Dava; usulsüz tebliğ ile ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesine yönelik şikayet davası olup, verilen kararda kamu düzenine aykırılık da görülmemiştir. Bu nedenle, başvurunun HMK''nın 355. maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Haciz ihbarnamesine itiraz edilmesine rağmen 2. 3.Haciz ihbarnamelerinin çıkarıldığı, bu haciz ihbarnamelerine itiraz edildiğinden usulsüz bulunduğundan iptaline karar verilmesi şikayetidir. Şikayet dilekçesinin içeriği ve icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının talebince borçlu 3. kişiye 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiği 03/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği 07/11/2016 tarihinde borçlu tarafından "2016/12895 esas dosya numarası ile tarafımıza çalışanımız değildir" şeklinde itirazda bulunmuştur....
Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; davacı vekili tarafından müvekkiline ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu iddia edilerek tebliğ tarihinin düzeltilmesine yönelik şikayet yoluna başvurulduğu, dava dilekçesinde müvekkilinin öğrenme tarihi olarak 31/10/2022 tarihinin gösterildiği ve tebliğ tarihinin de 31/10/2022 olarak düzeltilmesinin talep edildiği, buna göre en geç bu tarihten itibaren 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde şikayet yoluna başvurulması gerektiği, ancak davacı vekili tarafından 7 günlük süre geçtikten sonra 13/11/2022 tarihinde şikayet yoluna başvurulduğu anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince şikayetin süreden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Davacı üçüncü kişinin hakkında düzenlenen 89/2 haciz ihbarnamesinin iptaline yönelik şikayet hakkını kullanmasında kötüniyetten bahsedilemez ve para cezası verilmesini gerektirmez. Bu nedenle mahkemenin davacı asil hakkında verdiği para cezasını kaldırmak gerekmektedir. Davalılar vekilinin istinaf talebinin değerlendirilmesinde, Davacı üçüncü kişinin hakkında düzenlenen 89/2 haciz ihbarnamesinin iptaline yönelik şikayet hakkını kullanmasında kötüniyetten bahsedilemez ve para cezası verilmesini gerektirmez. Bu nedenle davacı vekilinin de para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir....
Borçlu vekilinin şikayet dilekçesinin incelenmesinde; satış ilanının tebliğ edilmediğinin ve bu nedenle ihalenin usulsüz olduğunun ileri sürüldüğü, öğrenme tarihi olarak belirtilen süreye göre de istemin süresinde olduğu anlaşılmaktadır. Borçlu vekilinin, satış ilanının tebliğ edilmediği iddiası ile fesih istemi, tebligatın usulsüz yapıldığı iddiasını da kapsamaktadır. O halde mahkemece, fesih isteminde bulunan borçlu adına yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı incelenerek, usulüne uygun olmadığı tespit edilir ise, satış ilanının usulsüz tebliğinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu gözetilerek borçlunun talebinin kabulü ile ihalenin feshine, şayet tebliğ işlemi usule uygun yapılmış ise, istemin süresinde olmadığından reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Açıklanmaya çalışılan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun gerekçeye yönelik olarak kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, yerine açıklanan gerekçeyle "Usulsüz Tebliğ Şikayetinin Süre Aşımı Nedeniyle REDDİNE" dair yeni bir hüküm kurulması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İcra Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kıymet takdirine itirazla birlikte usulsüz tebligat nedeniyle icra muamelesini şikayet istemidir. Dosya kapsamından, asıl takibin ... 7. İcra Müdürlüğünün 2004/3518 E. sayılı dosyada yapıldığı, yazılan talimat üzerine Ümraniye 2. İcra Müdürlüğünden 2005/1301 sayılı dosyada kıymet takdirinin yapıldığı, kıymet takdiri raporunun davacıya ... İcra Müdürlüğünce tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. İ.İ.Y.nın 128/a maddesi uyarınca kıymet takdirine itiraz, raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesine yapılmalıdır. Ancak, kıymet takdirine yapılan itirazın Ümraniye İcra Mahkemesince tefrik edilip elde bırakıldığı, usulsüz tebligata yönelik talep hakkında yetkisizlik kararı verildiği, usulsüz tebligatın ise ... İcra Müdürlüğünce çıkarıldığı anlaşılmakla, ......
DAVA KONUSU : ŞİKAYET KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir 9. İcra Müdürlüğü'nün 2020/1995 E. sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, örnek 7 nolu ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini, dava tarihi itibariyle tebligat parçasının dosyada olmadığını, müvekkilinin usulsüz tebligatı 17/02/2020 tarihinde öğrendiğini, bu nedenle usulsüz tebligatın öğrenme tarihinin 17/02/2020 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekiline usulüne uygun tebligatın yapıldığı, cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davacı yanın usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine, karar verilmiştir....
Sırasında yer alan Mersin 5.İcra Dairesinin 2017/298 esas sayılı dosyasında, borçluya gönderilen tebligat üzerinde "bu zarfta ödeme emri örnek 7 vardır" yazılı ise de, sonradan borçluya kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ edildiği halde, borçlu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, örnek 10 ödeme emrinin veya dayanak belgelerin tebliğ edilmediğini TK'nun 32 ve İİK'nun 16. Maddeleri gereğince yasal süresi içerisinde şikayet yoluyla ileri sürmediğinden sıra cetveline yönelik şikayette de ileri sürülemez. Bu nedenle, Mersin 5.İcra Dairesinin 2017/298 esas sayılı dosyasının sıra cetvelindeki sırasına yönelik şikayetin reddine karar verilmesi doğru olmuştur....
İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar birinci haciz ihbarnamesinin davalıya tebliğinin usulsüz olduğu ileri sürülmüş ise de tebliğ usulsüz olsa bile muhatabı tebliği öğrenmiş olsa bile usulüne uygun tebligatın sonuçlarını doğuracağı, yine muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olacağı, davalının icra dosyasına 25.03.2014 tarihinde ödeme yaptığının dosyadaki tahsilat makbuzları ile ... olduğu, yine davalının 26.03.2014 tarihli birinci haciz ihbarnamesine itiraz dilekçesince haciz ihbarnamesinin tebellüğ ettiğine ilişkin beyanı olduğu ve her halükarda birinci haciz ihbarnamesini 26.03.2014 tarihinde öğrenmiş olduğu, tebliğin amacının hasıl olduğunun kabulünün gerektiği, bu nedenlerle davalının ödeme yaptığı anda alacağın temlikini bilmediği ve bilebilecek durumda da olmadığı, davacının haciz ihbarnamesinden haberdar olduğunu 26.03.2014 tarihinde beyan ettiği ve 25.03.2014 tarihinde...