WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2012/1846 Esas sayılı dosyasından borçlu adına 14/08/2012 tarihinde ödeme emrinin, 30/09/2014 tarihinde ise kıymet takdir raporunun tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu vekili ise şikayet dilekçesinde, sadece 14/08/2012 tarihli ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yapmış olup, açıkça şikayet konusu yapılmayan 30/09/2014 tarihli kıymet takdir raporunun tebliğ işlemine göre 07/05/2015 tarihinde yapılan başvuru, yukarıda açıklanan yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır. Bu durumda mahkemece, ödeme emrine ilişkin usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile isteminin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....

    Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun .../.... maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren ... günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/...-258 E., 91/344 K. sayılı kararı). Ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmiş olması, takibin iptali nedeni olamaz. Yukarıda da belirtildiği üzere, bu durumda tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesi ile yetinilmesi gerekir. Somut olayda, takibe konu bononun kambiyo vasfında olduğu görülmektedir. Ödeme emri tebliğ işlemi ise; "muhatap hazır bulunmadığından sürekli yanında çalıştığını beyan eden çalışanı ... imzasına tebliğ edildi" şerhi ile alacaklıya yapılmış olup, bu durumda, borçluya yapılan tebliğ işlemi hasma tebliğ yasağına ilişkin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne aykırı olmakla usulsüzdür....

      Takip dosyasının incelenmesinde; şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 19.02.2016 tarihinde taşınmaz haczine ilişkin 103 davet kağıdı tebliğ edildiği görülmektedir. Her ne kadar söz konusu tebliğ işlemi de Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca usulsüz yapılmış ise de, 103 davetiyesine yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 19.02.2016 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla şikayetçinin, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair 15.04.2016 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru 7 günlük sürede değildir....

        İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı-borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; İhaleden en az 1 ay önce tebliğ edilmesi gereken satış ilanının ihale tarihinden 9 gün önce tebliğ edilmesinin ihalenin feshini gerektirdiğini, ilanın yayınlandığı gazete tirajının 50.000 in altında olduğunu, hesap kat ihtarlarının müvekkiline ve diğer borçlulara usulsüz tebliğ edilmesinin süresiz şikayet sebebi olduğunu, usulsüz tebliğ ile takip başlatılamayacağını, kanuna aykırı başlatılan Adana 4. İcra Müdürlüğünün 2020/3873 E sayılı dosyasından verilen satış kararlarının iptalinin gerektiğini, Adana 4. İcra Müdürlüğünün 2020/3873 E sayılı dosyasından Erdemli, Kozan ve Uşak İcra müdürlüklerine gönderilen İskender Ulutaş adına kayıtlı taşınmazın satışının iptali talebinin kanuna aykırı olarak reddine karar verildiğini, ihaleye hazırlık aşamasında İİK'nun 126,127 ve 128....

        ya yapılan tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik karar düzeltme nedenleri yerinde değil ise de; Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, diğer borçlu ...'ya yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüzlüğü şikayeti yanında sair şikayet nedenlerini de belirterek 06.11.2013 tarihli taşınmaz ihalesinin feshini istediği, mahkemece ileri sürülen diğer fesih nedenleri hiç tartışılmayarak borçlu ...'ya satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle şikayetin kabulüne dair verilen kararın, alacaklıların temyizi üzerine Dairemizin 08.12.2014 tarih, 2014/20319 E., 2014/28517 K. sayılı ilamı ile özetle; “tebligat usulsüzlüğünün bizzat muhatabı tarafından ileri sürülmesi gerektiği diğer ilgililerin bu tebligata ilişkin şikayet hakkı olmadığı diğer takip borçlusuna satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle ihalenin feshine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır....

          Öte yandan, ihalenin feshi istemine ilişkin şikayet dilekçesinde, satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir iddianın bulunmadığı, ayrıca, fesat olgusuna ya da satılan taşınmazın esaslı niteliklerindeki hata nedenine dayanılmadığı görülmekte olup; bu haliyle İİK.'nun 134/7. maddesinde öngörülen sürenin burada uygulanması da mümkün değildir. Diğer taraftan, şikayet dilekçesinde ileri sürülmeyen bir husus kamu düzenine ilişkin olmadıkça icra mahkemesince re'sen nazara alınamaz. Bu durumda, borçlunun kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğuna yönelik bir iddiası mevcut bulunmadığı halde mahkemece sözü edilen tebligatların re'sen incelenmesi ve anılan hususun fesih nedeni olarak kabul edilerek sonuca gidilmesi isabetsizdir. O halde, mahkemece, ihalenin feshi isteminin süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm tesisi doğru değildir....

            e 27.08.2020 tarihinde tebliğ işlemi anında borçlunun evinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olduklarına ilişkin araştırma ve şerh bulunmadığı, tebliğ işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 21. maddesine aykırı olduğu, borçlunun usulsüz tebliği daha önce öğrendiği yazılı belge ile ispatlanamadığından Tebligat Kanunu 32. maddesi gereğince usulsüz tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği 24.01.2021 tarihinin tebliğ tarihi olduğu, satış kararının iptaline dair şikayet hakkında ise satış gerçekleşmiş olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, kıymet taktir raporu tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak beyan edilen 24.01.2021 olarak düzeltilmesine, ihale yapıldığından satış kararına ilişkin şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

              Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi addolunur." Hukuk Genel Kurulu’nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas ve 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü, icra mahkemesi önüne getirmesi gerekli olup, usulsüz tebliğ şikayeti yedi günlük süreden sonra yapılırsa icra emri tebliğ işlemi kesinleşir....

                e tebliğ edildiği, Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi uyarınca muhtara tebliğ edilmediği ve bu tebligatın usulüne uygun yapılmadığının şikayet dilekçesinde açıkça ileri sürülmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesi'nce, yanılgılı değerlendirme ile muris İbrahim Şahin'e yapılan kıymet taktir ve satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu gerekçe gösterilerek, taktir edilen kıymet de kesinleşmemiş olduğundan bahisle ihalenin feshi yönünde hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. Öte yandan; İİK'nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, ihale bedelinin, en az muhammen bedel kadar olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Satış dosyasının incelenmesinde; ihale konusu taşınmazlardan, tapuda, ... İli, ......

                  Davalı İlknak vekili cevap dilekçesinde özetle, fesih nedeni olarak ileri sürelen hususların yasal şikayet süresinde şikayet konusu yapılmadığından artık ihalenin feshi nedeni yapılmasının mümkün olmadığını, davacı tarafından bedel düşüklüğü şikayet konusu olmadığından artık ihalenin feshi nedeni olamayacağını, yine KDV oranı yönündeki fesih sebebi hakkında da satış ilanının davacı tarafça tebliğ alınmasından sonra şikayete konu edilmediğini, ayrıca satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu sebebiyle ihalenin feshini isteme hakkının sadece kendisine usulsüz tebligat yapılan ya da hiç tebligat yapılmayan kişiye ait olduğunu belirterek, davanın reddini, davacının ihale bedelinin %10 oranında para cezasına mahkum edilmesini istemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu