Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; haciz tutanağından anlaşıldığı üzere, dava dışı Özgür Şimşek'in borçlu T4 kiracısı olduğunu beyan ettiğini, mahalde bulunan elektrik ve su faturalarının dava dışı Özgür Şimşek'e ait olmasının işbu beyanları ispatlar nitelikte olduğunu, dava dışı Özgür Şimşek'in, kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine karşı gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun haciz tutanağı ile sabit olup İİK 89/2 maddesi uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilmesi taleplerinin reddinin hukuka aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın gerekçesi olarak İİK madde 338/1 uyarınca davalının cezalandırılmasının talep edilebileceği ifade edilmiş olup, gerekçenin hukuka aykırı olduğunu, işbu dava ile icra memur muamelesinin şikayet edildiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İİK'nın 89. maddesine göre, takipte 3. kişiye gönderilen 1. haciz ihbarnamesine süresinde itiraz edilmez ise mal 3. kişinin yedinde veya borç zimmetinde sayılır....
İcra Hukuk Mahkemesinde de 2022/ 507 Esas sayılı şikayet dosyasını da açmış iken işbu davayı da açtığını, bu nedenle davacının huzurdaki davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, menfi tespit davasının açılabilmesi haciz ihbarnamelerinin mevcudiyetine bağlı olduğundan, haciz ihbarnamelerinin dava şartı olduğunu, bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan da reddi gerektiğini beyan ile tüm bu yönlerden ve esastan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "Dava konusu uyuşmazlığın İzmir ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasına konu borç ve bu dosyadan 2.haciz ihbarnamesine itiraz edilmesine rağmen gönderilen 14/09/2022 tarihli 3.haciz ihbarnamesine ilişkin olduğu, davanın 30/09/2022 tarihinde açıldığı, ayrıca 27/09/2022 tarihinde İzmir 1....
Öte yandan, ihalenin feshi istemine ilişkin şikayet dilekçesinde, satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir iddianın bulunmadığı, ayrıca, fesat olgusuna ya da satılan taşınmazın esaslı niteliklerindeki hata nedenine dayanılmadığı görülmekte olup; bu haliyle İİK.'nun 134/7. maddesinde öngörülen sürenin burada uygulanması da mümkün değildir. Diğer taraftan, şikayet dilekçesinde ileri sürülmeyen bir husus kamu düzenine ilişkin olmadıkça icra mahkemesince re'sen nazara alınamaz. Bu durumda, borçlunun kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğuna yönelik bir iddiası mevcut bulunmadığı halde mahkemece sözü edilen tebligatların re'sen incelenmesi ve anılan hususun fesih nedeni olarak kabul edilerek sonuca gidilmesi isabetsizdir. O halde, mahkemece, ihalenin feshi isteminin süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm tesisi doğru değildir....
Şikayetçi, fesih nedeni olarak belirttiği ihaleye hazırlık dönemine ilişkin bir durumu, yasal sürede icra mahkemesine başvurarak şikayet yoluyla ileri sürmez ise, daha sonra aynı nedene dayalı olarak ihalenin feshini isteyemez. Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler. Somut olayda, borçlunun ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine sunduğu dilekçede, kıymet takdiri ya da satış ilanı tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiada da bulunmadığı görülmüştür....
Kişiye devredilmiş olması sebebi ile hacizlerin fekki talebinde husumetinin bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği, Davacı tarafından, şikayetlerinin 05.05.2020 tarihli icra müdürlüğü kararı ile usulsüz tebliğ şikayetinin icra mahkemesine yapılması gerektiği belirtilmesi nedeni ile tebliğin usulsüzlüğünün tespitine yönelik şikayet olduğunun, mahkemece tebliğ usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin gerekçelendirilmediğinin belirtilerek mahkeme kararının kaldırılmasının talep edildiği anlaşılmıştır. T.K.'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, şikayet olunanın alacaklı olduğu takip dosyasına sıra cetvelinde birinci sırada yer verildiğini, söz konusu takip dosyasında ödeme emrinin Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre usulsüz olarak tebliğ edilmesine ve bu tebliğ işleminden sonra ilanen tebligat yapılmasına rağmen ihtiyati haczin kesinleşme tarihinin usulsüz olarak yapılan ilk tebligata göre belirlendiğini, bu nedenle müvekkilinin alacaklı olduğu takip dosyasının sıra cetvelinin ikinci sırasında yer aldığını ileri sürerek, sıra cetvelinin birinci sırasının iptaline, müvekkilinin alacaklı olduğu takip dosyasının birinci sıraya alınmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Ödeme emri tebliği, icra müdürlüğü işlemi olup, bu işlemin usulsüz olduğu ancak tebliğ işleminin muhatabı tarafından İİK. nun 16.maddesine göre öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurulması halinde icra mahkemesince incelenir ve tebliğ işleminin usulsüz olduğu belirlenir ise İİK. nun 17. ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi öğrenme tarihi esas alınarak düzeltilir. Bir diğer anlatımla, ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı hususu icra müdürlüğünce değerlendirilemez. Bu nedenle şikayet tarihinden sonra icra müdürlüğünce tebliğ işleminin usulsüz olduğu yönünde verilen karar hukuki sonuç doğurmayacağından, aynı konuda icra mahkemesine yapılan şikayeti konusuz bırakmaz. Kaldı ki her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir....
Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca, borçlunun, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda, takip dosyasının yapılan incelemesinde satış ilanının şikayetçi borçluya 28.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçi borçlunun icra mahkemesine sunduğu dilekçesinde, açık artırma şartnamesi ve ilanın incelendiği belirtildiği ve satış ilanının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğine dair herhangi bir iddia ileri sürülmediğine göre, usulsüz olarak yapıldığı ileri sürülen tebliğ işlemlerinden de satış ilanının tebliğ tarihi itibariyle haberdar olunduğunun kabulü gerekir. 28.01.2015 tarihinde muttali olunan usulsüz tebliğ işlemlerine ilişkin 08.04.2015 tarihinde yapılan şikayet, yukarıda açıklanan Yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır....
mümkün bulunduğundan, İİK'nun 349. maddesi uyarınca şikayet hakkının istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE, ll- Tazminat talebine ilişkin olarak kurulan hükme yönelik olarak yapılan temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; İİK’nun 89/4. maddesine göre “üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini tetkik merciinde ispat ederek üçüncü şahsın 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir....
mümkün bulunduğundan, İİK'nun 349. maddesi uyarınca şikayet hakkının istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE, ll- Tazminat talebine ilişkin olarak kurulan hükme yönelik olarak yapılan temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; İİK’nun 89/4. maddesine göre “üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini tetkik merciinde ispat ederek üçüncü şahsın 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir....