Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili tarafından vekile satış ilanının tebliğ edilmediği belirtilmemiş olsa da ihalenin feshi davasında borçlu tarafından maddi vakıa olarak açıkça satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğinin ileri sürülmesi yeterlidir. İİK'nın 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya (varsa vekiline) tebliğ edilmelidir. Borçluya (varsa vekiline) satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi de aynı hukuki sonuçları doğurur. Taşınmazın muhammen bedelin altında satılması nedeniyle zarar unsurunun oluştuğu, dolayısıyla davacının fesih isteminde hukuki yararının mevcut olduğu açıktır. O halde, ilk derece mahkemesince şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

Temyiz Sebepleri Şikayet edilen borçlu temyiz dilekçesinde; takip dosyasından gönderilen ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle ödeme yapılamadığı gibi takibe itiraz da edilemediğini, 30 günlük ödeme süresinin usulsüz tebligat nedeniyle başlamadığını, takip konusu kiraların pandemi dönemine ait olmakla, mücbir sebep nedeniyle ödenememesinden borçlunun sorumlu tutulamayacağını ve takip öncesi gönderilen ihtarnamenin tek kiralayan tarafından keşide edilmesi ve iki haklı ihtar gönderilmemesi nedenleriyle tahliye şartlarının oluşmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; temerrüt nedeniyle tahliye talebine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK md. 16., 68., 269/2., 269/a., 7226 sayılı Kanun Geçici md 2. 3....

    Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur." Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve bu tarihe göre icra dosyasına yapılan itirazın süresinde olması nedeniyle takibin durdurulması için icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Borçlu vekili, öğrenme tarihi olarak 26.09.2012 tarihini bildirdiğine göre 29.09.2014 tarihinde yedi günlük şikayet süresi geçirildikten sonra mahkemeye başvurulduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değil ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir....

      TK. 32. maddesi uyarınca yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu tebliğ alan kişi tarafından ileri sürüldüğünde ve mahkemece de bu usulsüzlük kabul edildiğinde yapılan tebligatın usulsüzlüğü ile birlikte öğrenme tarihinin, öğrenme tarihi tespit edilemiyorsa bildirdiği veya şikayet tarihi öğrenme tarihi kabul edilerek mahkemece bu tarihin tebliğ tarihi olduğunun tespitine karar verilir. Somut olayda şikayetçi birinci gönderilen haciz ihbarnamesinin tebliğine ilişkin bir usulsüzlük ileri sürmemiştir. Şikayet, kendisine gönderilen 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkindir. Birinci haciz ihbarnamesi usule uygun olduğundan 2. haciz ihbarnamesinin gönderilmesi doğrudur....

        Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Öte yandan, 7201 sayılı Tebligat Kanun'un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....

        da usulsüz tebliğ edildiğini, kıymet takdirine itiraz ettiklerini belirterek usulsüz tebliğ nedeniyle ödeme emri ve diğer işlemlerin iptaline, hacizlerin kaldırılmasına, yetkiye, borca ve tüm fer'ilerine itirazlarının kabulüne, taşınmazın değeri eksik belirlendiğinden kıymet takdirine itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece kıymet takdirine yönelik itiraz ve şikayet bakımından tefrik kararı verildikten sonra, yapılan yargılama neticesinde usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, itirazların süreden reddine, diğer taleplerin reddine karar verilmiş, davacı/borçlular vekili karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

        İstinaf Sebepleri Şikayetçi borçlu vekili istinaf dilekçesinde; takip ve ödeme emri tebliğ tarihlerinde borçlunun cezaevinde bulunduğunu, usulsüz tebliğ nedeniyle takipten haberdar olmadığını, satış ilanı tebliğinin de usulsüz olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılması ile ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir. C....

          ise de şikayetçi T1 usulsüz tebliğ işlemini icra dosyasında kendisine gönderilen 15/04/2021 tarihinde 3. haciz haciz ihbarnamesi tebliği işlemi ile öğrendiğinden bu beyana itibar edilemeyeceği, hak düşürücü süreye ilişkin bu şartın HMK'nın 114/2 maddesince atfen İİK'nın 16/1 maddesine göre dava şartlarından olup mahkemece resen nazara alınması gerektiği, HMK'nın 115/1- 2 maddeleri gereğince bu durumda giderilemeyen dava şartı eksiği nedeniyle davacının davasının usulden reddi gerektiği gerekçesiyle davacının usulsüz tebliğe ilişkin davasının HMK'nın 114/2 maddesince atfen İİK'nın 16/1 maddesine göre dava şartlarında olan davanın davacının usulsüz tebliğ işlemini öğrendiği 15/04/2021 tarihinden itibaren 7 günlük yasal hakdüşürücü sürede açılmaması nedeniyle HMK'nın 115/1- 2. maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiştir....

          tebliğ yapılmadığı gerekçeli olarak düzenlenmediği takdirde tebligatın usulsüz yapıldığının kabul edileceğini, usulsüz şekilde yapılan tebligat üzerine icra müdürlüğünün başlattığı işlemlerin ve kararların hukuka aykırı ve hatalı olduğunu beyanla şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olarak kabulüne, itirazın kabulü ile tüm hacizlerin fekkine karar verilmesini istemiştir....

          Dosyada borçlu adına çıkartılan kıymet takdiri raporu ve satış ilanı tebliğ işleminin incelenmesinde; Somut olayda, borçluya gönderilen kıymet takdiri raporu tebliğ işleminin 16.04.2015 tarihinde "gösterilen adresin muhatabın...' ndeki adresi olup tebliğ imkansızlığı nedeniyle TK'nun 21/2. maddesi gereğince ...muhtarlığına tebliğ edildiği, 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırıldı" şerhi ile Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapıldığı, ancak tebligatta Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesinde öngörülen; "Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın TK'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması"na dair meşruhat bulunmadığı, bu haliyle kıymet takdiri raporu tebliğ işleminin usulsüz olduğu anlaşılmaktadır....

            UYAP Entegrasyonu