Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine göre de; ''Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.'' Somut olayda borçlu adına düzenlenen ödeme emri tebligat zarfı üzerine "mernis adresi" olduğu yazılarak tebliğe çıkarıldığı ve posta memuru tarafından T.K.'nun 21/2. maddesine göre tebliğ işleminin yapıldığı görülmüştür....
Tebligat mazbatasında, muhatabın "görevde" olduğu bilgisinin kimden alındığı belirtilmediği gibi, borçlunun tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği de tesbit edilmemiştir. Bu durumda yukarıdaki yasa ve yönetmelik hükümleri uyarınca tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda, borçlu 01.12.2015 tarihinde ...1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2015/1100 Esas sayılı dosyası ile icra takibinin iptali istemi ile dava açmış ise de, ilk çıkan ve iade gelen tebligatın örnek 4-5 icra emrini ihtiva ettiği, alacaklı vekilinin talebi ile borçluya, genel haciz yoluyla ilamsız takipte ödeme emrinin 02.12.2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, borçlunun, takibin iptali istemi ile 01.12.2015 tarihinde dava açtığı ve takipten bu tarihte haberdar olduğu gerekçesi ile usulsüz tebligat şikayeti reddedilmiş ise de, örnek 7 ödeme emri 02.12.2015 tarihinde tebliğ edildiğinden borçlunun 01.12.2015 tarihi itibariyle icra takibinden haberdar olduğu kabul edilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1) Davalıya gerekçeli kararın ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin tebliğlerine ilişkin tebligat parçalarının dosyaya konulması, Tebligat Yasası hükümlerine göre usulüne uygun tebliğ edilip edilmediklerinin denetlenmesi ve usulsüz tebliğ halinde usulüne uygun olarak tebliğin sağlanması ile temyiz süresinin beklenilmesi, 2) 1628 ada 1 ve 3 sayılı parsellerin tedavüllü tapu kayıtlarının (geldi ve gitti kayıtları denetlenebilir biçimde kütük sayfalarının) ilgili merciinden temini; 3) Urla Belediye Başkanlığı’nın 17.05.2006 tarih 271 sayılı Encümen Kararı ile şuyulandırma cetvellerinin temin edilerek, ayrıca anılan bu Encümen Kararının idari yargı yerinde iptali nedeniyle geri dönüşüm yönünde her hangi bir işlem yapılıp yapılmadığı...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali ve tenkis davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın vasiyetnamenin iptali yönünden reddine, tenkisin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Tebligat Kanununun 17. maddesi ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 26. maddesi gereğince belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Bu şekilde yapılan tebligatın geçerli olabilmesi için muhatabın o yerde bulunmadığının tebliğ evrakına yazılması gerekir....
KARŞI OY YAZISI Davacı, usulsüz tebligat nedeniyle idari para cezası ödemek zorunda kaldığını, tebligatın ilgisiz birisine yapıldığını, idari para cezasına karşı idari yargıda dava açtığını, davanın süre nedeniyle reddine karar verilip kesinleştiğini belirterek, idari para cezası ve yaptığı masrafların, usulsüz tebligatı yapan ... ile, tebligatı alan davalı ...'ten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılardan ... A.Ş. davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı ... davaya cevap vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 20/04/2016 tarih ve 2016/3326 esas, 2016/5387 sayılı kararı ile “... tebligatın usulsüz olup olmadığı araştırılarak usulsüz ise idari para cezasının haklı olup olmadığı değerlendirilerek karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Davacı hakkında düzenlenen idari para cezasının iptali için ... 1....
DAVA Borçlu icra mahkemesine başvurusunda; usulsüz tebligat nedeniyle icra dosyasının öğrendikleri tarih olan 28.06.2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesini ve usulsüz olarak gönderildiği iddia olunan tebligatın gönderilmemiş sayılmasına, usulsüz yapılan tebligat nedeniyle takip henüz kesinleşmediğinden, icra dairesinde yapılan hacizlerin tensiben kaldırılmasına ve takibin tedbiren durdurulmasına, kambiyo senedi vasfını yitirdiği iddia olunan belgelere dayanak yapılarak başlatılan takibin yasal koşulları bulunmadığından zamanaşımı nedeniyle takibin iptaline, takibe konu evrakların dolandırıcılık suretiyle elde edildiğini, yetkili icra müdürlüğünün ... İcra Daireleri olmadığı, borçlunun ikamet adresinin bulunduğu ... Mahkemesinin ve icra dairelerinin olduğunu, yetki yönünden ve esas yönünden takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II....
Temyiz Sebepleri Davacı vekilince, dava dilekçesindeki usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin şikayet nedenleri dışındaki diğer şikayet nedenlerini tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi gereği usulsüz tebligat şikayeti ile ipoteği paraya çevrilmesi sureti ile ilamlı takipte borca itiraza ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi , 2004 sayılı İİK'nın 149/a ve diğer maddeleri 3.Değerlendirme TMK'nın 851. ve 881. maddelerinde ifadesini bulan ve muhtemel bir alacağın teminatı olarak tesis edilen üst sınır (limit) ipoteğinde, borcun ulaşacağı miktar belirsiz olduğundan, taşınmazların ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosundaki limitle sınırlandırılmıştır....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar dava dilekçesinde özetle; Gelibolu İcra Müdürlüğünün 2019/194 Esas sayılı dosyasındaki icra takibinde ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edilerek takibin kesinleştirildiği, Gelibolu İcra Ceza Mahkemesinin 2020/17 Esas sayılı dosyası ile ticareti terk suçundan dolayı dava açıldığını, AY. Mad. 38 hükmü gereği ceza sorumluğunun kişisel olduğunu, ödeme emrinin bizzat taraflarına tebliğ edilmesi gerekirken tebliğ edilmediğini, İcra İflas Kanununun cezaya ilişkin hükümlerinin uygulanabilmesi için alacaklı vekilinin icra müdüründen borçlunun kendisine tebligat yapılmasını istemesi gerektiğini, böyle bir talebin olmadığını, icra müdürlüğünce yapılan usulsüz tebligat ile dosya kesinleştirilme işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin icra mahkemesine başvurusunda usulsüz tebligat işleminin iptali ile tebligatın öğrenme tarihi olan 21/09/2020 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne, Ankara İcra Müdürlükleri yetkili olduğundan yetki itirazının kabulüne, takibin ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesin talep ettiği, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin reddine, borca ve yetkiye itirazın süreden reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasanın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul...
dosyada gönderilen tebligatlar davacı müvekkilleri için yok hükmünde olduğunu, bir diğer ifadeyle anlatmak gerekirse; davacı müvekkillerine tebligat yapılmadığından ve haberdar da olunmadığından müvekkilleri adına yapılan itiraz taraflarınca henüz tebligat gönderilmeden yapılmış bir itiraz gibi olduğunu, ve bu itirazdan sonra müvekkillerine bir başka ödeme emri ihtiva eden tebligat da gönderilmediğinden sadece icra dosyasına itiraz etmekle yetinmesi gereken müvekkillerinden "bir de icra hukuk mahkemesine usülsüz tebliğ şikayetinde" bulunulmasını beklemenin hatalı olduğunu, aksi halde tüm icra takiplerine önce itiraz edip "dosyada belki usulsüz tebligat da olduğunu , bir de usulsüz tebliğ şikayetinde bulunayım" davranışı beklemek esas kabul edilir ki ilamsız takiplerin niteliği ve sonuçları dikkate alındığında bu sorumluluk vatandaşa yüklenemeyeceğini, bu esasen usul ekonomisi ilkesine de aykırı olduğunu, borçlunun yapması gereken tek şey süresinde icra dosyasına itiraz etmekten ibaret...