büyüğü Zahide Hanım ve sonrasında Vahide hanım'a tevliyet tevcih olunduğunu, yine vakfın azatlı kölesi neslinden olan metevelli Hafiz Mükerrem kızı Vahide (Harputlu ) 'nun 1958 yılında ölmesinden 9 sene sonra vakfın mütevelliliğine atanan Rıza Batuk'un "vakıfın furuundan değil, kardeşinin füruundan olduğu bilmuhakeme sabit olmasına binaen mütevellik sıfatının kaldırıldığını vakfiye şartı ve ilgil kayıtlar gereği vakfın mütevelliliği ve galle fazlasının vakıfın azatlı kölelerinin nesline geçtiğini, vakfiye şartı gereği galle fazlası vakıfın azatlı kölelerine (onun mesline) geçtiğinden evlatların galle fazlasından yararlanma imkanı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
nun 26.10.1966 gün 1965/302 E.-1966/279 K.sayılı ilamı) Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yerinin .... olduğu, bu yerin ... Asliye Hukuk Mahkemesi yargı alanı içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır. Bu açıklamalar karşısında mahkemece; davada sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacağın tahsilinin talep edildiği ve iş bu davanın davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde açıldığı ve mahkemenin yetkili olduğu gözönünde bulundurularak, işin esasının incelenmesi gerekirken, yerinde olmayan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : VAKIF ŞERHİNİN SİLİNMESİ -KARAR- Kadastro Mahkemesince karara bağlanan vakıf şerhinin silinmesi isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 20.9.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya içerisinde bulunan 26.10.2004 havale tarihli bilirkişi raporunun sonuç bölümünün (a) bendinde 1089 ve 1091 tarihli vakfiyelerde galle fazlasının evlada bırakılmadığı; ilk vakfiyede galle fazlasının başka bir vakfa eklenmesinin ikinci vakfiyede ise lüzum görülecek hayrat cihetine ve fakir müslümanlara harcanmasının şart kılındığı belirtilmesine karşın, (b) bendinde hizmet karşılığı olmayan vazife şeklinde şart koyup belli bir meblağın kuşaktan kuşağa evlada verilmesi öngörülmüş ise de, davacının vakfedene onun aracılığı ile soyunun ulaştığını iddia ettiği "Maktülzade ..."...
İlk Derece Mahkemesince, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, galle dağıtımına konu olan Hüccet incelendiğinde, intifa açısından galle fazlasına konu, sadece Abid Çelebi Vakfından olan hamam gelirlerinin, gerekli masraflar çıktıktan sonra kalanın erkek evlatlar arasında pay edilmesi gerektiğinin anlaşıldığı, Konya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1976/505 Esas, 1977/516 Karar sayılı ve 30.11.1977 tarihinde kesinleşen ilamına göre, o davadaki davacıların Celaleddin-i Rumi Hazretlerinin sulbi evlat ve füruundan bulunduklarına karar verildiği, eldeki davadan nüfus kaydına göre davacının babasının ... olduğu, ... 'ın baba adının ... bulunması Konya Asliye Hukuk Mahkemesinde sulbi evlat olarak tesbit edilen ...'in davacının baba soyundan dedesi olduğu, Konya 2....
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; davacıların babaları ile vakfeden arasında daha önce kesinleşmiş mahkeme kararı ile soybağının kurulmuş olması sebebiyle davacılar ile vakfeden arasında kan bağı yolu ile soybağının mevcut olduğu, dava konusu vakfın birden fazla vakfiye ile zeyl vakfiyesinin mevcut bulunduğu, galle fazlası evlada bırakılan vakfiyelerde galle fazlası batın tertibi, kız-erkek evlat ayrımı olmaksızın vakfın evlatlarına bırakıldığı, ancak Evâil-i Zilkade 1113 H. (1702 M.) tarihli zeyl vakfiyede galle fazlası için "...ve hasıl olan gallesinden iktiza eden tamirat ve termimatı riayet olunduktan sonra fazla kalan galle ve re'y ve neması zikrolunan Oklağılı karyesi ehalisi üzerlerine nazil olan tekalife sarf oluna..." şeklinde şart getirilerek bu vakfiyede belirtilen akarlardan elde edilecek gelirin öncelikle bakım ve onarım yapılması, artan gelir olursa da Oklağılı Köyü halkına getirilen vergilere sarf edilmesinin şart koşulduğu yani bu vakfiye yönünden galle fazlasının...
İlk Derece Mahkemesince, davacının babası İsmet Şahkulubey'in vakfın en son mütevellisi olması ve bu batında başkaca erkek kardeşi bulunmaması nedeni İsmet Şahkulubey'in oğlu olan davacının Şahkulubey Vakfının gallesine müstehik vakıf evladı olduğu, davacının dosya içerisine alınan sabıka kaydı, davacının öğrenim durumuna ilişkin belge ve medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olması nedeniyle dosya içerisindeki ilamlar ve teamül-ü kadim gereğince davacının Şahkulu Bey Vakfının tevliyetine ehil olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile davacının dava konusu Şahkulu Bey Vakfı üzerinde vakfın galle fazlasından istifadeye hakkı olduğunun ve vakfı tevliyete (yönetmeye) ehil bulunduğunun tespitine karar verilmiştir. Davalı ... vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
CEVAP Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, dava konusu vakfın galle fazlasının alınabilmesi için kural olarak öncelikle vakıf kurucusu ile kan bağının ispatlanması, sonra da bu hususta vakfiyede öngörülen şartların gerçekleşmesi gerektiğini, dava konusu vakfın vakfiyesinde batın şartı bulunması halinde bu hususun da değerlendirilmesi gerektiğini açıklayarak davanın reddini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ... ve ...'in kardeşi, diğer davacıların teyzesi ...'nün ... Bin ... ... Vakfının galle fazlasına müstahak evladı olduğunun ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/276 Esas ve 2015/135 Karar sayılı kesinleşmiş dosyası itibariyle sabit olduğu anlaşılmakla davacılar ile vakıf arasında evlatlık bağının kurulduğu ve dava konusu Vakfa ait 628 numaralı defterin 595. sayfa 347. sırasında kayıtlı zeyl vakfıyenin galle fazlasının evlada bırakılması ile ilgili hükümleri uyarınca davacılardan ... ve ...'...
Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacı ... .’ın Edremit Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1999/345 Esas-839 Karar sayılı kesinleşen ilamı ile dava konusu Mazbut Molvalı Hüseyin Bir İbrahim Ağa Vakfı’nın galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduğuna karar verildiği, ayrıca dava dışı bazı kişilerin de değişik tarihlerde aynı vakfın galle fazlasını almaya hak kazanan vakıf evladı olduklarına dair mahkeme kararlarının bulunduğu, davacının dava konusu vakfa ait zeytinlik vasfındaki taşınmazların 1999-2002 dönemine ilişkin Edremit 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/149 Esas-2006/472 Karar sayılı Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleşmiş ilamıyla 5.978 TL galle fazlası aldığı ve ziraatçı bilirkişisinin bu kesinleşen dosyaya dayanarak yaptığı hesaplamaya göre aynı taşınmazların dava konusu dönem olan 2003-2008 arasındaki zeytin gelirinin 31.266 TL olduğu anlaşılmaktadır....
Uyulan bozma ilamında davacıların dava konusu Vakfa ait vakfiyede galle fazlasının dağıtımı için öngörülen batın şartını sağlayıp sağlamadıklarının araştırılması, davacıların gidilebildiği kadar üstsoyu ve bunların bütün mirasçılarına ait nüfus kayıtları getirtildikten sonra, daha önce verilmiş ve kesinleşmiş galle fazlasına müstehak evlat kararlarında adı geçen vakıf evlatlarının açık kimlik ve nüfus kayıtlarına göre bir soyağacı çıkartılarak irtibatının sağlanması ve sonucuna göre karar verilmesi istendiği halde Mahkemece "vakfedilen para ve adı geçen çiftlikten gelecek gelirin paylaşımı konusunda batın şartı olduğunu, davacıların babasının da vâkıfın galleye müstehak evladı olduğu anlaşıldığından davacıların da bu hakka sahip olacağı" belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir....