Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(Yargıtay HGK'nın 12/02/1969 tarih ve 1967/172- 107 Esas, Karar sayılı kararı) İnceleme konusu olayda, davacı vekilinin 31/10/2019 tarihinde yaptığı borca itiraz ve 2019/151 Esas sayılı dosyasına aynı tarihte açtığı dava ile usulsüz tebligattan haberdar olduğu, usulsüz tebligat şikayetinin bu tarihten itibaren 7 günlük yasal süreden sonra yapıldığı anlaşılmakla, kararda isabetsizlik bulunmamaktadır. Her nekadar davacı borçlu vekili İzmir 12. İTM'nin 2019/151 Esas, 2019/48 Karar sayılı dosyası ile usulsüz ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yapmış ve karar 03/12/2019 tarihinde kesinleşmiş ise de, adı geçen kararda esasa yönelik bir karar verilmediği anlaşıldığından, bu dava için kesin hüküm oluşturmaz....

Davacı borçlu istinaf dilekçesinde; tasfiye halindeki borçlu şirkete yapılacak tebligatların tasfiye memuruna yapılması gerektiğini bu nedenle ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu belirtmiştir. Somut olayda; borçluya çıkartılan ödeme emrinin tebliğ edilemeden bila tebliğ dönmesi üzerine, alacaklının talebi üzerine tasfiye halindeki borçlu şirketin ticaret sicil adresine iade edilen adres ile aynı adres olması sebebiyle TK'nun 35. maddesine göre tebliğ edildiği görülmektedir. Tasfiye halinde borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresine, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapılmasında yasaya uymayan bir yön olmadığından davacı borçlunun istinafında isabet bulunmamaktadır....

, ancak usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne ilişkin ......

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde dava dilekçesindeki hususları tekrar etmiş ilaveten mahkeme kararında davaya konu tebligatın yapıldığı tarihlerin doğru olarak yazılmadığını, bu durumun mahkemece mazbatalar incelenmeden karar verildiğini gösterdiğini, ayrıca tebligat üzerinde TK'nın 21/2 maddesine göre tebligat yapılması talebini içerir şerh bulunmamasına rağmen mahkemece bu şerhin bulunduğunun kabul edildiğini, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu ve takibin usulsüz tebligat ile kesinleştiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, usulsüz tebligat şikayetine ve borca itiraza ilişkindir. Muğla 2....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/03/2021 NUMARASI : 2021/318 ESAS- 2021/463 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; davalının 11/12/2020 tarihinde müvekkilleri, aleyhine İstanbul 25. İcra Dairesi 2020/26687 E. sayılı dosya ile ilamsız icra takibi başlattığını, ödeme emri tebliğinin müvekkilin eski adresine çıkartıldığını, iade olduğunu, bunun üzerine şirketin mersis adresine tebligat gönderildiğini, tebligatın usulsüz olarak iade edildiğini, icra müdürünün alacaklı vekilinin talebini inceleyerek ilk tebligatın usulsüz olduğunu resen tespit ederek talebi reddetmesi gerekirken T.K'nun 35. md. göre tebligat talebini kabul ettiğini, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, ıttıla tarihinin 02/03/2021 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    TK'nun 35. maddesine göre borçlu şirketin ticaret sicili adresine tebligat yapılabilmesi için, bu adrese daha önce bir tebligatın çıkarılması, borçlu şirketin adresten taşınması veya adresin kapalı olması nedeni ile tebligatın yapılamamış olması gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/4. maddesi uyarınca; daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır. Bu durumda, anılan maddeye göre tebligat yapılabilmesi için, tebligat yapılan adresin, tebliğ tarihi itibariyle muhatabın ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması zorunludur....

    Maddesinin "ç” fıkrasının "Elektronik tebligatın, tebligat çıkarmaya yetkili makam ve merciden UETS tarafından teslim alındığına, muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştığına ve usulen tebliğ edilmiş sayıldığına dair delil kayıtlarını ayrı ayrı oluşturup her bir kaydı oluşturulduğu andan itibaren derhal en geç yirmi dört saat içinde, tebligat çıkarmaya yetkili makam ve mercie iletmek” hükmü gereği söz konusu e-tebligat iletisine ilişkin deliler PTT tarafından oluşturulmuş ve tebligat çıkaran mercilerin kullanımına sunulmaktadır. Mevcut dosyada söz konusu gönderiye ait kayıtlar mevcuttur. Elektronik Tebligat yönetmeliği “Üçüncü bölüm, muhatabın bilgilendirilmesi” başlıklı 10.Maddesinin 1. fıkrası “elektronik tebligat adresine elektronik tebligat mesajı ulaştığı konusunda belgelendirmek isteyen muhatap, elektronik posta adresini veya kısa mesaj alma özelliği olan bir telefon numarasını PTT’ye bildirir.” şeklinde düzenlenmiştir....

    Gecikmiş itirazdan söz edilebilmesi için usulüne uygun tebligat gerektiğinden hukuki tavsif hakime ait olup başvuru bu hali ile 7201 sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetidir (Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.2001 tarih ve 1991/12- 258 esas 1991/344 karar sayılı kararı). Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12- 258 E., 91/344 K. sayılı kararı)....

    Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Somut olayda, örnek 10 numaralı ödeme emrinin borçluya 31.05.2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise 07.06.2017 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, 06.10.2017 tarihinde cevaba cevap dilekçesi ile ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetini ileri sürdüğü anlaşılmıştır. İİK'nın 18. maddesi uyarınca icra mahkemesine arzedilen hususlar ivedi işlerden sayılır ve bu işlerde basit yargılama usulü uygulanır....

      Dosya kapsamına alınan belgeler incelendiğinde; davacı T4 adına çıkarılan örnek 10 ödeme emri ve dayanak belgesi içerir tebligatın incelenmesinde, muhatabın işte veya nerede olduğunu bilmediğine dair matbu şerh düşülerek tebligatın muhtarlığa yapıldığı ancak, tebliğ memuru tarafından tebligat mazbatasına, borçlunun işte veya nerede olduğunu bilmediğine dair şerh beyanda bulunan kişinin adı ve soyadının yazılmadığı, kim olduğuna dair hiçbir bilginin belirtilmediği anlaşılmakla tebligatın bu haliyle Tebligat Kanunu'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri gereğince usulsüz olduğu anlaşıldığından tebliğ tarihinin 24/12/2018 tarihi olarak tespit ve kabulüne karar verilmiş, diğer yandan davacı tarafın kambiyo senedinin üzerinde "malen" kaydı bulunması nedeniyle senedin kambiyo vasfını taşımadığı yönündeki iddiası bakımından, senette "malen" kaydının bulunması sadece senette asıl borç ilişkisine ait açıklamaya yer verilmiş olduğunu göstermekle birlikte TTK'nun 776. maddesi uyarınca...

      UYAP Entegrasyonu