Somut olayda, borçluya yapılan ödeme emri tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasının incelenmesinde; borçluya, ödeme emrinin 25.08.2006 tarihinde ''aynı çatı altında daimi işçisi '' ...'a'' açıklaması ile Tebligat Kanunu'nun 16. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Ödeme Emrinin anılan yasal düzenleme ve yönetmelik hükmü uyarınca, muhatap borçlunun adreste bulunup-bulunmadığı, tebliğ memurunca muhatabın adreste bulunmama sebebi, adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği, dönecekse ne zaman döneceği tespit edilmeksizin aynı çatı altında daimi işçisi ...'a tebliğ edilmesi usulsüzdür....
Blok No. 72 İç Kapı No: 14 Mamak/Ankara" olduğunu, ödeme emrinin ise "Hasandede Köyü Merkez/Kırıkkale" adresinde muhtar aracılığı ile tebliğ edildiğini, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürerek usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu, mahkemece, tebligatın usule uygun olduğu gerekçesi ile bu yöndeki reddine, davacının imzaya itirazının da süre yönünden reddine karar verildiği görülmüştür. İİK'nun 168/4- 5. maddesi hükmüne göre, borçlunun, borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya ve yetkiye itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Davacı borçlunun icra mahkemesine başvurusu, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya itiraz niteliğinde olup, takip şekli itibariyle tüm hususların yasal hak düşürücü süre içerisinde icra mahkemesi nezdinde ileri sürülmesi gerekmektedir....
İlk derece mahkemesince; Davacı tarafın ödeme emri tebliğ işlemine yönelik şikayetinin kabulü ile 16.07.2020 tarihli ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz ve geçersiz olduğuna ve TK'nun 32. maddesine göre ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak bildirilen 14.09.2020 tarihi olarak düzeltilmesine. Davacı tarafın borca itiraz ile ilgili taleplerinin takibin türüne göre İİK'nun 62. maddesine göre görev yönünden usulden reddine dair karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: İlk derece mahkemesi kararına karşı; davalı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, şikayete konu tebliğ mazbatasının incelenmesinde zarf içeriğinde ödeme emri ve ipotek belgesi suretinin bulunduğu şerhinin yer aldığı, takibin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip olduğu, ödeme emri ve dayanak belgenin borçluya tebliğinin yeterli olduğu, tebligatın 16/06/2021 tarihinde aza Ünal Demir'e tebliğ edildiği, kolluk araştırmasında davacı ile T1'ın ikametleri arasında yaklaşık 5 kilometre mesafe bulunduğunun ve davacının en yakın komşusunun 50 metre mesafedeki Metin Akdağ olduğunun tespit edildiği, UYAP Entegrasyon sistemi üzerinden yapılan araştırmada davacının ödeme emrini ve ödeme emri tebliğ mazbatasını 16/03/2022 tarihinde ve devamındaki tarihlerde birden fazla kez görüntülediği, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının İİK m. 16 uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde yapılması gerektiği, işbu davaya konu şikayetin 15/06/2022 tarihinde yapıldığı gerekçesiyle şikayetin...
Borçlunun şikayeti, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayet niteliğinde olup, İİK.nun 16/1. maddesi gereğince bu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Somut olayda borçlunun, icra müdürlüğüne 28.03.2007 tarihinde sunduğu itiraz dilekçesinde ödeme emrini tebliğ aldığını belirttiği, dava dilekçesinde de tebligatı öğrendiği tarihi 27.03.2007 tarihi olarak beyan ettiği, görülmektedir. Bu durumda borçlunun usulsüz tebliğ işlemini 27.03.2007 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekeceğinden 09.04.2012 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru İİK.nun 16/1.maddesinde öngörülen yedi günlük süreden sonradır. O halde mahkemece, şikayetin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir. Öte yandan HMK'nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde "gerekçeli kararın yazıldığı tarihin" yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi.... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini talep ettiği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür. 6100 sayılı HMK.'...
Borçluların icra mahkemesine başvuruları bu haliyle İİK'nun 16. maddesine dayalı ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayet ve İİK'nun 170/a-1 maddesine dayalı alacaklının yetkili hamil olmadığına ilişkin kambiyo hukuku bakımından şikayettir. Şikayet hakkında uygulanması gereken İİK'nun 18. maddesinin 3. fıkrasına göre; taraflar gelmeseler bile mahkemece icabeden kararın verilmesi gerekir. Bu nedenle, HMK'nun 150. maddesi (Basit yargılama usulünde aynı Kanun'un 320/4.maddesi) uygulanarak sonuca gidilmesi doğru değildir. O halde, mahkemece, öncelikle borçlulara yapılan ödeme emri tebligatlarının usulüne uygun olup olmadığının incelenmesi, tebligatların usulüne uygun olarak yapılmadığının tespiti halinde ödeme emri tebliğ tarihlerinin belirlenerek, başvurunun süresi içinde olduğunun anlaşılması durumunda borçluların İİK'nun 170/a-1 maddesine dayalı şikayetlerinin esasının incelenip sonuçlandırılması gerekir....
Mahkemece, ödeme emrinin tebliği işleminin usulüne uygunluğu ve buna bağlı olarak takibin kesinleştiği tarih denetime elverişli şekilde tespit edildikten sonra, davacı borçlunun başvurusunun takibin kesinleşmesinden sonraki devrede zamanaşımı şikayeti olup olmadığı belirlenerek, sonucuna göre bu talep yönünden inceleme yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....
HD, 25.04.2018, 2018/2149 2018/3619 E K) somut olayda; Yargıtay kararındaki ilke ve belirlemeler de gözetilerek, takip dosyasında borçlu asile yapılan ödeme emri tebliğ işleminin iptal edilmeyerek, ödeme emrinin şikayet eden borçlu vekiline tebliğ edilmesi, tebligatın vekile yapılması ile takip kesinleştirildikten sonra takip işlemlerine devam edilmesi gerektiği gerekçesiyle usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile icra emrinin şikayet eden borçlu vekiline tebliğ edilmesine, hacizlerin fekkine karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesinde saydığı nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. HMK'nın 73, 81, 82, 83, Avukatlık Kanunu'nun 41., Tebligat Kanunu'nun 11. maddeleri gereğince vekille takip edilen işlerde vekile tebligatın zorunludur....
Ortaköy (Aksaray) İcra Müdürlüğü'nün 2011/194 Esas sayılı dosyasından davacıya çıkartılan ödeme emri, 20/06/2011 tarihinde, 2011/594 Esas sayılı dosyadan 29/12/2011 tarihinde, 2011/597 Esas sayılı dosyadan 29/12/2011 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı ödeme emirlerinin usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle ödeme emirlerinin iptali ile tüm hacizlerin kaldırılmasına, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkiline ait olan Kayseri ili, Kocasinan ilçesi, Kavakyazısı Mevkiinde bulunan, 2496 ada, 3 parsel 4 numaralı bağımsız bölümün müvekkilinin haline münasip evi olması nedeniyle hacizlerin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece ödeme emirlerinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetin ve meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmiştir....