bu nedenle yerinde olduğundan, re'sen de temyize tabi olan 04.10.2007 tarihli uyarlama kararının istem gibi (BOZULMASINA), 04.06.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Uyarlama genel olarak ve önemli ölçüde uzun ve sürekli borç ilişkilerinde söz konusu olur. Sözleşmeye müdahele istinai yardımcı bir yoldur. Her istenildiğinde sözleşmeyi değişen hal ve şartlara uydurmak mümkün değildir. Aksinin kabulü özel hukuk sistemimizdeki geçerli olan "İrade özgürlügü -sözleşme serbetisi- sözleşmeye bağlılık" ilkelerinden sapma tehlikesi söz konusu olur. Davalı kiracının açtığı ilk uyarlama davası sonucu kira bedeli davanın açıldığı 1.5.2001 tarihindeki şartlara göre uyarlanmıştır....
Sulh Ceza Mahkemesinin 21.11.2013 tarih, 2013/851 esas ve 2013/1181 karar sayılı ilamının 22.01.2016 tarihinde yerine getirilmesi uyarlama yargılaması yapılmasına engel oluşturmamaktadır....
Asliye Ceza Mahkemesinin 16/03/2021 tarihli uyarlama kararının da itiraz kanun yoluna tabi olduğu nazara alındığında merciince işin esası hakkında inceleme yapılarak karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Uyarlama kararına konu olan mahkumiyet hükmünün, 5252 sayılı Yasanın yürürlük tarihi olan 01.06.2005 tarihinden sonra kesinleştiği gözetilerek, bu tarihten sonra yapılan uyarlama yargılaması sonunda verilen kararlara karşı 5275 sayılı CGİK'nun 101/3. maddesi gereğince itiraz yolu açık olduğundan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden ......
Yapılan uyarlama yargılaması sonucunda; 765 sayılı TCK hükümlerinin sanık lehine olduğu kabul edildiği takdirde, kurulan yeni hükümde kesinleşen önceki hapis cezası yönünden bir değişiklik yapılması mümkün bulunmadığından, uyarlama yapılmasına yer olmadığına ve önceki hükmün aynen infazına -somut olayda ilaveten CMK'nin 231. maddesinin de uygulanıp uygulanmayacağına da- karar verilmelidir....
Asliye Ceza Mahkemesinin 08/10/2020 tarihli uyarlama kararının da itiraz kanun yoluna tabi olduğu nazara alındığında merciince işin esası hakkında inceleme yapılarak karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olun... bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Uyarlama kararına konu olan mahkumiyet hükmünün, 5252 sayılı Yasanın yürürlük tarihi olan 01.06.2005 tarihinden sonra kesinleştiği gözetilerek, bu tarihten sonra yapılan uyarlama yargılaması sonunda verilen kararlara karşı 5275 sayılı CGİK'nun 101/3. maddesi gereğince itiraz yolu açık olduğundan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden ......
Mahkemelerin kararlarına karşı itiraz sadece Yasada açıkça gösterilen hallerde mümkün olduğu ve uyarlama Yargısı sonunda verilen bu tür kararların da hüküm niteliğinde olduklarından 1412 sayılı CMUK'nun 305.maddesindeki istisnalar dışında da bulunduğu dikkate alındığında; İster duruşmalı yargılamada, isterse evrak üzerinde yapılan inceleme sonunda verilmiş bulunsun, sonraki lehe Yasa nedeniyle yapılan uyarlama ile ilgili, verilen ek kararlara karşı temyiz yasa yoluna başvurulabilecektir. 5271 sayılı CMK'nun 264.maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuru olması koşuluyla Yasa yolunun veya merciin belirlenmesindeki yanılmanın başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağı açıktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : Lehe olan 765 sayılı TCK'nın 504/7, 522/1, 59/2, 647 sayılı Kanun'un 6. maddeleri gereği erteli 6 ay 20 gün hapis cezası, 4.45 TL adli para cezası Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Mahkemece 5252 sayılı Kanun'un 9. maddesi uyarınca yapılan uyarlama yargılaması sonucunda kesinleşen önceki hükmün hükümlünün lehine olduğu kabul edildiğinde, uyarlama talebinin reddine ve 5237 sayılı TCK ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun'da öngörülen yaptırım ve infaz sistemi karşısında önceki kesinleşen hükümde yer alan ağır hapis ve ağır para cezalarının hapis ve adli para cezalarına dönüştürülmesine karar verilmesi gerektiği; ayrıca TCK'nın 7. maddesi uyarınca hükümlü lehine yapılan uyarlama yargılamasına ilişkin giderlerin hükümlüye yüklenemeyeceği gözetilmeden önceki kesinleşen hükmün tekrarlanması suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, hükümlünün...
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Hükümlünün, 765 sayılı TCK’nın 404/2 ve 59. maddeleri uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının 647 sayılı Kanun'un 4 ve 6. maddeleri gereğince 600.000.000 TL ağır para cezasına çevrilmesine dair 05.05.2005 tarih 1999/1201 esas.- 2005/329 karar sayılı ilk hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği, 5237 sayılı TCK’nın 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmesiyle uyarlama üzerine son olarak verilen 10.10.2012 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine, incelemeye konu 05/03/2015 tarihli mahkûmiyet hükmünün kurulduğu anlaşıldığından; yapılan duruşmaya, kesinleşen hükme ve karardaki gerekçeye göre, hükümlünün yerinde görülmeyen diğer itirazlarının reddine, ancak; Uyarlama öncesi kesinleşen 05.05.2005 tarihli kararda sanık hakkında sonuç olarak 600.-TL adli para cezasına hükmedilmesine rağmen, uyarlama sonrası 6000....
Ancak ilk suçun 01.06.2005 tarihinden önce işlenmesi halinde tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktar bakımından bu mahkumiyet hükmü ile ilgili bir uyarlama yargılamasının yapılmasının gerekli olup olmadığına bakılması, uyarlama yapılmamış ve/veya hatalı yapılmış olması halinde ise bu hususun infazda yerine getirelebileceği hususu ışığında; Somut dosyamıza gelince Eyüp 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.01.2001 gün, 2001/282 esas ve 2001/30 karar sayılı mahkumiyet hükmü ile ilgili 27.10.2005 tarih 2005/1648 Değişik iş sayılı uyarlama kararı dikkate alındığında, Eyüp 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.01.2001 gün 2001/282-30 sayılı ilamı ile ilgili uyarlama kararının tekerrüre esas teşkil ettiğini belirtilmekle yetinilmesi gerektiğinin düşünülmemesi kanuna aykırı ise de, bu hususun mahallinde gözetilmesi olanaklı kabul edilmekle bozma nedeni yapılmamıştır....