Bu durumda, mahkemece, Şikayetin Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine aykırılık nedeni ile kabulü gerekirken, reddinin usulsüz olduğu HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince kaldırılması şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin davacının beyanının dosya kapsamından aksi anlaşılamamış olmakla davacının 05/12/2021 tarihinin ıttıla tarihi olarak kabulü ile tebliğ edilmiş sayılmasına, sair taleplerin ( takibin durdurulmasına yönelik ) icra müdürlüğünce değerlendirilmesine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir....
Ödeme emri tebliği, icra müdürlüğü işlemi olup, bu işlemin usulsüz olduğu ancak tebliğ işleminin muhatabı tarafından İİK. nun 16.maddesine göre öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurulması halinde icra mahkemesince incelenir ve tebliğ işleminin usulsüz olduğu belirlenir ise İİK. nun 17. ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi öğrenme tarihi esas alınarak düzeltilir. Bir diğer anlatımla, ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı hususu icra müdürlüğünce değerlendirilemez. Bu nedenle şikayet tarihinden sonra icra müdürlüğünce tebliğ işleminin usulsüz olduğu yönünde verilen karar hukuki sonuç doğurmayacağından, aynı konuda icra mahkemesine yapılan şikayeti konusuz bırakmaz. Kaldı ki her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir....
Bu nedenle borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 27/07/2020 tarihi olarak düzeltilerek 27/07/2020 tarihinde yapılmış olan itiraz doğrultusunda icra takibinin durdurulmasına karar vermek gerekmiş ve davacının davasının kabulüne yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " şeklindeki gerekçelerle 1- Davacının şikayetinin KABULÜNE 2- Borçka İcra Müdürlüğünün 2020/127 Esas sayılı dosyasında, davacı- icra dosyası borçlusuna ödeme emrinin tebligatının usulsüz olduğunun tespiti ile davacının ödeme emrine 27/07/2020 tarihinde muttali olduğunun tespitine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : TCK 157/1, 52, 53 maddeleri gereği mahkumiyet Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, hüküm tebliğinin usulsüz olması nedeniyle temyiz hakkını kullanamadığından bahisle farklı tarihlerde verdiği dilekçeler ile eski hale getirme talebiyle birlikte temyiz başvurusunda bulunduğundan, 5320 sayılı kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK'un 311. maddesi hükmüne göre eski hale getirme talebi ile birlikte temyiz isteminde bulunulmuş olması halinde bu talebi inceleme merciinin Yargıtay'ın ilgili dairesi olması karşısında, mahkemenin sanık hakkında temyiz talebinin reddine ilişkin verdiği 20/11/2014 tarihli ek kararı, hukuki değerden yoksun bulunduğu kabul edilip bu karar kaldırılmak suretiyle yapılan incelemede, Sanığın Ayvalık 2....
Mahkemece;"Davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddine, davacının takibin iptali talebinin reddine, davacının haczedilmezlik şikayetinin süre nedeniyle reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....
Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılabilmesi için, aynı Kanunun 10/2. maddesi gereğince muhatabın bilinen en son adresinin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinin gerçekleşmesi gerekir. Bu hal gerçekleştikten sonra, tebligatı çıkaran merci tarafından, Tebligat Yönetmeliği'nin 79. maddesine uygun zarf üzerine aynı Yönetmeliğin 16/2. maddesi gereğince; “tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın TK'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılacağına" dair kayıt düşülmesi zorunlu olup, tebligatı çıkaran merci tarafından anılan şekilde şerh verilmeden, salt "mernis adresi" ibaresine dayanılarak, tebliğ memuru tarafından 21/2. maddeye göre tebliğ işlemi yapılamaz. Somut olayda, şikayetçi borçlu ...'...
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Her ne kadar mahkemece davalının temyiz talebi hakkında, 19/08/2011 tarih ve 2007/215 E – 2011/274 K sayılı ek karar ile muhtırada belirtilen süre içinde yine muhtırada belirtilen temyiz harçlarının yatırılmadığı gerekçesiyle, "Davalının mahkeme kararını temyiz etmemiş sayılmasına.." karar verilmiş ise de muhtıranın müzekkere şeklinde yazılmadığı, tebligat zarfı üzerine şerh şeklinde yazılarak tebliğ edildiği, bu şekilde muhtıra gönderilmesinin (tebliğinin) usulsüz olduğu, usulsüz bu muhtıraya dayanarak davalı vekilinin temyiz talebi hakkında yazılı şekilde ek karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz talebi hakkında mahkemece verilen 19/08/2011 tarih ve 2007/215 E – 2011/274 K...
Bu durumda, tebligat mazbatasına, tebliğ memuru tarafından beyanda bulunan ve kendisine haber verilen komşunun adı ve soyadı yazılmadığı için Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri gereğince, anılan tebliğ işlemi usulsüzdür. Bu durumda, alacaklı vekiline, borçlunun takibe yaptığı itiraza ilişkin tebliğ işlemi usulsüz olup alacaklı vekilinin, bahse konu işlemi öğrenme tarihinden itibaren süresi içinde itirazın kaldırılması isteminde bulunduğu anlaşıldığından, İİK 264/2 maddesi uyarınca, ihtiyati hacizler halen geçerli olup aksi yönde işlem tesis eden icra müdürlüğü kararının iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
21/1. maddesine göre tebligat yapılması yerine doğrudan MERNİS adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre yapılan tebligat işleminin usulsüz olduğu anlaşılmakla; 1-Sanık ...’in sunmuş olduğu 14.05.2015 tarihli eski hale getirme ve temyiz istemine ilişkin dilekçe ile ilgili tebliğnamede görüş bulunmadığından bu yönden görüş alınması için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 2-İlerde telafisi mümkün bulunmayan zararların önlenmesi bakımından sanık ... hakkındaki Küçükçekmece 8....
Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Borçlu şirketin tebligat adresinin, ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı bulunması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir. TK'nun 35. maddesine göre borçlu şirketin ticaret sicil adresine tebligat yapılabilmesi için, bu adrese daha önce bir tebligatın çıkarılması, borçlu şirketin adresten taşınması veya adresin kapalı olması nedeni ile tebligatın yapılamamış olması gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/4. maddesi uyarınca; daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır....