Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca, borçlunun, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda, takip dosyasının yapılan incelemesinde ödeme emrinin şikayetçi borçluya 28/03/2014 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçi borçlunun icra mahkemesine sunduğu dilekçesinde, 03/04/2014 tarihinde muttali olunan usulsüz tebliğ işlemlerine ilişkin 15/04/2014 tarihinde yapılan şikayet, yukarıda açıklanan Yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır. O halde, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek sonuca gidilmesi isabetsizdir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/864 Esas sayılı dosyasında açmış olduğu usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin davanın sonucunun beklenilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Kabule göre de, davacının başvurusunun kambiyo hukuku bakımından şikayet olmasına rağmen mahkemece davanın borca itiraz olarak nitelendirilmesi de usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nun 353/1- a.6. maddesi gereğince kaldırılmasına, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler doğrultusunda yargılama yapılarak yargılamanın tamamlanması ve bir karara bağlanması amacıyla davanın yeniden görülmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emrinin 30.11.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise İİK.nun 168/3.maddesinde öngörülen yasal süreden sonra 28.03.2014 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvurusunda, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürerek tebliğ tarihinin 28.03.2014 olarak düzeltilmesini ve bonoda keşide yeri olmadığından takibin iptalini talep ettiği, mahkemece, tebliğ tarihinin 25.03.2014 olarak düzeltilmesine ve takibin İİK'nun 170/a gereğince iptaline...
Dairemizin kaldırma kararında da açıklandığı üzere; "dava, borçlunun çeke dayalı kambiyo takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası yanında icra dairesinin yetkisine, çekin kambiyo vasfına, imzaya, borca ve takip öncesi/sonrası zamanaşımına ilişkin itiraz ve şikayete ilişkindir." Davacının dava dilekçesinde yalnızca ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürdüğü, dilekçede yenileme emri tebliğinin usulsüzlüğüne yönelik hiçbir iddiasının bulunmadığı, dava dilekçesinin sonuç kısmında da "dosya kapsamında usulsuz tebligatlar nedeniyle kesinleşen icra dosyasında; tüm usulsuz tebligatlar yönünden ; usulsüz tebligat nedeniyle icra dosyasını öğrenme tarihi olan 24.07.2019 tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi" şeklinde bir talebinin yer almadığı açıktır....
DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ VE TAKİBE İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil aleyhine kambiyo senedine istinaden icra takibi başlatıldığını, tebligatın usulsüz olduğunu, senette bildirilen adrese tebliğ yapılmadan başka bir adrese tebliğ çıkarıldığını, tebliğ tarihinde müvekkilinin İstanbul'da daimi olarak çalıştığını, tebliğ edilen adreste bulunmadığını, muhtarlığa yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, 12/02/2020 tarihinde icra dosyasında fotokopi almak istemesi sebebi ile takipten haberdar olduğunu, takip konusu senette düzenleme tarihinin bulunmadığını, düzenleme tarihi bulunmasının zorunlu olduğunu, eksik olması sebebiyle kambiyo senedi vasfının taşımadığını belirterek tebligatın usulsüz olduğunun tespiti ile ıttıla tarihinin 12/02/2020 tarihi olarak belirlenmesine, senette düzenleme tarihi bulunmadığından takibin iptaline ve %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu ... ve alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlunun temyiz itirazlarının REDDİNE; 2-Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine geçildiği, borçlunun icra mahkemesine verdiği dilekçede ödeme emrinin tebliğ işlemine yönelik şikayetle birlikte borca ve ferilerine kısmi itirazda bulunduğu, mahkemece usulsüz tebliğe yönelik şikayetin kabulüne borca itirazın reddine, faize itirazın kısmen kabulüne...
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, İİK'nın 169., 169/a. maddeleri uyarınca yetkiye ve borca itiraz istemine ilişkindir. Davacının Atatürk Cad., ... Ağrı adresine çıkartılan ödeme emrinin bila tebliğ iadesi üzerine, davalı alacaklı vekilinin talebi ile davacının 100. Yıl Mah., ... Ağrı adresine ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı, ancak ödeme emri tebligatının icra dosyasında bulunmadığı, PTT tebligat sorgusuna göre, 18/09/2019 tarihinde aynı konutta yakına teslim edildiği tartışmasızdır. Mahkemece anılan tebliğ işlemine ilişkin tebligat örneği icra müdürlüğünden istenilmiş, gelen yazı cevabına göre tebligat örneği temin edilmeksizin, yazılı gerekçe ile ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği kabul edilerek, şikayetin kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir....
Bu nedenle, davacı vekilinin ödeme emrinin usulsüz tebliği edildiği iddiasıyla yaptığı şikayetin Mahkemece reddi kararına yönelik istinaf sebep ve gerekçesine itibar edilmemiştir. İİK'nın 168, 169 ve 170 ve 170/a maddelerinde; kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren takip müstenidi kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasında ise bunu, borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zaman aşımına uğradığı veya yetki itirazını sebepleri ile birlikte, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre kambiyo hukuku bakımından takip hakkı olmadığını (şikayet yoluyla) beş gün içinde açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Anılan yasa hükümlerine göre imzaya, borca, yetkiye itiraz ve kambiyo hukuku bakımından şikayet ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süreye tabidir....
Borçluların icra mahkemesine başvuruları bu haliyle İİK'nun 16. maddesine dayalı ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayet ve İİK'nun 170/a-1 maddesine dayalı alacaklının yetkili hamil olmadığına ilişkin kambiyo hukuku bakımından şikayettir. Şikayet hakkında uygulanması gereken İİK'nun 18. maddesinin 3. fıkrasına göre; taraflar gelmeseler bile mahkemece icabeden kararın verilmesi gerekir. Bu nedenle, HMK'nun 150. maddesi (Basit yargılama usulünde aynı Kanun'un 320/4.maddesi) uygulanarak sonuca gidilmesi doğru değildir. O halde, mahkemece, öncelikle borçlulara yapılan ödeme emri tebligatlarının usulüne uygun olup olmadığının incelenmesi, tebligatların usulüne uygun olarak yapılmadığının tespiti halinde ödeme emri tebliğ tarihlerinin belirlenerek, başvurunun süresi içinde olduğunun anlaşılması durumunda borçluların İİK'nun 170/a-1 maddesine dayalı şikayetlerinin esasının incelenip sonuçlandırılması gerekir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı borçlu Kattuf adına çıkarılan ödeme emri tebligatını tebliğ alan Ethem Aksoy'un muhatapla birlikte oturmadığı tespit edildiğinden usulsüz olduğu, senette T2 parmak izi olması sebebiyle senedin kambiyo vasfında olmadığı iddia edilmiş ancak devamında çekilen ortak kredide T2 adının olmaması sebebiyle senedin düzenlendiği, bu senetten dolayı ödemelerin yapıldığı iddia edildiği, İİK 170/a maddesi kapsamında senet kambiyo vasfında olmasa da davacıların ödeme iddiasında bulunmak suretiyle borcu kabul ettikleri, takibe dayanak belgenin kambiyo vasfına haiz senet olduğu, davacı borçlunun borcu olmadığına ve senet içeriğin sonradan doldurulduğuna ilişkin iddiasını İİK'nın 169/a maddesinde öngörülen belgelerden herhangi biri ile ispat edemediği gerekçeleri ile davacı T2 usulsüz tebligata ilişkin şikayetin kabulü ile davacıya yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun tespiti ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 13/01/2020 olarak düzeltilmesine...