Dairemizce yapılan değerlendirmede; Davacı vekilince müvekkili şirket hakkında Sivas İcra Müdürlüğü'nün 2021/10158 Esas sayılı takip dosyası icra takibi başlatıldığını, 11/05/2021 tarihinde yapılan ödeme emrinin usulsüz olması nedeniyle ödeme emri tebliğ tarihinin 07/06/2021 tarihi olarak düzeltilmesini talep ettiği ayrıca tebliğ tarihinden önce yapılan işlemlerin geriye alınarak dosyadaki hacizlerin kaldırılmasını, takibin kesinleşmemesi nedeniyle asıl alacağa, faize, faiz oranına ve diğer ferilere itiraz ettiği, mahkemece yapılan yargılama neticesinde şikayetin kabulü ile, bahse konu icra dosyasındaki ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespitine, borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 07/06/2021 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği anlaşılmıştır....
Davalı alacaklı T3 tarafından davacı borçlu T1 aleyhine, hak ediş alacağı sebebine dayanarak ilamsız icra takibi yapılmış, davacıya 09/10/2018 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiş, 06/12/2018 tarihinde açılan dava ile usulsüz tebligatın iptali ile yeniden tebligat yapılması istenilmiş, mahkemece şikayetin kabulü ile tebligat tarihinin 06/12/2018 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili usulsüz tebligat nedeniyle tebliğ işleminin iptali ile yeniden tebligat çıkartılmasına karar verilmesi gerektiğini iddia ederek istinaf başvurusunda bulunmuştur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile TK'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ tarihinin, öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekir....
Borçlu, takip dosyasından kendisine gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile birlikte aynı davada itiraz ve şikayetlerini ileri sürebileceği gibi tebliğ usulsüzlüğünü ayrı bir davada, borca ve imzaya yönelik itirazlarını, ayrıca takibe yönelik şikayetlerini ayrı bir davada ileri sürmesi mümkündür. Borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti ile borca ve takibe yönelik itiraz ve şikayetlerini ayrı ayrı dava açarak talep etmesi halinde borca, imzaya itiraz ve şikayetin yasal süresi içerisinde yapılıp yapılmadığı usulsüz tebliğ şikayetinin sonucuna bağlıdır. HMK'nın 166/1. maddesine göre, bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına kadar yargılama bekletilebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte borçlunun 13/01/2015 havale tarihli dilekçesi ile; 24/06/2013 günü yapılan ödeme emrine ilişkin tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ve takibe konu senedin teminat amacıyla verilmesi nedeniyle kambiyo vasfına haiz olmadığını ileri sürerek takibin ve satışın durdurulmasını, hacizlerin kaldırılmasını ve alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiği, mahkemece ödeme emri tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile itiraz yönünden, takibin niteliği gereği icra dairesine süresinde bir itiraz olmadığından...
İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur. Borçlunun, dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili değildir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır....
yana sisteme kayıtlı olduğundan 7/A uyarınca usulsüz olduğunu belirterek itiraz ettiğini, bu hususta Aydın 1....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; "Somut olayda takip dayanağı belgelerin incelenmesinden, borçlunun kredi sözleşmesinde bildirilen adresine, hesap kat ihtarının tebliğe çıkarıldığı, muhatabın iş takibinde olması nedeniyle daimi çalışan Necati Akbal'a tebliğ edildi şerhiyle tebligatın tebliğ edildiği, muhatap şirketin daha sonrasında icra emrinin de aynı adreste aynı şekilde muhatap şirkete tebliğ edildiği anlaşılmış olup davacı tarafın ihtarnamenin usulsüz tebliğ edildiği itirazının yerinde olmadığı,İİK'nun 149/a maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı kanunun 33/1- 2 maddesine göre itfa ve imhal nedeniyle icranın geri bırakılması talep edilmediği, hesap kat ihtarlarının usulüne uygun tebliğ edildiği anlaşılarak davanın reddine" karar verildiği görülmüştür....
talep ettiği, icra dairesince 24.07.2015 tarihli işlemle borçlu tarafta kalan tebligat parçasındaki tarih veya PTT’nin web sitesindeki sorgulamada yazan tarihin değerlendirilmesinin yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile talebin reddine karar verildiği, borçlu vekilinin 05.08.2015 tarihinde şikâyet yolu ile icra mahkemesine başvurarak ödeme emri tebligat mazbatasında tebliğ tarihinin posta memuru tarafından sehven 04.05.2015 tarihi olarak yazıldığını, ödeme emri tebliğ tarihinin 05.05.2015 olduğunu, ayrıca ödeme emrinin de usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek şikâyetin kabulü ile takibe süresinde itiraz edilmiş olmasına rağmen takibin durdurulmasına yönelik talebin reddine ilişkin icra dairesinin 24.07.2015 tarihli işleminin kaldırılmasına ve tebliğ tarihinin tespiti ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiği, icra mahkemesince istemin ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 05.05.2015 tarihi olarak düzeltilmesine ilişkin usulsüz tebliğ şikâyeti şeklinde nitelendirildiği...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, takip dayanağı hesap kat ihtarının 19/12/2018 tarihinde muhatabın işte olması sebebiyle aynı konutta eşi Yüksel Tekekoğluna tebliğ edildiğinin görüldüğü, anılan tebligatın usulüne uygun olduğu, davacı borçlu tebligattaki atılı imzanın eşine ait olmadığı yönünde itiraz etmiş ise de 3.kişinin atılı imzasına itiraz edemeyeceğinden bu itirazın yerinde olmadığı, takip dayanağı hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edildiği, İİK.'...
Borçlu adresinde bulunmadığı için ödeme emri onun adına tebligatı kabule yetkili bir kimseye (örneğin borçlunun eşine) tebliğ edilmiş ve borçlu seyahatte olduğu için, eşi yedi gün içinde ödeme emrini borçluya verememiş ise, borçlu seyahatten döndükten sonra ödeme emrini öğrenince (üç gün içinde) gecikme itirazında bulunabilir. Gecikmiş itirazın söz konusu olabilmesi için ödeme emrinin usulüne uygun yapılmış olması ve bir engel nedeniyle süresinde icra dairesinde itirazın yapılmamış olması gerekir. Ödeme emri tebligatı usulsüz ise borçlu ödeme emrini öğrendiği tarihten itibaren normal itiraz yoluna gitmesi ve ödeme emri tebligatının usulsüz olması nedeniyle ödeme emri tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi için şikâyet yolu ile icra mahkemesine başvurması gerekir. Somut olayda ödeme emrinin TK.21/2 maddesine göre borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği tarihte borçlunun yurt dışında olduğu anlaşılmaktadır....