ise de şikayetçi T1 usulsüz tebliğ işlemini icra dosyasında kendisine gönderilen 15/04/2021 tarihinde 3. haciz haciz ihbarnamesi tebliği işlemi ile öğrendiğinden bu beyana itibar edilemeyeceği, hak düşürücü süreye ilişkin bu şartın HMK'nın 114/2 maddesince atfen İİK'nın 16/1 maddesine göre dava şartlarından olup mahkemece resen nazara alınması gerektiği, HMK'nın 115/1- 2 maddeleri gereğince bu durumda giderilemeyen dava şartı eksiği nedeniyle davacının davasının usulden reddi gerektiği gerekçesiyle davacının usulsüz tebliğe ilişkin davasının HMK'nın 114/2 maddesince atfen İİK'nın 16/1 maddesine göre dava şartlarında olan davanın davacının usulsüz tebliğ işlemini öğrendiği 15/04/2021 tarihinden itibaren 7 günlük yasal hakdüşürücü sürede açılmaması nedeniyle HMK'nın 115/1- 2. maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiştir....
İstinaf Sebepleri Şikayetçi borçlu vekili istinaf dilekçesinde; takip ve ödeme emri tebliğ tarihlerinde borçlunun cezaevinde bulunduğunu, usulsüz tebliğ nedeniyle takipten haberdar olmadığını, satış ilanı tebliğinin de usulsüz olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılması ile ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir. C....
tebliğ yapılmadığı gerekçeli olarak düzenlenmediği takdirde tebligatın usulsüz yapıldığının kabul edileceğini, usulsüz şekilde yapılan tebligat üzerine icra müdürlüğünün başlattığı işlemlerin ve kararların hukuka aykırı ve hatalı olduğunu beyanla şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olarak kabulüne, itirazın kabulü ile tüm hacizlerin fekkine karar verilmesini istemiştir....
da usulsüz tebliğ edildiğini, kıymet takdirine itiraz ettiklerini belirterek usulsüz tebliğ nedeniyle ödeme emri ve diğer işlemlerin iptaline, hacizlerin kaldırılmasına, yetkiye, borca ve tüm fer'ilerine itirazlarının kabulüne, taşınmazın değeri eksik belirlendiğinden kıymet takdirine itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece kıymet takdirine yönelik itiraz ve şikayet bakımından tefrik kararı verildikten sonra, yapılan yargılama neticesinde usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, itirazların süreden reddine, diğer taleplerin reddine karar verilmiş, davacı/borçlular vekili karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Dosyada borçlu adına çıkartılan kıymet takdiri raporu ve satış ilanı tebliğ işleminin incelenmesinde; Somut olayda, borçluya gönderilen kıymet takdiri raporu tebliğ işleminin 16.04.2015 tarihinde "gösterilen adresin muhatabın...' ndeki adresi olup tebliğ imkansızlığı nedeniyle TK'nun 21/2. maddesi gereğince ...muhtarlığına tebliğ edildiği, 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırıldı" şerhi ile Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapıldığı, ancak tebligatta Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesinde öngörülen; "Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın TK'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması"na dair meşruhat bulunmadığı, bu haliyle kıymet takdiri raporu tebliğ işleminin usulsüz olduğu anlaşılmaktadır....
TK. 32. maddesi uyarınca yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu tebliğ alan kişi tarafından ileri sürüldüğünde ve mahkemece de bu usulsüzlük kabul edildiğinde yapılan tebligatın usulsüzlüğü ile birlikte öğrenme tarihinin, öğrenme tarihi tespit edilemiyorsa bildirdiği veya şikayet tarihi öğrenme tarihi kabul edilerek mahkemece bu tarihin tebliğ tarihi olduğunun tespitine karar verilir. Somut olayda şikayetçi birinci gönderilen haciz ihbarnamesinin tebliğine ilişkin bir usulsüzlük ileri sürmemiştir. Şikayet, kendisine gönderilen 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkindir. Birinci haciz ihbarnamesi usule uygun olduğundan 2. haciz ihbarnamesinin gönderilmesi doğrudur....
Davacı taraf kendisine yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmeyip ilgililere yapılan tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu ileri sürmüştür. Oysa satış ilanı kendisine tebliğ edilmeyen her ilgilinin usulsüz tebliğden haberdar olduğu tarihten itibaren yasal süresi içerisinde ihalenin feshini isteme hakkı mevcut olup bu husus ancak ilgilisi tarafından açılacak davada ileri sürülebilir. Borçlunun kendisi dışındaki ilgililere tebliğin usulsüz yapıldığından bahisle ihalenin feshini istemeye hakkı yoktur. Davacı kendisine yapılan satış ilanının tebliği üzerine ihale öncesinde usulsüz yapıldığını iddia ettiği satışa hazırlık işlemlerini İİK.nun 16. Maddesi uyarınca şikayet yoluyla icra mahkemesine getirmesi zorunludur. Satış ilanı tebliği üzerine satış kararının kesinleşmesiyle ihale öncesinde yapıldığı iddia olunan usulsüz işlemlere dayanılarak ihalenin feshi istenemez....
Takibe dayanak belgelerin gönderilmediğine dair şikayet süreli olup, yukarıdaki tespitler göz önüne alındığında tebliğ tarihi olan 20/12/2019 tarihinden itibaren yedi günlük süre içerisinde ileri sürülmelidir. Şikayet tarihi itibariyle anılan süre dolmuştur. Bu haliyle mahkemece buna yönelik şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken esastan reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Hak düşürücü süre kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilecektir. Şikayet süresinde olmadığından, 20/12/2019 tarihinde yapılan tebligata ilişkin diğer istinaf sebeplerinin incelenmesine de gerek bulunmamaktadır. İcra emrinin iptali gerektiğine yönelik istinaf sebebine gelince, icra emri tebliğinin usulsüz olması icra emrinin iptalini gerektirmediğinden mahkemece buna ilişkin talebin reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik görülmemiştir....
Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur” hükmü yer almaktadır. Örnek 10 ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesinin, borca ve imzaya itiraz süresi, takip dayanağı senedin vasfına yönelik şikayet süresi, ödeme süresinin başlaması ve takibin kesinleşmesi gibi nedenlerle borçlular yararına sonuçları doğmaktadır. O halde mahkemece borçluların usulsüz tebligat şikayetinin esasının incelenmesi, ödeme emrinin borçlulara usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti halinde ise, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur.Somut olayda, şikayetçi vekili dilekçesinde, 2. haciz ihbarnamesini 22.12.2014 tarihinde öğrendiklerini bildirdiğine göre, beyan edilen bu ittıla tarihine nazaran yasal şikayet süresinin son günü 29.12.2014 Pazartesi mesai bitimi olduğundan, 30.12.2014 tarihinde yapılan usulsüz tebligata yönelik şikayet, İİK'nun 16/1 maddesinde öngörülen yasal 7 günlük sürenin geçmesinden sonra olmakla, süresinde değildir.O halde, mahkemece; 89/2 haciz ihbarmesi tebligatının usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin süre aşımı nedeni ile reddine karar verilerek, sair şikayet nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile usulsüz tebligat şikayeti kabul edilerek yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir....