Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca, borçlunun, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda, .. İcra Müdürlüğü'nün 2012/ 1673 Esas sayılı dosyasından borçlu adına 24/06/2013 tarihinde ödeme emrinin, 29/01/2014 tarihinde ise hacze ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu vekili ise şikayet dilekçesinde, sadece 24/06/2013 tarihli ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yapmış olup, açıkça şikayet konusu yapılmayan 29/01/2014 tarihli 103 davetiyesi tebliğ işlemine göre 13/01/2015 tarihinde yapılan başvuru, yukarıda açıklanan yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır....
ŞİKAYET Borçlu icra mahkemesine başvurusunda: ödeme emri tebliğ evrakının usulsüz olduğunu, tebliğden 16.03.2022 tarihi itibari ile haberdar olduğunu, takip talebine şirketin eski ünvanı yazılarak usulsüz tebliğ yapılmasının amaçlandığını, normal tebliğin eski unvan yazılarak gönderilip iade dönmesi sonrasında ikinci tebliğin yeni unvan yazılarak TK'nın 35. maddesine göre yapıldığını, ilk çıkarılan tebliğde şirketin eski ünvanı yazılı olduğundan bu ismi komşular dahi kimsenin bilmediğini, tanınmayan şirkete çıkarılan tebliğin iade döndüğünü, şirketin yasa gereği e- tebliğ adresi olduğunu bu nedenle uets haricinde yapılan tebliğlerin yok hükmünde olduğunu belirterek ödeme emrinin iptali ile ödeme emri tebliğ tarihinin 16.03.2022 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. II....
" kısmı çıkarılarak yerine "....İİK’nun 347.maddesi gereğince müştekinin şikayet hakkının düşürülmesine" ifadesi yazılmak suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi ile yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesi gereğince hükmün istem gibi düzeltilerek ONANMASINA, 2- Tazminat talebine yönelik kurulan hükmün temyiz incelemesi sonunda; Üçüncü şahıs ...Ticaret Merkezi A.Ş'nin, asıl borçlu ......
Tetkik mercii, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.” hükmü karşısında, sanıkların yetkilisi olduğu şirket vekilinin 8.05.2008 tarihinde tebliğ edilen birinci haciz ihbarnamesine karşı itirazda bulundukları 12.05.2008 tarihinden önce 17.03.2008 tarihinde Torbalı İcra Müdürlüğünün 2008/1405 esas sayılı takip dosyasında “...Dosya borçlusu ... Entegre Tavukçuluk Anonim Şirketi’nin haciz ihbarnamesine yanıt verildiği tarih itibarıyla müvekkil şirketten vadesi gelmiş olan toplam 109.789.61 YTL tutarında alacağı bulunmakta olup, söz konusu alacağın 15.459.15 YTL’lik kısmı üzerine haciz ihbarnamesinin tebliğ alındığı 13.03.2008 tarihi itibarıyla haciz şerhiniz işlenmiştir” şeklinde beyanda bulunduğu ve bu dosyadaki toplam alacak miktarı ve haczedilen meblağ göz önüne alındığında, üçüncü şahıs davalı şirketin birinci haciz ihbarnamesine itiraz ettiği tarih itibariyle asıl borçlu ... Entegre Tav. San....
Mahkemece ... ada ...parsel sayılı taşınmazı yönelik fesih isteminin işin esasına girilmeksizin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken belirtilen bu parsel yönünden de şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir. 6- İİK. nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği hissedarlara tebliğ edilmelidir. Hissedarlara satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Somut olayda; ihalenin feshini isteyen tüm şikayetçilerin ..., ... ve ...'...
Aynı Kanun'un 16/1. maddesinde ise; "Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere icra ve iflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır." düzenlemesi mevcut olup, buna göre, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin iddia, şikayet niteliğinde olup, usulsüzlüğün öğrenildiği tarihten itibaren (7) gün içinde icra mahkemesine şikayet yoluna gidilebilir. Somut olayda, borçlu ... ... Ltd. Şti. vekilinin 12.12.2013 havale tarihli itiraz dilekçesiyle icra müdürlüğüne başvurarak, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, takipten 11.12.2013 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürmekle beraber borca ve faiz oranına itiraz ettiği görülmektedir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ : Hatay İcra Mahkemesi Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan sanık ...’ın beraatine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1- Müşteki vekilinin 5.7.2007 tarihli şikayet dilekçesiyle borçlu ... hakkında başlatılan takip işleminde, aynı zamanda borçlu vekili de olan sanık ...’ın üçüncü şahıs sıfatıyla kendisine tebliğ edilen birinci haciz ihbarnamesine itirazı sırasında gerçeğe aykırı beyanda bulunmasından dolayı cezalandırılması istemiyle şikayetçi olduğu gözetilmeksizin, sanık ...'ın beyanının gerçeğe aykırı olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi yerine, takip borçlusu ...'nun düzenlediği mal beyanı dilekçesinin geçerlilik koşulları tartışılarak sanık ...'...
TK. 32. maddesi uyarınca yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu tebliğ alan kişi tarafından ileri sürüldüğünde ve mahkemece de bu usulsüzlük kabul edildiğinde yapılan tebligatın usulsüzlüğü ile birlikte öğrenme tarihinin, öğrenme tarihi tespit edilemiyorsa bildirdiği veya şikayet tarihi öğrenme tarihi kabul edilerek mahkemece bu tarihin tebliğ tarihi olduğunun tespitine karar verilir. Somut olayda şikayetçi birinci gönderilen haciz ihbarnamesinin tebliğine ilişkin bir usulsüzlük ileri sürmemiştir. Şikayet, kendisine gönderilen 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkindir. Birinci haciz ihbarnamesi usule uygun olduğundan 2. haciz ihbarnamesinin gönderilmesi doğrudur....
Bu nedenle, mahkemece, öncelikle borçlunun, takibi ve usulsüz olduğunu iddia ettiği ödeme emri tebligatını öğrenme tarihinin tespiti gerekir. Somut olayda, ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 28.11.2014 tarih ve 2014/230 E. - 2014/390 K. sayılı tahliye istemli dava nedeniyle yapılan duruşma davetiyesinin, borçlu şirkete 27.8.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu şirket vekilinin 17.10.2014 tarihli ilk duruşmaya katıldığı görülmekte olup, borçlu, icra mahkemesine yaptığı 20.10.2014 tarihli şikayet başvurusunda, bu tebliğ işleminin de usulsüz olduğunu ileri sürmemiştir. O halde, borçlunun, hakkındaki takipten tahliye davasında gönderilen dava dilekçesinin tebliğ tarihi olan 27.8.2014 tarihinde haberdar olduğu anlaşılmakla mahkemece, şikayetin süre aşımından reddi gerekirken, işin esasının incelenerek şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Sanığın borçlunun maaşına haciz konulmasına ilişkin haciz müzekkeresini 08.10.2012 tarihinde tebliğ aldığı, 1. haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, 2. haciz ihbarnamesine yönelik 04.03.2013 tarihli itirazında ise maaş haciz müzekkeresi gönderilmesi halinde gerekenin yapılacağını beyan etmesi karşısında eylemin İİK’nın 356. maddesi kapsamında kalacağı anlaşılmakla, Eyleme ve yükletilen suça yönelik şikayetçi vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE sonucu itibariyle isabetli bulunan HÜKMÜN ONANMASINA, 27/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....