağının kurulması yanında vakfiyede galle fazlası için öngörülen şartların da davacı yönünden gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Yine vakfın galle fazlasından faydalanabilmek için, 13.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 Sayılı Kanun’un 208. maddesi ile değişik 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 7. maddesi ve 27.09.2008 tarihinde yürürlüğe giren Vakıflar Yönetmeliği’nin 53. maddesi uyarınca; galle fazlası almaya hak kazanıldığını gösteren mahkeme kararı aranmaktadır. Bilindiği üzere ve kural olarak bozma ilamına uyulmakla davanın tarafları için lehte ve aleyhte usuli kazanılmış hak doğar....

                Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosya içindeki bilgi ve belgelerin, özellikle geri çevirme kararı sonrası getirtilen vakıf defterinin incelenmesinde, davacılara galle ödemesinin yapıldığı, ancak bu ödemelerin herhangi bir mahkeme ilamına dayanmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre davacıların vakfedenle aralarında irtibatı gösterir tüm bilgi ve belgelerin (murislerine ait galle fazlasına müstehak olduklarına dair kesinleşmiş mahkeme kararı, mirasçılık belgesi nüfus kayıtları vs. gibi) getirtilip davacılarla vakfedenler arasındaki irtibat sağlanıp vakıf senedindeki galle koşulları da dikkate alınmak suretiyle bilirkişi kurulundan rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, galle dağıtım defteri esas alınmak suretiyle değerlendirme yapan bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                  Dosyada bulunan dava konusu vakfın 1252 ve 1253 tarihli vakfiyelerinin zeyl vakfiye olup vakfedilenlerin ilk kurulan 1248 tarihli vakfa zam ve ilhak edildiği, o vakfiyedeki şart ve kayıtların geçerli olduğunun belirtildiği, ilk kurulan 12 Rebiülevvel 1248 tarihli vakfa ait vakfiyede ise galle fazlasının evlada bırakılmadığı, sadece elde edilecek gelirin vakfedenin belirlediği çeşmenin çalışır vaziyette tutulmasına, eş ve çocukları ile evine gidip gelen misafirlerin yemek ihtiyaçlarının karşılanmasına özgülendiği anlaşıldığından, davacıların galle fazlasına ilişkin davalarının reddine karar verilmesi gerekirken hüküm kurulmasına yeterli bulunmayan bilirkişi raporu esas alınarak, davacıların vakfın galle fazlasına müstehik vakfı evladı olduklarının tespitine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu