Takipli iflas davası açılabilmesi için iflas ödeme emrinin borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olması gerekir. Ödeme emri tebliği usulsüz ise ödeme emri borçlunun usulsüz tebligatı öğrenmiş olduğu tarihte tebliğ edilmiş sayılır. Somut olayda, davalı şirket adına çıkartılan iflas ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu iddiası ile Van İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/92 Esas sayılı dosyası üzerinden verilen kararın istinaf aşamasında olduğu ve kararın henüz kesinlemediği, tebligatın usulsüz olduğunun kabul edilmesi halinde davalı şirketin usulsüz tebligatı öğrenme tarihinin davadan sonra 11/02/2020 olduğundan davadan önce usulsüz tebliğ nedeniyle kesinleşmemiş icra takibine dayalı olarak iflas davası açılamayacağı (Yargıtay 23....
Takipli iflas davası açılabilmesi için iflas ödeme emrinin borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olması gerekir. Ödeme emri tebliği usulsüz ise ödeme emri borçlunun usulsüz tebligatı öğrenmiş olduğu tarihte tebliğ edilmiş sayılır. Somut olayda, davalı şirket adına çıkartılan iflas ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu iddiası ile Van İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/92 Esas sayılı dosyası üzerinden verilen kararın istinaf aşamasında olduğu ve kararın henüz kesinlemediği, tebligatın usulsüz olduğunun kabul edilmesi halinde davalı şirketin usulsüz tebligatı öğrenme tarihinin davadan sonra 11/02/2020 olduğundan davadan önce usulsüz tebliğ nedeniyle kesinleşmemiş icra takibine dayalı olarak iflas davası açılamayacağı (Yargıtay 23....
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, 08/03/2021 tarihli şikayet dilekçesi ile davacı vekilinin ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek tebligatı öğrenme tarihinin 30/09/2020 tarihi olarak düzeltilmesini ve Erzincan İcra Müdürlüğü'nün 2020/3509 Esas sayılı dosyasında yetkiye, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerinin tespitine karar verilmesini talep ettiği, mahkemece davacı vekilinin usulsüz olduğunu iddia ettiği tebligatları avukat portal üzerinden 18/02/2021 tarihinde saat:12.22.44 ve 12.22.25 saatlerinde gördüğü anlaşılmakla 7 günlük süre içerisinde şikayet yoluna başvurulmaması nedeniyle hak düşürücü süre sebebiyle şikayetin usulden reddine karar verildiği ,karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. 7201 sayılı Kanun'un 32.maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, örnek ... numaralı ödeme emrinin borçluya 02.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek tebliğ tarihinin 05.3.2015 olarak tespitini talep ettiği; mahkemece, borçlu vekilince icra dairesine ... kanalıyla gönderilen itiraz dilekçesinde takipten 05.02.2015 tarihinde haberdar olunduğunun belirtilmesi nedeniyle şikayetin süresinde olmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
Mehmet Karakoç tarafından 14/05/2019 tarihinde verilen itiraz dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin 10/05/2019 tarihinde öğrenildiği belirtilmiştir. Usulsüz tebligat şikayetinin, İİK'nun 16. Maddesi gereğince 7 günlük yasal sürede yapılması gerektiğinden mahkemece, 07/08/2019 tarihinde yapılan şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesi isabetli olmuştur....
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İİK 89/1 birinci haciz ihbarnamesinin 17/05/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı T1 adına gönderilen İİK m 89/1,2,3 haciz ihbarnamelerine itiraz adı altında, konunun maaş haczi şeklinde hatalı algılanarak şirket muhasebesi tarafından, T1 tebliğ ve tebliğ konusu evrak hakkında bilgi verilmeden, muhasebeci tarafından res'en hareket edilerek cevap verildiğini, cevabı kendisinin vermediğini ve bu durumun sorumlusunun muhasebecisinin olduğunu iddia ettiğini, ancak davacıya bizzat tebliğ edilen 89/3 haciz ihbarnamesi nedeniyle muhasebeci yanlış cevap verdi ise bile 89/3 haciz ihbarnamesi nedeniyle haberdar olup davanın süre aşımından reddi gerektiğini, İİK m. 89/1 birinci haciz ihbarnamesi usulsüz tebliğ edilmediğini, kaldı ki bir an için tersi düşünülse bile 23/06/2022'de 89/3 haciz ihbarnamesi bizzat muhataba tebliğ edilmiş olup bu nedenle 29/07/2022 tarihinde öğrendik beyanının doğru olmadığını, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir...
. maddesinde; “Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir” hükmü yer almaktadır....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Eldeki başvuru usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Takip şekline göre borçlunun icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak 7 günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması da zorunludur. Bir diğer anlatımla, borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması "şikayet" niteliğindedir. İİK'nın 16/l. maddesi gereğince şikayetin, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda; İstanbul 14....
Davacı tarafından usulsüz tebliğ şikayeti ileri sürülürken dosyadaki adreslerine çıkarılan tüm icra emri ve hesap kat ihtarı tebliğ belgelerinde gerçeğe aykırı tespitler bulunduğu iddia edilerek buna ilişkin delillerini bildirmiş, buna ilaveten 11/10/2018 tarihli tebligatta teslim alan olarak kendisine atfen atılan imzanın kendisine ait olmadığını iddia ederek bu konuda C. Başsavcılığına şikayette bulunduğunu beyan etmiştir. *Hesap kat ihtarı usulsüz tebliğ şikayeti yönünden yapılan incelemede; İİK'nun 150/ı maddesi uyarınca; krediyi kullandıran tarafça, noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adresine gönderilen hesap özetine, borcun ödenmesine ilişkin ihtara ya da gayrinakdi kredi nedeniyle tazmin talebine, tebliğ edildiği veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde ihtardaki borç miktarı kesinleşir....
Her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde gecikmiş itiraz terimini kullanmış ise de, dava dilekçesi içeriğinde gönderilen tebligatın usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürdüğü, yukarıda açıklandığı üzere her iki icra dosyasında gönderilen tebligatların usulsüz olduğu, dolayısıyla mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davacıya yapılmış usulüne uygun bir tebligat bulunmadığından davacı tarafın davasının ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi olarak değerlendirilmiş olup, buna göre yapılan incelemede; davacıya her iki icra dosyasında da gönderilen tebligatların usulsüz tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından davacının işyerine gönderilen maaş haczi müzekkeresinin bizzat davacı tarafından tebliğ alındığı ileri sürülmüş ise de, maaş haczi müzekkerelerinin işyerlerine hitaben yazıldığı, davacının söz konusu iş yerinde çalışması nedeniyle tebligatı tebliğ alması halinde tebligat içeriğini öğrendiğinin kabulünün mümkün olmadığı, yine davacının...