Bu yöndeki şikayetin ise aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapılması gerekir. İcra müdürlüğüne yapılan şikayet sonuç doğurmaz. Somut olayda, borçluya, ödeme emrinin 20.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin ise 10.02.2015 tarihinde icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile ödeme emri tebligatının usulsüz yapıldığı iddiası ile birlikte yetkiye ve borca itiraz ettiği, icra müdürlüğünce tebligat usulsüzlüğünün, icra müdürlüğünce incelenemeyeceği gerekçesiyle süresinden sonra yapılan itirazın reddi ile takibin devamına karar verildiği görülmüştür. Tebliğ işlemine yönelik şikayetin icra mahkemesine yapılması gerekip, icra müdürlüğüne yapılan başvuru sonuç doğurmayacağından, memurluk kararı yasaya uygundur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı borçlunun ödeme emri tebligatında "davacı ... imzasına tebliğ edildi" denilmesine rağmen imzanın kendisine ait olmadığını beyan etmesi üzerine mahkemece aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda imzanın davacı eli ürünü olmadığı anlaşılmakla davacıya yapılan tebligatın usulsüz olduğu, davacının ödeme emrini öğrenme tarihi 13.08.2019 olmakla, kambiyo vasfına yönelik süresinde şikayette bulunduğu, davaya konu kambiyo senedinde düzenleme yeri bulunmadığından takibe konu olan 01.06.2019 vadeli 200.000,00 TL bedelli bononun kambiyo vasfında olmadığı gerekçeleriyle davanın usulsüz tebligat şikayeti bakımından kabulüne, ... 9. İcra Müdürlüğü'nün 2019/8103 E. sayılı dosyasında ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunun ve davacının ödeme emrine 13.08.2019 tarihinde muttali olduğunun tespitine, kambiyo vasfına yönelik şikayet bakımından davanın kabulüne, ... 9....
ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebliğ işleminin, borçlunun tebliğ yapılan yerde oturmaması, tebliğ mazbatasında geçici mi sürekli mi bulunmadığı hususunun tespit edilmemesi, bilgisi alınan ve haber bırakılan komşunun kimlik bilgilerinin dercedilmemesi, tebliğ mazbatasında yazan isimde bir komşusunun bulunmaması ve haber kağıdının kapıya yapıştırılmaması sebepleri ile usulsüz olduğunu, icra takibinden 13.6.2022 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek, ödeme emri tebliğ tarihinin bildirilen öğrenme tarihi olarak düzeltilmesini ve borçlu hakkında uygulanan hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; tebliğ yapılan adresin borçlunun mernis adresi olduğunu, iş bu şikayet yapılmadan iki gün önce kötü niyetli olarak adres değişikliği yapıldığını ve şikayete konu ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu ileri sürerek şikayetin reddini istemiştir. III....
ın, şikayet yoluyla icra mahkemesine yaptığı başvuruda, adına çıkan birinci ve ikinci haciz ihbarnamesi tebliğlerinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini ileri sürdüğü ve tebliğ tarihlerinin düzeltilmesini talep ettiği, mahkemece, tebliğ tarihinin düzeltilmesinde dosyada taraf olmayan 3.kişinin hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinde; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur” hükmü yer almaktadır. Somut olayda; kendisine İİK'nın 89/1 ve 89/2 maddeleri uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilen davacı 3.kişinin haciz ihbarnamesi tebliğatlarının usulsüzlüğüne ilişkin şikayette hukuki menfaati olduğundan şikayet hakkı vardır....
İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince: "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Usulsüz tebliğ şikayetini tebligatın muhatabı ileri sürebileceği ve şikayetçinin usulsüz tebliğ şikayeti yönünden aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, Haczin düştüğü ve kaldırılması gerektiğine ilişkin şikayetin ise alacaklı tarafın satış avansı yatırdığı ve haczin düşmediği kanaatine varılmakla yerinde olan icra müdürlüğü işlemine karşı şikayetin reddine" dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, verilen kararın yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin Adana Kozan Turunçlu Mahallesinde bulunan taşınmazı borçlu Davut Alpaslan’dan satın aldığı, taşınmazlar üzerine ihtiyati haciz konulduğunu, borçluya yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, satış avansının da süresinde yatırılmadığını, haczin İİK 106 ve 110. maddeleri gereğince kaldırılması gerektiğini söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....
Tüm bu tespitler ve izahatlar ışığında, neticeten şikayetin reddi gerektiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından HMK'nın 355/1 maddesi delaletiyle HMK'nın 353/1- b.2 maddesi gereğince usulsüz tebliğ şikayetinin esastan reddine dair ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine, usulsüz tebliğ şikayeti reddedildiğinden, davacı hakkında yapılan takip işlemlerinin iptaline ilişkin ve hacizlerin kaldırılmasına ilişkin taleplerin de reddine dair yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, 2- Mersin 3....
İİK.nun 128/a maddesine göre de; kıymet takdir raporunun tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinin kıymet takdiri işlemine karşı şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurarak düzenlenen raporun gerçeği yansıtmadığını ileri sürebilirler. Borçlunun, haczedilen limited şirketteki hisselerinin, uzman bilirkişi tarafından usulünce kıymet takdiri yapılarak reel değerleri tespit edilmeksizin, ilgili ticaret sicil müdürlüğünden hacze ilişkin olarak verilen cevap yazısında belirtilen sermaye değeri esas alınarak ihale yapıldığı ve ihaleye esas alınan bu değerin, borçluya tebliğ edilmeyip şikayet hakkı tanınmadığı görülmektedir. Bu durumda, borçlu, ihaleye esas alınan kıymetin düşük olduğunu ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürebilir....
Hatay İcra Dairesinin 2019/24578 esas sayılı dosyası incelendiğinde, davalı alacaklı vekilince davacı borçlu T1 aleyhine keşidecisi T1, lehtarı ve yetkili hamili T3 olan, 05.01.2018 vade tarihli 2.000.000,TL bedelli, bir adet bonoya dayalı olarak 19.06.2019 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde örnek 10 ödeme emrinin davacıya 20.06.2019 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz oluğu iddiasına dayalı şikayet üzerine Hatay İcra Hukuk Mahkemesinin 21.11.2019 tarih ve 2019/396 esas, 2019/900 karar sayılı kararı ile ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verildiği, ödeme emri tebliğ işleminin mahkemece iptalinden sonra eldeki şikayet tarihi itibariyle davacı borçluya henüz yeni bir ödeme emri tebliğ edilmediğinden şikayetin süresinde olduğu anlaşılmıştır....
Bu durumda, borçlu ... adına gönderilen ödeme emri tebligatı, usulsüz tebliğ edilmiş olduğundan, adı geçen borçlu yönünden usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin, şikayet dilekçesinde bildirilen öğrenme tarihi olan 17.10.2015 tarihi olarak düzeltilmesi gerekir. Öte yandan, İİK'nun 168/1. maddesinin 3, 4 ve 5. bentleri gereğince, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Bu süre en geç ödeme emrinin, itiraz ya da şikayet edene tebliğinden sonra başlar....
, ödeme emri tebliğ tarihinin 17/11/2020 olarak tespitine ve takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....