Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti tarafından açılan konkordato davasında bir yıllık kesin mühlet verildiğini, buna rağmen icrada işlemlere devam olunmasının usulsüz ve yok hükmünde olduğunu, taraflarına yapılan e-tebligatında usulsüz olduğunu, UYAP üzerinden itiraz etmelerine rağmen takibe devam edildiğini, beyan ederek taşınmazların rayiç değerlerinin mahkemece belirlenmesini, usulsüz kıymet takdiri işleminin tümüyle hükmen iptaline karar verilmesini talep etmiş olup bu dava dilekçesi Adana 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/574 E. sayısına kaydedilmiştir. Adana 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 27.09.2019 tarih ve 2019/574 E. 2019/674 K. sayılı kararının gerekçesinde ;”mahkememizce borçlu Şakir Çırçır Ltd. Şti. Yönünden kıymet takdiri işleminin iptaline yönelik şikayet tefrik edilerek Mahkememizin 2019/580 esas sırasında kaydı yapılmış ve eldeki davaya kıymet takdirine itiraz yönünden devam edilmiştir.” denilmiştir. Şu an eldeki dosya , 2019/580 E. sayılı dosyadır. Adana 3....

No:14 Pazaryolu/Erzurum" adresine tebliğe çıkartıldığı ve tebligatın muhatabın adresten sürekli olarak ayrıldığı şerhi ile 30/12/2019 tarihinde bila tebliğ iade edildiği, kolluk araştırmasında da şahsın adreste yaz aylarında ikamet ettiği ve kış aylarında İstanbul ilinde ikamet ettiğinin bildirildiği anlaşılmıştır. Ödeme emrinin, ödeme emrinde yazılı adres dışında mernis adresine tebliğe çıkarıldığı, TK'nın 10. maddesine aykırı şekilde tebliğin bilinen adreste gerçekleştirilmediği, şahsın sürekli olarak adresten ayrılmadığının da kolluk araştırmasında tespit edildiği, davalının da borçlunun takipten haberdar olduğunu TK'nın 32. maddesine göre yazılı delille ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. Mahkemenin, usulsüz tebliğe yönelik şikayetin kabulü kararı isabetlidir. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekilinin süre tutum dilekçesinde, iki ayrı tebligat için açılan davada ayrı ayrı değerlendirme yapılmadan beyanları, delilleri, boşanma davası ve kanun hükümleri dikkate alınmadan karar verildiğini belirterek gerekçeli kararın tebliğinden sonra ayrıntılı istinaf dilekçesini sunacağını bildirdiği, gerekçeli kararın davacı vekiline 05/09/2022 tarihinde tebliğine rağmen, yasal süresi içinde ayrıntılı istinaf dilekçesi verilmediği anlaşılmıştır. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesinde "istinaf incelemesinin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı ancak, bölge adliye mahkemesinin kamu düzenine aykırılık bulunması halinde re'sen gözeteceği" düzenlemesine yer verilmiştir....

Madde yazısı cevabına ilişkin müzekkeresinin Uyap sisteminde kayıtlı evrak işlem kütüğünün incelenmesinde, iş bu usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin davayı ikame eden davacı borçlu vekili T2 tarafından 26/08/2020 tarihinde 16.27.48 saatinde, 04/09/2020 tarihinde 14.14.03 saatinde ve 14/09/2020 tarihinde 09.48.52 saatinde döküman okuma yapılarak okunduğu ve yine davacı vekili T2 tarafından söz konusu 103 davet kağıdına konu taşınmaza ilişkin meskeniyet iddiasıyla 06/10/2020 tarihinde haczedilmezlik davası açıldığı dikkate alındığında, borçlunun dava konusu 103 davet kağıdından en geç dava açıldığı 06/10/2020 tarihinde haberdar olduğu, buna göre 26/10/2020 tarihinde ikame edilen usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin yasal süresinde yapılmadığından, yerel mahkemece davanın süre aşımı nedeniyle reddi kararı isabetlidir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesi tarafından ''.... icra dosyasında şikayetçiye yapılan ödeme emri tebligatının aynı konutta yakına tebliğ şerhi ile ödeme emrinin tebliğ edildiği, yapılan tebligatın şeklen usulüne uygun olduğu ancak şikayetçinin tebliğ alan kişinin kendisiyle aynı konutta oturmadığı yönündeki iddiaları üzerine yaptırılan kolluk araştırmasında tebligatı alan kişinin borçlu ile aynı konutta oturmadığı anlaşıldığından tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmakla usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin kabulü ile icra dosyasındaki tebliğ tarihinin dosyada aksine delil bulunmadığından beyan edilen öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine şikayetin kabulü ile İstanbul Anadolu 18. İcra Dairesi'nin 2019/36758 E sayılı dosyasında şikayetçi borçluya çıkartılan ödeme emrinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 08/02/2021 tarihi olarak düzeltilmesine'' karar verilmiştir....

aralık 2013 te yaptıktan sonra 15 mart 2017 tarhine kadar işlem yapmayarak takip yolunu değiştirdiğini, zamanaşımına uğramış takip üzerinden iflas ödeme emri gönderilmesinin usulsüz olduğunu, borçlulardan süha salan iflasa tabi şahıslardan olmadığı halde kendisine ödme emri gönderilmesinin de usul olduğunu, bu nedenlerle dava dilekçesi ile iflas ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiklerinin tespiti ile dava dilekçesinin ve iflas ödeme emrinin 28.05.2017 tarihinde tebliğ edildiğinin kabulüne, İcra dairesine yapılan itiraz ve şikayet nedenleri ile iflas davasının reddine, karar verilmesini talep etmiştir....

    Hukuk Dairesi 2022/409 Esas-2022/439 karar sayılı dosyasında aynen “Somut olayda, borçlu vekili şikayet dilekçesinde her ne kadar tebliğ tarihinin 25/02/2021 olarak düzeltilmesini talep etmiş ise de UYAP kayıtları üzerinden yapılan incelemede; icra dosyası içerisinde kayıtlı ödeme emrinin ve taranarak kaydedilen tebliğ mazbatasının evrak işlem kütüklerine göre borçlu Ayşe Görgün'ün vatandaş portal üzerinden 08/02/2021 tarihi ve sonrasında ilgili evrakı okuduğu ve takipten haberdar olduğu anlaşılmıştır.” demek suretiyle borçlunun beyan ettiği tarih ile bağlı kalınmaması gerektiği ve dosyayı daha önce uyaptan inceleyip incelemediği araştırılmalıdır şeklinde karar verildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla mahkemenizin ödeme emri tebligatını usulsüz kabul ettiği takdirde davalı kurum aleyhine yargılama giderlerine hükmetmemek gerektiğini, işbu şikayet konusunun usulsüz tebliğ işlemine dayanmakta olup salt tebliğ memurunun eyleminden kaynaklandığını, bu sebeple davalı müvekkilin kendisi...

    şikayet davasında da aynı vekille temsil edildiği, kaldı ki satış ilanının şikayet eden şirkete tebliğe çıkarıldığı ve 13/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, bu tebliğ işlemine yönelik olarak usulsüz tebligat şikayetinde bulunulmadığı, kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesinin kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesinin mümkün olduğu, şikayet eden tarafça kıymet takdirine daha önce itiraz edildiği, iş bu şikayet esnasında yapılan kıymet takdirinin düşük veya yüksek olduğu yönünde bir itirazda bulunulmadığı; taşınmaz malikine 103 davetiyesi gönderilmediği, bu durumun ihalenin feshini gerektirdiği beyan edilmişse de, takip dosyasında anlaşılacağı üzere ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi olduğu, iş bu takipte haciz aşaması bulunmadığından 103 davetiyesi gönderilmesinin gerekmediği; satışı talep edilen taşınmazda kiracı bulunduğu, kiracının icrai...

    DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava; Usulsüz Tebligata İlişkin Şikayet ve İmzaya İtiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Van 2....

    Dosyadaki bilgi ve belgelere; paranın takibin kesinleşmesine istinaden alacaklıya ödenmiş olmasına, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmiş olmasına, bu haliyle alacıklıda bulunan paranın icra müdürlüğü bünyesinde muhafaza edilmesinin gerekmesine, bunun için usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin kararın kesinleşmesine gerek bulunmamasına, usulsüz tebliğe ilişkin kararın 05.09.2022 tarihinde kesinleşmiş olmasına, icra müdürlüğünce paranın borçluya iade edilmeyeceği dikkate alındığında paranın icra müdürlüğü hesabında muhafaza edilmesi sebebiyle alacaklının haklarının korunacak olmasına göre ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Yapılan değerlendirmeler neticesinde ilk derece mahkemesince şikayetin reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusun HMK'nın 353/1- b-1 hükmü gereğince esastan reddine karar verilmiştir....

    UYAP Entegrasyonu