Ancak borçlu maniin kaldığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delilerle birlikte itiraz ve sebeplerinin ve müstenidatını bildirmeye ve müteakip fıkra için yapılacak duruşmaya taalluk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur." hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, geçikmiş itiraz başvurusunda bulunabilmek için her şeyden önce usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş bir tebligat evrakının bulunması gerekir. Gecikmiş itirazdan söz edilebilmesi için usulüne uygun tebligat gerektiğinden hukuki tavsif hakime ait olup başvuru bu hali ile 7201 sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetidir (Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.2001 tarih ve 1991/12- 258 esas 1991/344 karar sayılı kararı)....
Somut olayda, dosyada davacıya yapılan geçerli bir tebliğ olması ile ön koşul sağlanmakla birlikte, davacının süresinde itiraz edememesi mazeretine ilişkin delil sunmamıştır. Bu nedenle davacının gecikmiş itiraza yönelik şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesi'nin şikayeti nitelendirmesi ve gerekçesi hatalı olduğundan ilk derece mahkeme kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca kaldırılmasına ve davacının gecikmiş itiraz şikayetinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir....
mernis adresine yönelik usulsüz tebligata ilişkin açılmış şikayet davası ve gecikmiş itiraz bulunmadığından borçlunun takipten haberdar olduğu kanaatiyle meskeniyet şikayetinin yasal süresinden sonra yapıldığı gerekçesiyle şikayetin usulden reddine karar verildiği görülmektedir....
tebliğ mazbatasının resmi evrak olduğundan aksinin ancak yazılı delil ile ispatı gerektiğini, ayrıca iş bu davanın usulsüz tebligat şikayeti olup tebligatı yapan kişinin posta memuru olduğunu, bu nedenle müvekkili aleyhinde usulsüz tebligat nedeniyle mahkeme masrafı ve yargılama giderine hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Borçlu, icra mahkemesine gecikmiş itiraz olarak başvurmuş ise de, dilekçesinde, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürdüğünden, başvurunun usulsüz tebligat şikayeti olarak kabulü ve değerlendirmenin buna göre yapılması gerekmektedir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir....
İlk derece mahkemesi tarafından ''İcra dosyası kapsamından ve Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş.nin 21.09.2020 tarihli cevabı yazısından davacılar T1 T5 ve T3 adına çıkartılan ödeme emri ekli tebligatların 13.02.2017 tarihinde bila tebliğ iade olduğu, dosya kapsamında bu borçlulara sonrasında çıkartılan ve tebliğ edilen herhangi bir ödeme emri tebligatı bulunmadığı görülmüştür. Bu durumda bu davacı borçlulara yapılmış herhangi bir ödeme emri tebligatı bulunmadığından ve haklarındaki takip kesinleşmediğinden usulsüz tebligat şikayeti bakımından hukuki yararları bulunmadığından şikayetin reddine karar vermek gerekmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 06.01.2021 tarihinde TK 21/2 göre muhtara teslim edilerek usule ve yasaya uygun bir şekilde tebligat yapıldığını, tebliğ edilen ödeme emrine davacı borçlu tarafından süresinde itiraz edilmediğini, dava konusu icra takibinin kesinleştiğini, 29.01.2021 tarihinde ise borçtan kurtulmak amacı ile borçlu tarafından usulsüz tebligat iddiasıyla açılan dava neticesinde mahkemenin hukuka aykırı bir şekilde şikayetin kabulüne karar verdiğini, verilen kararda aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmesinin de yasaya ve usule aykırı olduğunu bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, usulsüz tebliğ şikayeti ile usulsüz tebligatı öğrenme tarihinin 27/01/2021 tarihi olarak tespiti talebine ilişkindir. Borçluya takip dosyasından çıkartılan tebligatlar incelendiğinde; Beyazıt Mah. 1. Teknik Sok....
İcra Dairesi 2021/5371 sayılı takip dosyası ile başlatılan icra takip dosyasından kiracıya ödeme emri gönderildiği ve kiracı söz konusu ödeme emrine kanuni süresi içinde icra emrine itiraz etmediğini ve bu davayu gecikmiş itiraz başvurusunda bulunduğunu, İİK gereği gecikmiş itiraz şartlarının oluşmadığını, davanın bu yönden reddi gerektiğini, davacı şirket tarafından işletilen işletme İstanbul'un en büyük kongre ve sergi sarayı (Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı) olup işletmenin kapalı olduğu ve posta memurunun usulsüz tebliğ yaptığı iddiasının mahkemeyi yönlendirmeye yönelik olduğunu, aynı anda hem tebligatın usulsüz olduğu hem de gecikmiş itiraz başvurusu yapılamayacağını, ödeme emrinin usulüne uygun borçlu vekiline tebliğ edildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir....
Şikayetçiler vekili istinaf başvurusunda özetle; murise yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü hususunda çekişme bulunmadığını, mirasçıların öğrenme tarihinden itibaren usulsüz tebligata ilişkin şikayet hakkının bulunduğunu, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile yetkiye, borca ve zamanaşımına dair itirazların çerçevesinde takibin iptaline karar verilmesini, aksi halde murisinin ağır hastalığının bulunması, takibe itiraz imkanı olmaması nedeniyle geçikmiş itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
in Karşı Oy Yazısı; Gecikmiş itiraz, Medeni Usul Hukukunda daha genel ve kapsamlı bir düzenleme olan ve yargısal sürelerin elde olmayan nedenlerle kaçırılması durumunda tanınan “eski hale getirme’nin (HMK. M. 95ed.), icra hukukundaki karşılığıdır. İİK’da sadece ödeme emrine itiraz süresinin kaçırılması haline özgü olarak borçluya tanınınmış bir hukuki çare söz konusudur. (Arslan/Ramazan, Yılmaz Ejder/, Ayvaz Taşpınar, Sema/ Hanağası Emel; İcra ve İflas Hukuku, Ankara 2023.9B.s.206). İtiraz süresini kaçırmış olan borçluya gecikmiş itirazda bulunabilmesi için borçlunun kusuru olmaksızın bir engel nedeniyle yedi gün içinde ödeme emrine itiraz edememiş olması gerekir. Bu engel borçlunun itiraz edemeyecek ve kendisine bir vekil atayamayacak kadar ağır hastalığı olabilir. Tabii afet nedeniyle itiraz edememiş ise bu afetin son bulmasından itibaren 3 gün içinde gecikmiş itirazda bulunabilir....