İcra Hukuk Mahkemesi'nin 12.11.2015 tarih ve 2015/282 Esas, 2015/608 Karar sayılı tahliye istekli dava nedeniyle yapılan duruşma davetiyesinin, borçlu asile 16.6.2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmekte olup; borçlu, icra mahkemesine yaptığı 01.7.2015 tarihli şikayet başvurusunda bu tebliğ işleminin de usulsüz olduğunu ileri sürmemektedir. O halde, her nekadar mahkemenin ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin gerekçesi yerinde ise de; borçlunun hakkındaki takipten tahliye davasından gönderilen dava dilekçesinin tebliğ tarihi olan 16.6.2015 tarihinde haberdar olduğu anlaşılmakla mahkemece, şikayetin süreden reddi gerekirken esastan incelemeyle kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Somut olayda, şikayetçiler vekilinin dava dilekçesinde ihalenin fesihi sebebi olarak bildirdiği hususlar, icra emrinin emri tebliğinden sonra müvekkillerine ikinci kez gönderilen icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile ek kıymet takdir raporunun müvekkillerine tebliğ edilmediği iddiasına ilişkin olup, mahkemece bu iddiaların doğruluğu ve ihalenin feshi sebebi teşkil edip etmediği hususları ile kamu düzenine aykırılık yönünden bir değerlendirme yapılmadan şikayet dilekçesinde ileri sürülmeyen satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle ihalenin feshine karar verilmiş olması hatalı olmuştur....
2017/3359 K.sayılı ilamı ile; borçlu adına çıkartılan 103 davetiyesi ve kıymet takdir raporu tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğundan bahisle şikayetin sürede olduğunun kabulü gerektiği belirtilerek bozulduğu görülmektedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;Ödeme emrinin davacı borçluya 02.02.2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 15.02.2017 tarihinde itiraz dilekçesi verdiği anlaşıldığından borçlunun 15.02.2017 tarihi itibari ile takipten ve ödeme emrinden haberdar olduğunun kabulünün gerektiği, davanın öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede açılmadığı gerekçesi ile davanın süre yönünden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkiline gönderilen ödeme emrinin sözleşmede belirtilen adrese gönderilmemesi nedeni ile ve müvekkili kooperatifin temsilcilerinden sadece birisi tarafından tebliğ mazbatasının imzalanması nedeni ile usulsüz olduğunu icra müdürlüğü tarafından itirazın reddine karar verildiğini, ancak bu kararın kendilerine tebliğ edilmemesi nedeni ile tebligatın usulsüzlüğünü şikayet etme süresinin işlemeye başlamadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; borçlunun dava dilekçesinde kendisine yapılan diğer tebligatların usulsüzlüğüne dair bir iddiada bulunmadığını ve borçluya gönderilen kıymet takdir raporunun tebliği ile takipten haberdar olduğunun kabulü gerekeceğini dolayısı ile bu tarihten itibaren usulsüz tebliğ şikayetinde bulunulmadığını kaldı ki borca itirazın da ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 gün içerisinde ileri sürülmesi gerektiğini belirterek usulsüz tebliğ şikayetinin ve takibin iptali talebinin süresinde olmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
Davalı, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine dair şikayet yoluna müracaat ettiğini belirttiğinden, incelenmesine ihtiyaç duyulan davalı borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle icra hukuk mahkemesine bulunduğu şikayet neticesinde Bakırköy 3. İcra Hukuk Mahkemesi 2014/369 E. sayılı dosyasından verilen kararın kesinleşme şerhli olarak evraka eklenip gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 11.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlunun, şikayet dilekçesinde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesini talep etmesi yeterli olup, ıttıla tarihinin bildirilmemiş olması şikayetin incelenmesine engel teşkil etmez. Zira, dosyadaki mevcut bilgi ve belgelere göre borçlunun usulsüz tebliğ işleminden haberdar olma tarihi mahkemece belirlenecektir. Bu durumda, borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Muhatap, şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi bildirmemiş ise, en geç şikayet tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca, mahkemenin, şikayet dilekçesinde öğrenme tarihinin bildirilmemesi nedeniyle şikayetin yerinde olmadığına ilişkin ret gerekçesi yerinde değildir....
Satış kararı 18.2.2021 tarihli olup borçlu asile TK'nın 21/1. maddesi uyarınca 25.2.2021 tarihinde satış ilanı tabliğ edilmiş ise de TK'nın 21/1. maddesine göre muhatabın adreste bulunmama nedeni araştırılıp tevsik edilmediği anlaşıldığından bu tebligatın usulsüz olduğu icra mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesinin kabulündedir. Tebligat Kanunun 32. maddesi uyarınca usulsüz tebliğde muhatabın tebliği öğrendiğini beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Tebligatın usulsüz olduğunu, usulsüz tebligatı öğrenme tarihini ancak muhatap ileri sürebilir. Asile yapılan usulsüz satış ilan tebligatında asilin tebliği öğrendiğinin yazılı delille ispatı mümkündür. Asile yapılan usulsüz tebligattan dosyaya 16.4.2021 tarihinde vekalet sunan borçlu vekilinin haberi olduğu, bu tarihte satış ilanı tebliğ edilmiş sayıldığı kabul edilemez. Tebligat kime yapılmış ise ancak o kişi tebligata muttali olabilir ve öğrendiği tarih tebliğ tarihi sayılır....
Hukuk Dairesinin 13.05.2013 gün ve 2013/12697 E. 2013/18281 K. sayılı ilamı ile; (…Borçlu vekilinin, ödeme emrinin müvekkiline usulsüz tebliğ edildiğini iddia ederek iptalini talep ettiği, mahkemece, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu ancak alacaklı tarafından açılan tahliye davasında borçluya gönderilen duruşma davetiyesinin tebliğ edildiği, bu mahkemedeki tebligatın usulsüzlüğünün şikayet konusu edilemeyeceği, borçlunun bu yöndeki itirazlarını temyiz nedeni olarak ileri sürmesi gerekeceği, dolayısıyla borçlunun takipten haberdar olmuş sayılacağı için usulsüz tebligata ilişkin şikayetin yasal 7 günlük sürede yapılmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür....
Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur” hükmü yer almaktadır. Örnek 10 ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesinin, borca ve imzaya itiraz süresi, takip dayanağı senedin vasfına yönelik şikayet süresi, ödeme süresinin başlaması ve takibin kesinleşmesi gibi nedenlerle borçlular yararına sonuçları doğmaktadır. O halde mahkemece borçluların usulsüz tebligat şikayetinin esasının incelenmesi, ödeme emrinin borçlulara usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti halinde ise, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....