Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı borçluya ödeme emrinin 05/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçi tarafça tebligatın usulsüz tebliğ edildiği, ıttıla tarihinin 24/08/2020 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. İstanbul Anadolu 17. İcra Mahkemesinin 2019/985 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde şikayetçi tarafça işbu davaya konu icra takip dosyasına ilişkin borca itiraz istemli dava açıldığı, dava tarihinin 15/08/2019 olduğu görülmüştür. Mevcut haliyle şikayetçi tarafın takipten 15/08/2019 tarihinde haberdar olduğunun kabulü gerekir. Mahkememizde şikayet 24/08/2020 tarihinde açılmış olup yasal 5 günlük itiraz süresi aşıldıktan sonra açıldığının kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle şikayetin süre aşımı nedeniyle usulden reddine" dair karar verildiği görülmüştür....

İcra Müdürlüğünün 2019/790 sayılı dosyası ile kambiyo yoluyla takip başlatıldığını, dayanak belgedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını, yapılan tebliğin usulsüz olduğunu, usulsüz olduğu için takibin henüz kesinleşmediğini, icra takibi sürecinden haberdar edilmeyen müvekkiline 103 davetiyesinin 03.05.2019 tarihinde tebliğ edilmesi ile bu takipten haberdar olduğunu, müvekkilinin birden fazla taşınmaz malı üzerine haciz konulduğunu, bu durumun İİK'nun 85/1.maddesine aykırılık oluşturduğunu belirterek, imza ve borca itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına, öncelikle usulsüz tebliğ nedeniyle ödeme emri kesinleşmediğinden hacizlerin iptaline, borcu çok aşan aşkın hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap beyanlarında; davanın reddini istediklerini ve icra inkar tazminatı talepleri bulunduğunu bildirmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, son itiraz gününde hasta olduğuna ilişkin raporu bulunduğunu ileri sürerek gecikmiş itiraz istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece istemin gecikmiş itiraz olarak nitelendirilerek itirazın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması ancak muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ; Mahkemece, ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiasının “şikayet” niteliğinde olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılmasının zorunlu olduğu, (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12- 258 E., 1991/344 K.) borçluya İİK. 54 maddesi uyarınca muhtıra ve ödeme emrinin 12/05/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 14/07/2019 tarihinde açıldığından usulsüz tebliğ şikayetinin süresinde olmadığı, imzaya ve borca itirazın davacı vekili tarafından 14/07/2019 tarihinde gerçekleştirildiği ve davacı tarafından ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayeti yerinde görülmediğinden, ödeme emri tebliğinden itibaren 5 günlük yasal süre içerisinde itiraz edilmediğinden borca ve imzaya itirazların süre aşımı nedeniyle reddine karar vermiştir....

    İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/402 Esas sayılı dosyasıyla vekil marifetiyle itiraz edildiğini, itirazdan sonra müvekkiline yeniden icra emri tebliğ edildiğini, bu tebligatın 24.06.2019 tarihinde muhtara tebliğ edildiğini, vekil marifetiyle takibe itiraz edildiği halde asıla yapılan tebliğin usulsüz olduğunu, ayrıca borçlunun mernis adresine çıkarılıp dönen bir tebligat bulunmadığını, tebliğ memurunun müvekkilinin neden adreste olmadığını araştırmadığı gibi en yakın komşununa haber verilmediğini, ayrıca kapıya haber kağıdının yapıştırılmadığını, usulsüz tebliğden 31.01.2020 tarihinde haberdar olunduğunu, ipoteğin faizsiz ve süreli olarak kurulduğunu, faiz talebinin yasal dayanağının bulunmadığını, faize ve oranına itiraz ettiklerini, müvekkilinin alacaklıya borcunun bulunmadığını, alacaklı tarafından alınan kiraların ipotek borcundan mahsubunun gerektiğini ileri sürerek usulsüz tebliğ edilen icra emrinin iptaline, geçerli borç ilişkisi bulunmadığından takibin iptaline, takip öncesi faiz yönünden...

    Bu halde muhatabın adresi gün aşırı olacak şekilde muvakkatan terk ettiğinin kabulü gerekir ki bu halde TK 21/1 maddesine göre tebliğ muamelesi yapılamaz. Bu durumda posta memurunca evrakın bila tebliğ iade edilmesi gerekirdi. Keza emniyet zabıta tahkikatı ile ilçe nüfus müdürlüğü cevabi yazısına göre muhatabın sorulduğu Ahmet Ünlü isimli kişinin tebliğ adresinde ve etraftan bilinen bir kişi olmadığı, yani komşu olmadığı anlaşılmıştır. O halde davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekili, gecikmiş itirazda bulunmuş ise de usulsüz tebliğ şikayeti kabul edildiğinden bu yöndeki talep ayrıca tetkik edilmemiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davanın kabulüne, İstanbul 22 icra dairesinin 2021/31762 numaralı dosyasında davacıya ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti ile ıttıla tarihinin 05/01/2022 olarak düzeltilmesine, Gecikmiş itiraz yönünden ayrıca tetkike yer olmadığına," karar verildiği görülmüştür....

    Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, 08/03/2021 tarihli şikayet dilekçesi ile davacı vekilinin ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek tebligatı öğrenme tarihinin 30/09/2020 tarihi olarak düzeltilmesini ve Erzincan İcra Müdürlüğü'nün 2020/3509 Esas sayılı dosyasında yetkiye, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerinin tespitine karar verilmesini talep ettiği, mahkemece davacı vekilinin usulsüz olduğunu iddia ettiği tebligatları avukat portal üzerinden 18/02/2021 tarihinde saat:12.22.44 ve 12.22.25 saatlerinde gördüğü anlaşılmakla 7 günlük süre içerisinde şikayet yoluna başvurulmaması nedeniyle hak düşürücü süre sebebiyle şikayetin usulden reddine karar verildiği ,karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. 7201 sayılı Kanun'un 32.maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....

    usulsüz tebligatı tesadüf eseri banka hesabına bloke konulmasından sonra 09.07.2021 tarihinde öğrendiğini, tebliğ tarihinin kanunen 09.07.2021 tarihi olup müvekkilinin bu tarihten itibaren 7 gün içinde itiraz etme hakkının bulunduğunu, bu nedenle süresi içerisinde hem yetkiye, hem de borca itiraz ettiklerini, icra takibinin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, takibin müvekkilinin ikamet yeri olan yetkili Tarsus İcra Dairesi'nde açılması gerektiğini, müvekkilinin böyle bir borcunun bulunmadığını, bu nedenlerle usulsüz tebligat nedeniyle icra dosyasının öğrenme tarihleri olan 09.07.2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine, icra takibinin itiraz nedeniyle durdurulmasına, müvekkili üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir....

    Mehmet Karakoç tarafından 14/05/2019 tarihinde verilen itiraz dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin 10/05/2019 tarihinde öğrenildiği belirtilmiştir. Usulsüz tebligat şikayetinin, İİK'nun 16. Maddesi gereğince 7 günlük yasal sürede yapılması gerektiğinden mahkemece, 07/08/2019 tarihinde yapılan şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesi isabetli olmuştur....

    Takipli iflas davası açılabilmesi için iflas ödeme emrinin borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olması gerekir. Ödeme emri tebliği usulsüz ise ödeme emri borçlunun usulsüz tebligatı öğrenmiş olduğu tarihte tebliğ edilmiş sayılır. Somut olayda, davalı şirket adına çıkartılan iflas ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu iddiası ile Van İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/92 Esas sayılı dosyası üzerinden verilen kararın istinaf aşamasında olduğu ve kararın henüz kesinlemediği, tebligatın usulsüz olduğunun kabul edilmesi halinde davalı şirketin usulsüz tebligatı öğrenme tarihinin davadan sonra 11/02/2020 olduğundan davadan önce usulsüz tebliğ nedeniyle kesinleşmemiş icra takibine dayalı olarak iflas davası açılamayacağı (Yargıtay 23....

    UYAP Entegrasyonu