ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebliğ işleminin, borçlunun adresten sürekli mi geçici mi ayrıldığı araştırılmadan ve hangi komşudan bilgi alındığı ile hangi komşuya haber verildiği hususları tespit edilmeden yapıldığından usulsüz olduğunu, icra takibinden 18.11.2021 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek, ödeme emri tebligatı ile buna bağlı yapılan işlemlerin iptalini ve ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; takipten 4 yıl geçtikten sonra yapılan şikayet başvurusunun iyi niyetli olmadığını, başka bir takip dosyasında yapılan ve iş bu takip dosya numarasının da bulunduğu 11.5.2018 tarihli sıra cetvelinin şikayetçiye tebliğ edilmesi nedeniyle borçlu tarafından belirtilen ıttıla tarihinin doğru olmadığını, gerçek öğrenme tarihine göre iş bu şikayetin süresi içerisinde yapılmadığını ve ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu ileri sürerek şikayetin reddini istemiştir. III....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı 3.kişi şirket vekilinin Adana 11.İcra Dairesinin 2017/5692 esas sayılı sayılı dosyasına verdiği dava dilekçesinde haciz ihbarnamelerinden 13/01/2021 tarihinde haberdar olduklarını beyan ettiğinden davacının en geç 13/01/2021 tarihi itibariyle haciz ihbarnamelerinden haberdar olduğunun kabulü gerektiği, davanın usulsüz tebligat nedeni ile şikayet mahiyetinde olup süreye tabi olduğu, 13/01/2021 tarihinde takipten ve haciz ihbarnamesi tebliğinden haberdar olduğu, buna karşın dava tarihinin 26/01/2021 olmakla, davacının usulsüz tebligata ilişkin davasının yasal süre içerisinde açmadığı anlaşıldığı, keza icra dosyası kapsamında haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi hususunda bir ilam ibraz edilmediği, usulsüz tebliğ ile tebliğ tarihinin düzeltilmesi hususunda mahkeme ilamı ibraz edilmediği sürece bu hususun resen nazara alınamayacağı, icra dosyası kapsamında haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihleri itibariyle yasal süresi içerisinde...
HGK'nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas ve 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere "....usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir." Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. HGK.nun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere muhatabın beyan ettiği tarihin aksi tarih beyanıyla ispat edilemez. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
nun 35.maddesine göre tebligat yapılması gerekirken bilinmeyen adresteki muhtarlığa tebligat yapılmasının usulsüz olduğunu belirterek, usulsüz tebliğ nedeniyle ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 06/12/2021 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı borçlunun usulsüz tebligat nedeniyle yaptığı şikayet başvurusunun süresinde olmadığını, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağının İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içinde İcra Mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğunu, davacı borçlunun, ödeme emri tebligatından 06/12/2021 tarihinde haberdar olduğunu açıkça kabul ve beyan etmesine rağmen işbu şikayetini 30/12/2021 tarihinde yaptığını belirterek süresinde yapılmayan şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Bu itibarla; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Tüzüğü'nün 18. maddesi; "yetkili mümessillerine ve bu kişilerin bulunmadıkları tebligat memuru tarafından tevsik edildiği takdirde tebliğ, hazır bulunan şirket memuru ve müstahdemlerinden birine yapılır." amir hükmünü ihtiva etmektedir. Somut olayda, şikayet olunan ... tarafından girişilen .... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2009/585 sayılı takip dosyasında dava dışı borçlu şirketler adına çıkarılan ödeme emirlerinin şirket yetkililerine ulaşılamaması nedeni ile daimi işçisi...'a tebliğ edildiği görülmüş, diğer şikayet olunan ... Mermer San. Ltd. Şti. Tarafından girişilen .... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2010/5, 2010/6, 2010/7, 2010/8 sayılı takip dosyalarında ise borçlu şirketler adına gönderilen ödeme emirlerinin tebliğ alanın ismi yazılmadan "muhattabın kendi imzasına tebliğ edildi." şeklinde şerh düşüldüğü anlaşılmıştır....
İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayettir. Borçlu isteminin yasal dayanağını oluşturan İİK.nun 16. maddesi uyarınca, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1.fıkrasına göre usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır. HGK'nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 esas ve 1991/344 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere "....usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir."...
Satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkı, sadece kendisine usulüne uygun tebligat yapılmayan ilgilisine ait olup, ihalenin feshini isteyen şikayetçinin, kendisine ya da vekiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu da, ayrıca ve açıkça ileri sürmediği sürece, bu husus kamu düzeninden olmadığından, mahkemece resen fesih nedeni olarak incelenemez. Şikayetçi borçlunun 18.01.2021 tarihli şikayet dilekçesinin incelenmesinde; şikayetçinin kendisine yapılan satış ilanı tebliğ usulsüzlüğünün ayrıca ve açıkça fesih nedeni olarak ileri sürülmediği, borçlulardan...ya satış ilanının usulsüz olarak tebliğ edildiğinin iddia edildiği anlaşılmaktadır....
Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler. İstinaf dilekçesinde, taşınmazın tapu kayıtları ile satış ilanı arasında farlılıklar bulunduğu, satış ilanında taşınmaza ait bilgilerin gerçeği yansıtmadığı, satılan yerin imar durumunda değişiklik meydana geldiğin, imar ve iskân durumunun güncel halinin satış ilanında belirtilmediği ileri sürülmüş ise de, satış ilanı davacı şirkete T.K. 35 maddesine göre usulüne uygun tebliğ edilmiş olup, satış ilanının tebliğ tarihinden itibarın 7 gün içinde belirtilen hususlar şikayet konusu yapılmadığı için, bu şikayet nedenlerinin ihaleden sonra ileri sürülmesi mümkün değildir....
Köyü'nde bulunan 33 parsel numaralı taşınmazın 2/12 payına ilişkin olarak 02.03.2015 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurulduğu anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ işlemi, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatap tebliğden haberdar olmuş ise, tebliğ işlemi geçersiz olmayıp muhatabın usulsüz tebliği öğrendiği tarih tebliğ tarihi kabul edilir. Bu nedenle borçluya satış ilanı tebliği usulsüz olsa bile, borçlu satış gününden makul süre önce satışı öğrenmiş ise, öğrendiği tarih, kendisine satış ilanı tebliğ edilen tarih kabul edilmelidir. Böyle bir durumda, salt tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesi ile ihalenin feshi yoluna gidilemez. Somut olayda, şikayetçi borçlu ...'nun 29.01.2015 tarihinde ......
Sayılı ve 2009/23590 E. 2010/5162 K. sayılı emsal içtihatlarından da anlaşıldığı üzere; İnceleme icra mahkemesine sunulan şikayet dilekçesinde ileri sürülen şikayet sebepleri ile sınırlı olarak yapılır. Somut olayda; emsal içtihatlar , HMK.nun 25. Ve 357/1. maddesi gereğince şikayet dilekçesinde yer almayan ve sonradan istinaf aşamasında ileri sürülen 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası incelenemez.Borçluya ödeme emrinin 09/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, daha sonra 103 Davetiyesinin 25/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği , 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğünün ise şikayet dilekçesinde ileri sürülmediği buna göre borçlunun en geç 103 davetiyesinin tebliğ edildiği 25/01/2020 tarihinde takipten ve dolayısıyla usulsüz tebligattan haberdar olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda 08/10/2020 tarihinde yapılan ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi isabetlidir....