Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca, borçlunun, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda, ... İcra Müdürlüğü'nün 2013/27200 esas sayılı dosyasından borçlu adına 10/12/2013 tarihinde ödeme emrinin, 12/03/2014 tarihinde ise hacze ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu vekili ise şikayet dilekçesinde, sadece 10/12/2013 tarihli ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yapmış olup, açıkça şikayet konusu yapılmayan 12/03/2014 tarihli 103 davetiyesi tebliğ işlemine göre 05/12/2014 tarihinde yapılan başvuru, yukarıda açıklanan yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır. Bu durumda mahkemece, ödeme emrine ilişkin usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir....

    Hukuk Dairesi'nin 09.06.2021 tarih ve 2021/4679- 6216 E-K sayılı kararında özetle muhatap şirketin adresine tebliğe çıkarılan ilk tebligatın "tanınmama" kaydı ile iade edilmesi halinde aynı adrese Tebligat Kanunu 35/4. maddesine göre yapılacak tebligatın usulsüz olacağına hükmettiği, TK'nın 35. maddesine göre borçlu şirketin ticaret sicili adresine tebligat yapılabilmesi için, bu adrese daha önce bir tebligatın çıkarılması, borçlu şirketin adresten taşınması veya adresin kapalı olması nedeni ile tebligatın yapılamamış olması gerektiği, somut olayda ise, bila tebliğ edilen tebligatın tanınmama kaydı ile iade edildiğinden, bilahare TK'nun 35/4. maddesine göre çıkarılan tebligatın usulsüz olduğu, 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince; "tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği, somut olayda davacı (şikayet eden borçlu) tarafça usulsüz tebligattan 02.02.2021 tarihinde...

    Somut olayda, şikayetçi adına çıkarılan kıymet takdirine ilişkin tebligatın, 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesine göre 24.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği, ancak adresin kapalı olmasına rağmen Yönetmeliğin 35. maddesi gereğince, muhatabın adreste bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra gelip gelmeyeceği, muhatabın adrese dönüp dönmeyeceği, tebligat mazbatasında “tevsik edilmeden”, 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesi ile Yönetmeliğin 35. maddesi hükümlerine aykırı olarak yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmakla, mahkemenin kıymet takdiri raporunun tebliğine ilişkin gerekçesi yerinde görülmemekle birlikte, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, şikayetçi borçlunun, 24.06.2015 tarihinde ihalenin feshi isteminde bulunduğu, ancak satış ilanı tebliğ işlemine yönelik bir şikayetinin olmadığı, bu durumda kıymet takdiri tebligatı usulsüz olsa bile, borçlu en geç satış ilanı tebligatı ile kıymet takdirini öğrenmiş olduğundan ve satış ilanı tebliğ tarihi olan 30.04.2015 tarihinden itibaren...

      Borçlu 19/10/2017 havale tarihli dilekçesi ile yetkiye ve borca itiraz etmiş, 20/12/2017 tarihinde açılan dava ile itiraz dilekçesi tarihinin tebligatı öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi istenilmiş, mahkemece şikayetin kabulü ile tebligatın usulsüzlüğüne ve öğrenme tarihinin 20/12/2017 tarihi olarak tespitine karar verilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince; "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur." Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. Borçlu, şikayet dilekçesinde ödeme emrinin tebliğ tarihinin, itiraz dilekçesinin verilme tarihi olarak düzeltilmesini istemiştir....

      Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetvelindeki sıraya şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde taraflar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, ... .... ... Müdürlüğünün 2015/7892 Esas sayılı takip dosyasında hazırlanan ....09.2015 tarihli sıra cetvelinde şikayet olunanın takibinin usulsüz ödeme emri tebliği ile kesinleştirilmiş olması sebebiyle cetvelde .... sırada yer alan şikayet olunan haczinin geçersiz olduğunu ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini, şikayet olunan takibindeki ödeme emrine ilişkin tebligatın iptalini ve hacizlerinin kaldırılmasını talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;İcra emrinin iptali talebi ile açılan eldeki davanın Adana 2.İcra Hukuk Mahkemesindeki davadan önce açılması nedeni ile derdestlik itirazının yerinde olmadığı, icra emrinde hesap numarasının bildirilmemesinin sonradan ikmali mümkün bir eksiklik olması nedeni ile icra emrinin iptalini gerektirmediği, İİK.nın 32.maddesine göre icra emrinde faiz başlangıç tarihinin belirtilmesinin zorunlu olmadığı, icra emrinde takip dayanağı belgelerin yazılı olduğu, icra emri tebliğ mazbatasında dahi takip dayanağı belgelerin yazılı olduğu, ödeme emri tebliğ tarihi ile dava tarihi arasındaki sürenin 7 gün olması nedeni ile davacının ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetinde bulunmakta hukuki yararının olmadığı gerekçesi ile icra emrinin iptali talebinin ve usulsüz tebligata yönelik şikayetlerin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

        talep etmiş, mahkemece; borçlu tarafından, 103 davetiyesinin tebliğinin usulsüz tebliğ edildiğine dair ayrı bir şikayet davası açıldığı ve tebliğ tarihinin düzeltildiği iddia ve ispat olunmadığından bahisle 103 davet kağıdı tebliğ tarihine göre şikayetin süreden reddine karar verilmiştir....

          Borçlunun, kendisine gönderilen icra emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemiyle icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğinde olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda, borçlu tarafından icra mahkemesine sunulan 09.5.2012 tarihli şikayet dilekçesinde, takipten haberdar olma tarihi olarak 24.02.2012 tarihinin bildirilmiş olduğu gözetildiğinde, 09.5.2012 tarihinde icra mahkemesine yapılan şikayet, yasal yedi günlük süreden sonradır. O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımından reddi gerekirken, şikayetin esası incelenerek kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

            ŞİKAYET OLUNAN : Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, şikayet dışı borçlu şirket hakkında yaptıkları icra takibi kapsamında borçluya ait aracın satılarak paraya çevrilmesinden sonra şikayet olunanın Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün takip dosyasında düzenlenen sıra cetvelinde alacaklı-şikayet olunan şirkete birinci sırada yer verildiğini, söz konusu takipten önce şikayet dışı borçlu limited şirket müdürünün ölmesi nedeni ile ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun yapılmadığını, usulsüz tebligat işlemine dayanılarak yapılan haciz işleminin geçersiz olduğunu ve karşı tarafın haciz isteme yetkisinin bulunmadığını ileri sürerek sıra cetvelinin düzeltilmesini talep etmiştir....

              Mersin 5.İcra Müdürlüğünün 2016/4846 Esas sayılı dosyasının incelemesinde; alacaklı T4 vekili tarafından, borçlular Ahmet Altun ve T1 aleyhine 92.254,28 TL. asıl alacak ve ferilerinin tahsili amacıyla, kambiyo senetlerine özgü takip yapıldığı, örnek 10 ödeme emrinin 11/04/2016 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, davacı tarafından 06/06/2016 tarihinde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiası ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve borca itiraz istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. (Benzer yönde Yargıtay 12....

              UYAP Entegrasyonu