İcra takibinde takip hukuku bakımından dikkate alınacak tebliğ işlemi vekile yapılan tebliğ işlemidir. Vekil varken asıla yapılan tebligat sonuç doğurmaz. Asıla yapılan tebligat, ancak icra ceza mahkemesinde yapılan nafaka yükümlülüğünü ihlal, mal beyanında bulunmamak gibi icra ceza suçlarına yönelik şikayette gözetilir. Bu kapsamda cezaların şahsiliği prensibi uyarınca asıla tebligat yapılıp yapılmadığı ya da tebliğin usulüne uygun olup olmadığı, ancak yapılan şikayet üzerine icra ceza mahkemesi hakimi tarafından suçun oluşup oluşmadığı bakımından re'sen gözetilip incelenir. Dolayısıyla davacının icra hukuk mahkemesinde, asıla yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiasının takip hukuku bakımından bir etkisi ve karşılığı bulunmamaktadır. Kaldı ki hukuk hakimince verilen tebliğin usulüne uygun olduğu ya da usulsüz olduğu yönündeki karar maddi gerçeği aramakla yükümlü icra ceza hakimini bağlamaz....
ın beraatine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1- Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde; Sanığın birinci haciz ihbarnamesine yaptığı itirazında ... 2. İcra Müdürlüğünün 2008/8707 esas sayılı dosyasındaki borcunu haricen kapattığını bildirmesi karşısında, borcun hangi tarihte ve ne şekilde kapatıldığı, birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle sanığın asıl takip borçlusuna ödemesi gereken kesin ve muaccel bir borcu olup olmadığı araştırılıp, gerektiğinde asıl borçlu ...'...
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.)....
Ne var ki takip dosyasının incelenmesinde, usulsüz tebliğ edildiğini iddia ettiği ödeme emrinin 28.10.2014 tarihinde tebliğ edilmesinden sonra, borçlu vekili tarafından 05.11.2014 havale tarihli olarak icra müdürlüğüne verilen dilekçe ile borca ve imzaya itirazlarını bildirdiği görülmüş olmakla, şikayetçi borçlunun aynı tarihte icra takibi ve ödeme emri tebliğ işlemini öğrendiğinin kabulü gerekeceğinden, 04.12.2014 tarihinde yapılan şikayet, İİK’nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır. O halde, mahkemece şikayetin süre aşımı nedeni ile reddine karar vermek gerekirken işin esasına girilerek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile tebligat tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğü'nün 2017/8215 esas sayılı dosyasından davacıların murisi Aşire Beli'ye yapılan 89/1 haciz ihbarnamesine ilişkin tebligatın usulsüz olduğunun tespitine, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 25/01/2022 tarihi olarak düzeltilmesine, gönderilen 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin iptaline, Geçersiz tebliğe dayalı işlemlerin iptaline, dair karar verilmiştir....
Aynı Yasanın 25. maddesi hükmüne göre de; hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup; ileri sürülmeyen maddi olayları kendiliğinden gözetemez. Somut olayda; yukarıda içeriği kısmen özetlenen şikayet dilekçesi kapsamına göre; şikayetçi borçlu vekili, kendisine yapılan satış ilanı tebligatının usulsüz olduğunu açıkça ileri sürmediği halde, mahkemece, şikayet dilekçesinde dayanılan vakıaların dışına çıkılarak, kamu düzeniyle ilgili olmayan, re'sen dikkate alınacak hususlar kapsamında da bulunmayan; "satış ilanının şikayetçi vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesi" nedenine dayalı olarak ihalenin feshine karar verilmesi doğru değildir....
- K A R A R - Şikayetçi vekili, sıra cetvelinde yer alan üç dosyanın ihtiyati haciz kararı ile açıldığını ve kesin haciz tarihlerine göre sıralama yapıldığının belirtildiğini, usulsüz tebligatlar nedeniyle kesin haciz tarihlerinde hataya düşüldüğü gibi, yapılan işlemin takip hukukuna da aykırı olduğunu, sıra cetvelinde birinci sırada ve ikinci sırada yer alan şikayet olunanın takip dosyalarında yapılan tebligatın ....isimli kişiye yapılması nedeniyle usulsüz olduğunu, usulsüz tebligatlara göre oluşturulan kesinleşme tarihleri baz alınmak sureti ile sıra cetvelinin oluşturulduğunu, usulüne uygun tebligatın bulunmadığı bu iki dosyada tebliğ ve kesinleşme tarihlerinden söz etmenin hukuken mümkün olmadığından şikayete konu sıra cetvelinin de hukuki kıymetinin bulunmadığını ileri sürerek, şikayet olunan dosyalarının sıradan çıkarılmasına, bir an için aksinin düşünülmesi halinde ihtiyati haciz olduğundan alacağın garameten dağıtılmasına karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir....
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlu icra mahkemesine başvurusunda, diğer şikayet ve itirazlarının yanında ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu da ileri sürdüğü halde, mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı, olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmediği görülmektedir. Mahkemece; öncelikle tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin incelenerek tebligatın usulsüz olduğu sonucuna varılması halinde, usulsüz tebligattan haberdar olunan tarihe göre şikayetin süresinde olması durumunda, tebligat tarihinin TK.'...
muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır....
, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır....