Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şikayetçiler vekili istinaf başvurusunda özetle; murise yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü hususunda çekişme bulunmadığını, mirasçıların öğrenme tarihinden itibaren usulsüz tebligata ilişkin şikayet hakkının bulunduğunu, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile yetkiye, borca ve zamanaşımına dair itirazların çerçevesinde takibin iptaline karar verilmesini, aksi halde murisinin ağır hastalığının bulunması, takibe itiraz imkanı olmaması nedeniyle geçikmiş itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından davacı hakkında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde bulunulduğu, davacı tarafından önce gecikmiş itirazda bulunulduğu, 02.11.2020 tarihli dilekçe ile ise ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile şikayette bulunulduğu ilk derece mahkemesi tarafından şikayetin reddine karar verildiği davacı tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafından önce gecikmiş itirazda bulunulmuş ise de; öğrenme tarihi olarak bildirilen tarihe göre süresi içerisinde verdiği dilekçe ile usulsüz tebligat şikayetinde bulunulmuştur. Ödeme emri tebligat parçasının incelenmesinde, muhatabın tevziat saatlerinde adresinde bulunamadığından mahalle muhtarına tebligatın bırakıldığı ve komşusu Uğur Altuntaş'a haber verildiği görülmüştür....

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bulanık İcra Müdürlüğü'nün 2015/652 E. sayılı dosyasında İcra Takibinin haksız başlatıldığının, tebligatın usulsüz yapılması sebebiyle müvekkilin süresinde itiraz edemediğini bu sebeple gecikmiş itirazın kabulünü talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının kendisine tebligat çıkarıldığı tarihte ikamet adresinin Tekirdağ olduğunu, tebligat usulsüzlüğünün olmadığını, davacının dava konusu icra takibini 11/10/2016 tarihinde öğrenmiş olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, paraya çevirme muamelesi bittiği için gecikmiş itiraz hakkı olmadığı gibi gecikmiş itirazda bulunma hakkını kabul anlamına gelmemek kaydıyla gecikmiş itirazda bulunma süresini kaçırmış olduğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

Davacı Riccardo yönünden yapılan incelemede ise davacı vekili yine öncelikle tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürmüş, tebligatın usulüne uygun olduğuna karar verilmesi halinde de davacının Türkçe bilmemesi nedeniyle gecikmiş itirazlarının kabulünü talep etmiştir. Davacı Riccardo Türk vatandaşı olup ödeme emri bizzat kendi talebiyle ve kendi imzasına PTT müdürlüğünde tebliğ edilmiş olduğundan bu davacıya yapılan tebliğ usulüne uygundur. Ancak mahkemece davacının gecikmiş itiraz talebi hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmadan ve gecikmiş itirazı hakkında olumlu ve olumsuz bir karar verilmeden bu davacı yönünden de davanın süreden reddine karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekir....

Somut olayda; örnek 10 ödeme emrinin itiraz eden borçlu ...'e 20.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya itirazının ise yasal 5 günlük süreden sonra 29.08.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, öncelikle usulsüz tebligat şikayetinin değerlendirilerek, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinin tesbiti halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve düzeltilen tebliğ tarihine göre imzaya itirazı süresinde ise itirazın esası yönünden inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebligat şikayeti değerlendirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde usulsüz tebliğ şikayeti ve gecikmiş itiraz istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince daha önce verilen ilk karar, Dairemizce, tüm taleplerin değerlendirilmesi ve taraf delillerinin toplanması gerektiği belirtilerek kaldırılmış, kaldırma kararı sonrası, mahkemece, davacı taraf tanıklarından bir tanesi dinlenmiş, diğer tanıklar için ise yazılan talimatlar, talimat mahkemesinde çıkartılan tebligatın bila ikmal gelmesi sonucu bila ikmal iade edilmiş, mahkemece, bunun üzerine verilen ara karar ile, tanık dinletme talepleri reddedilerek nihai karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 240.maddesinde, ''...(1) Davada taraf olmayan kişiler tanık olarak gösterilebilir. (2) Tanık gösteren taraf, tanık dinletmek istediği vakıayı ve dinlenilmesi istenen tanıkların adı ve soyadı ile tebliğe elverişli adreslerini içeren listeyi mahkemeye sunar....

    Usulüne uygun tebligat bulunmaması halinde, HMK'nun 33. maddesi gereği, hukuki tavsif hakime ait olacağından, borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz isteminde bulunması ile bağlı kalınmaksızın, tebligatın usulsüzlüğü ve Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği, tebliğ tarihinin belirlenmesi yoluna gidilmelidir (HGK 5.6.1991 tarih ve 1991/12- 258E.-1991/344 K)....

    Maddesi gereğince borçlunun kusuru olmaksızın bir engel sebebi ile süresi içerisinde itiraz edilmemesi halinde uygulanması gereken hukuki bir yol olduğu, borçlunun engelin kalktığı günden itibaren 3 gün içinde mazeretini gösterir delille birlikte itiraz ve sebeplerini ve dayanaklarını mahkemeye bildirmediği, dava dilekçesinde gecikmiş itirazı haklı kılmaya elverişli iddialarda bulunulmadığı gibi ilk defa gecikmiş itiraz iddiasının duruşmada 11/12/2018 tarihinde dile getirdiği, davacının yurda15/10/2018 tarihinde girdiği, icra mahkemelerinde ıslah kurumu olmadığı, yurda girdiğinden itibaren 3 gün içerisinde gecikmiş itirazın yapılmadığı davanın 28/09/2018 tarihinde açılıp tebligatın usulsüzlüğünün iddia edildiği, gecikmiş itirazın ise yargılama sırasında dile getirildiği, bu haliyle mahkemenin şikayetin reddine dair kararının doğru olduğu anlaşılmıştır....

    Dosya içerisindeki belgelere göre davacı borçlunun 23/06/2021 tarihinde yurda giriş yaptığı, 29/09/2021 tarihinde ise yurttan çıkış yaptığı, borçlunun gecikmiş itirazına ilişkin itirazlarının ve dayanaklarının engelin kalktığı günden itibaren 3 gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekmekte olup davacı borçlunun yurda giriş yaptığı ve engelin kalktığı 23/06/2021 tarihinden itibaren 3 günden sonra 13/10/2021 tarihinde başvuruda bulunduğu görülmüştür. O halde mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin reddi ile gecikmiş itirazının süreden reddine karar verilmesi gerekirken usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ilamsız takipte diğer itirazların takip şekline göre icra müdürlüğüne yapılması gerektiğinden sair yönündeki istemin reddine ilişkin kararın yerinde olmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olmadığı, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olduğundan istinaf talebinin kabulü ile Kayseri 1....

    da aynı şekilde usulsüz tebliğ edildiğini, yapılan işlemlerden yeni haberi olduğunu, PTT görevlisi hakkında görevi kötüye kullanma suçundan şikayette bulunulduğunu belirterek, gecikmiş itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasını ve hacizlerin kaldırılmasını istemiştir....

    UYAP Entegrasyonu