Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi addolunur." Hukuk Genel Kurulu’nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas ve 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü, icra mahkemesi önüne getirmesi gerekli olup, usulsüz tebliğ şikayeti yedi günlük süreden sonra yapılırsa icra emri tebliğ işlemi kesinleşir....
Aynı yasanın 25. maddesi hükmüne göre de; hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup; ileri sürülmeyen maddi olayları kendiliğinden gözetemez. Somut olayda; borçlu.....'ne yapılan satış ilanı tebliğ işlemi, Teb.Kn.'nun 12. ve 13. maddelerine göre usulsüz olup, bu husus mahkemenin de kabulündedir. Ancak şikayet dilekçesinde sadece asıl borçlu ..... yönünden satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu ileri sürülmüştür. İpotek borçlusu ...'e yapılan satış ilanı tebliğ işlemine dair herhangi bir iddia ileri sürülmediği halde, mahkemece şikayet dilekçesinde dayanılan vakıaların dışına çıkılıp, re'sen dikkate alınacak hususlar kapsamında da bulunmayan satış ilanının şikayetçi ...'e de usulsüz tebliğ edildiği nedenine dayalı olarak ihalenin feshine karar verilmesi doğru değildir. Kaldı ki, adı geçen borçluya yapılan tebligat da usulüne uygundur....
Şikayet dilekçesinin incelenmesinde, şikayetçinin usulsüz tebliğ nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve icra dosyasına yapılan itirazın süresinde olduğundan bahisle takibin durdurulmamasına ilişkin işlemin kaldırılmasına, takibin durdurulmasına ilişkin talepte bulunduğu, ilk derece mahkemesince talep aşılmak suretiyle hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. Oysa taleple bağlılık ilkesi uyarınca, hacizlerin kaldırılması talebi bulunmadığı nazara alınarak talepten fazlasına karar verilemez....
Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Şikayet dilekçesinde öğrenme tarihinin belirtilmemiş olması halinde ise, en geç şikayet tarihinde tebliğden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Öğrenme tarihinin aksi ise ancak, yazılı belgeyle ispatlanabilir ve bu konuda tanık dinlenerek sonuca gidilemez(Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih ve 1967/172- 107 sayılı kararı). Ayrıca tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası da her türlü delille kanıtlanabilir(HGK. nun 2003/12- 600 E. – 2003/606 K.)....
Mahkemece, icra müdürlüğünce istihkak prosedürünün başlatılmasına ilişkin işlem usul ve yasaya uygun olduğundan davacı tarafın şikayetinin reddine, istihkak davası süresinde açılmadığından davacı tarafın istihkak davasının reddine karar verilmiş, karar davacı 3. kişi banka vekili tarafından istemin şikayet olduğunun kabul edilerek kararın bozulması için temyiz edilmiştir.Davacı 3. kişi banka vekili, 1. haciz ihbarnamesi gönderilmesi üzerine rehin hakkı nedeni ile 1. haciz ihbarnamesine itiraz ettiklerini, bunun bir istihkak istemi olmadığını, icra işlemini şikayet ettiklerini, bu işlemin şikayet olduğunun kabulünü, olmadığı takdirde istihkak iddiasının kabul edilerek rehin hakları bulunduğunun tespitine talep ve dava etmiştir....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Somut olayda, icra dosyasında şikayetçiye 19.02.2014 tarihinde “adreste muhatabın kendisine” P şerhi ile 103 davet kağıdı tebliğ edildiği görülmüştür....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından, "Şikayetçi kendisine yapılan İİK 89 haciz ihbarnamesi tebliğinin usulüne aykırı olarak yapıldığını, tebliğ yapılan adresin şube adresi olduğunu beyan etmiş ise de; icra dosyasının incelenmesinde kendisine birinci haciz ihbarnamesinin Çerkeşli köyü mevki Çerkeşli OSB 13. cd. No:1 Dilovası adresinde 04/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, şikayet dilekçesinde ileri sürdüğü gibi Beşiktaş adresinde tebliğ edilmediği, Şikayet dilekçesinde de tebligat adresini adres olarak gösterdiği, bu sebeple usulsüz tebliğ şikayetinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki ödeme emri tebligat işleminin usulsüz olduğuna dair şikayet uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine, borçlunun malları üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararın şikayet edilen alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesinin 13.04.2022 Tarihli kararı ile şikayet edilen alacaklının istinaf başvurusunun süresinde olmadığından istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Hukuk Dairesinin 2019/115 Esas, 2019/1376 Karar sayılı 17.07.2019 tarihli kararında bu yönden detaylı inceleme yapılmış ve tebliğin usulsüz olduğu iddiası yerinde görülmemiş, ihalenin feshi istemi reddedilmiş ve anılan karar kesinleşmiştir. Açıklanan nedenlerle,ıymet takdir raporunun ve satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile satışın durdurulması talebinin reddine ilişkin karara yönelik istinaf başvurusunun usulden, yenileme dilekçesi tebliğ edilmediği şikayetinin reddine ilişkin karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1. bendi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Haciz ihbarnamesinin müvekkiline tebliğ edilmediğini, müvekkilinin aynı adreste ikamet etmemesine rağmen dayısı İrfan’a tebliğ edildiğini, bu sebeple söz konusu tebliğin usulsüz olduğunu, müvekkilinin söz konusu usulsüz tebligatı 17/02/2021 tarihinde öğrendiğini, müvekkilinin takip borçlusu Belgin SARIDAĞ’a herhangi bir borcu bulunmadığı gibi, borçlunun müvekkilinin yedinde mevcut; tahakkuk etmiş ve edecek hiçbir hak ve alacağı da bulunmadığını, iş bu 89/3 haciz ihbarnamesinin usulsüz olarak tebliğ edildiğinin tespiti ile 17/02/2021 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğinin kabulü ve müvekkilinin davacıya borçlu olmadığının tespitinin gerektiğini belirterek davalı aleyhine açmış oldukları menfi tespit davasının kabulüne, 89/3 haciz ihbarnamesinin usulsüz olarak tebliğ edildiğinin tespiti ile müvekkilinin dava dışı takip borçlusu Belgin SARIDAĞ’a borcu olmadığının tespitine, davacının haksız ve kötüniyetli icra takibi yapmış olması nedeni ile dava değerinin % 20sinden aşağı olmamak üzere...