Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2015/1045 Esas sayılı dosyasıyla ilgili yargılama yapıldığı, şikayet dilekçesinin şikayet eden / sanığa 26.10.2016 tarihinde tebliğ edildiği, 11.07.2017 tarihli duruşmaya katılan şikayet eden / sanık T1'ın atılı suçlamayla ilgili savunma yaptığı, Osmaniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/621 Esas ve 2019/673 Karar sayılı dosyasıyla açılan tasarrufun iptali davasına ilişkin dava dilekçesinin şikayet edene 23 Haziran 2016 tarihinde tebliğ edildiği, T1 vekilinin 14/03/2019 tarihinde dosyaya vekaletname sunarak bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarda bulunduğu, Gökhan vekilinin bu dosyada usulsüz tebliğe ilişkin bir beyan ve itirazının yer almadığı, yine dosya kapsamında davalıya ve vekiline çeşitli tarihlerde tebligatlar yapıldığı, bu halde şikayete konu tebligatlar usulsüz olsa bile şikayet edenin her üç dosyaya en geç Osmaniye 1....

İş bu şikayetin ise çok sonra olmak üzere 17/01/2020 tarihinde yapıldığı görüldüğünden ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmektedir. Ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetin reddi gerektiğinden, çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, alacaklının yetkili hamil olup olmadığı, takip hakkının bulunup bulunmadığı, ciro silsilesinin bozulup bozulmadığı, çekin keşide tarihinde tahrifat olup olmadığı yönündeki şikayet ve itirazların da süre aşımı nedeniyle reddi gerekmektedir. Takip türüne göre kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağına yönelik şikayet ise süresiz olup, somut olayda takip talebinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip talep edildiği açıkça yazıldığından, bu şikayetin esastan reddi gerekmektedir....

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından Araklı İcra Müdürlüğünün 2020/205 Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığını, takipte ödeme emrinin tebligat kanununun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edildiğini, ancak söz konusu tebligatın ihbarnamenin kapıya yapıştırılmaması nedeniyle usulsüz olduğunu, öte yandan ödeme emrinin takip talebine aykırı olacak şekilde düzenlenmesi nedeniyle iptalinin gerektiğini ileri sürerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 08.06.2021 olarak düzeltilmesine ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia ve dosya kapsamına göre; "Talep, usulsüz tebligata yönelik memur işlemi şikayeti, usulsüz tebligat nedeniyle takip henüz kesinleşmediğinden hacizlerin kaldırılması gerektiği ve takibe aykırı şekilde ödeme emri hazırlandığından bahisle ödeme emrinin iptali istemi noktalarındadır....

(Yargıtay 12.Hukuk Dairesi 2010/30347 Esas-2011/10787 Karar sayılı ilamı) Somut olayda, davanın yasada belirtilen 7 günlük hak düşürücü süreden sonra açıldığı, Y.12.HD.nin 2016/30892 E. 2016/24870 K. 2018/11690 E. 2018/9285 K. sayılı emsal içtihatlarından anlaşıldığı üzere hangi tebligatın usulsüz olduğunun şikayet dilekçesinde açıkça belirtilmesi gerektiği, şikayet dilekçesinde satış ilanının şikayetçiye usulsüz tebliğ edildiğine dair açık ve kesin bir iddianın bulunmadığı, fesada bilahare vakıf olunduğuna dair bir iddianında da bulunmadığı, istinaf olunan kararda yazılı gerekçeye göre; delillerin takdirinde ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı saptanmış olmakla, yerinde görülmeyen istinaf talebinin HMK.353/1- b.1 gereğince reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

İcra Müdürlüğünün 2019/2553 E. sayılı dosyası ile başlatılan takipte ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğuna, öğrenme tarihinin 22/03/2019 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, tebligatın usülsüz olmasının gerekçede borçlunun "İzmir'e gitmesi" olarak belirtildiğini, ancak Tebligat Kanuna ilişkin Yönetmeliği'nin 35/f. bendi gereği borçlunun "tevzi saatinden sonra dönüp dönmeyeceğinin araştırılması" gibi bir düzenleme bulunmadığını, tebliğ memuruna kanun ve yönetmelikte bulunmayan bir hususun görev olarak yüklenemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi şikayetine ilişkindir. Borçlunun ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu beyanla şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme; şikayetin kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 08/07/2019 olarak düzeltilmesine karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesinde saydığı nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Şikayet, genel haciz yoluyla ilamsız takipte borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dayalı TK'nın 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesi talebine ilişkindir. Usulsüz tebliğ şikayetinin, İİK'nın 16. maddesi uyarınca öğrenme tarihinden itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesinde ileri sürülmesi gerekir. Şikayet süresi, hak düşürücü nitelikte olduğundan mahkemece resen gözetilir....

takibe dayanak belgelerin ödeme emrine eklenmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir....

Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK.'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır. Öğrenme tarihinin belirlenmesi açısından ise şikayetçi borçlunun bildirdiği tarih esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12.02.1969 tarih ve 1967/172- 107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez....

- K A R A R - Sıra cetveline itiraz eden borçlu ... sıra cetvelinin kendisine usulsüz tebliğ edildiğini, şikayet edilen alacaklı ...’a yaptığı harici ödenek nedeniyle alacağının sıra cetvelinde belirtilen miktarda olmadığını belirterek, diğer alacaklılara da ödeme yapılması için sıra cetvelinin düzeltilmesini talep etmiştir. Mahkemece, borçlunun sıra cetveline itiraz hakkı bulunmadığından şikayetin reddine karar verilmiştir. Şikayet eden vekili kararı temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayet eden vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan İcra Mahkemesi kararının İİK’nun 366.maddesi uyarınca ONANMASINA, 08.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Dairemizin 09.03.2015 tarih v 2014/31178-2015/5170 sayılı kararı ile TK. 21/2. maddesinde düzenlenen mernis şerhinin tebliğ çıkaran mercii tarafından tebligat üzerine şerh edilmediğinden tebligatın usulsüz olduğu gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun şikayeti, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayet niteliğinde olup, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince bu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas-1991/344 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, seçilen takip şekline göre, borçlunun, icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak yedi günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması zorunludur....

      UYAP Entegrasyonu