Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

başlattığı dönemde sürekli hastanede olması ve itiraz hakkının olmaması nedeni ile gecikmiş itirazın kabul edilmesini, takipte borçlunun yerleşim yeri Konya İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, alacaklıya borcu bulunmadığını, takibe dayanak sözleşmede yazılı taşınmazın alacaklıya devredildiğini, dayanak sözleşmedeki imzanın murise ait olmadığını belirterek tebliğ tarihinin 12/10/2020 olarak düzeltilmesini yetkiye borca ve imzaya itirazının kabulü ile hacizlerin kaldırılmasını aksi halde gecikmiş itirazın kabulünü istemiştir....

Davacının gecikmiş itiraz talebinin incelenmesinde ise, İİK’nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde, gecikmiş itirazda bulunacak kişinin mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçluya, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır....

Stus isimli kişinin müvekkil şirket çalışanı ya da yetkilisi olmadığından kendisine daimi çalışan olarak yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, sigorta kayıtları incelendiğinde şirket çalışanı olmadığının anlaşılacağını, 06.04.2020 tarihli alacağa konu faturanın takipten önce müvekkiline hiç tebliğ edilmediğini, bu faturanın alacak konusu yapılmasının da mümkün olmadığını, müvekkilinin alacaklı olduğunu iddia edene böyle bir borcu bulunmadığını, bu nedenle müvekkil şirket aleyhine yapılan takibe, alacağa ve tüm fer-ilerine itiraz ettiklerini, ödeme emrine gecikmiş itirazlarının kabulü ve takibin iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ödeme emrinin tebliğ edildiği Armutalan Mah. Hamdi Yüzak Cad....

atanması ve atanan bu mümessile tebligat yapılması ile yine İİK.65. maddesine göre cezaevinde bulunmak, gecikmiş itiraza konu engel hallerden kabul edilmekle, bu yasa maddelerine aykırı olarak yapılan işlemler süresiz olarak şikayete konu edilebildiğini, bu durumda müvekkili şirket adına yapılan bu müracaatın öncelikle usulsüz tebligat yönünden, bu talebimiz kabul görmez ise gecikmiş itiraz olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek, öncelikle usulsüz tebligata ilişkin olarak talebin kabulü ile icra takibinden haberdar olma (tebligat) tarihinin 03/02/2021 olarak düzeltilmesine, icra müdürlüğüne yapılan 03/02/2021 tarihli itirazın süresinde olduğuna ve icra takibinin durdurulmasına, bu talebin kabul edilmemesi halinde, müvekkili şirket yetkilisinin hükümlü olarak halen cezaevinde bulunması sebebi ile gecikmiş itirazın kabul edilerek, icra takibinin durdurulmasına, itiraz sebebleri nazara alınarak, müvekkili şirketin dava süresince haksız icra işlemlerine maruz kalmaması bakımından ihtiyati...

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; davalı vekili tarafından müvekkili hakkında hiçbir belge ve evraka dayanmadan Cihanbeyli İcra Müdürlüğünün 2019/485 Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı alacaklı ile müvekkilinin hiçbir hukuki ve ticari ilişkisi olmadığını, müvekkilinin takipten, 19/11/2019 tarihinde tesadüfen e-devlet üzerinden dosyalarına bakarken haberdar olduğunu, takibe itiraz ettiklerini, müvekkiline takip kapsamında yapılan ödeme emri tebligatının, Tebligat Kanunu, Tebligat Tüzüğü ve Yönetmeliği ve ilgili diğer tebligat düzenlemelerine açıkça aykırı olduğunu, tebligat, 11/10/2019 tarihinde yapılmış göründüğünü, 25/11/2019 tarihli yurt dışına giriş-çıkış yaptığını, müvekkilinin İsveç'de çalıştığını, en son 14/08/219 tarihinde Türkiye'den çıkış yaptığını, 21/11/2019 tarihinde Türkiye'ye giriş yaptığını, tebligat tarihinde müvekkilinin yurt dışında bulunduğundan müvekkiline yapılan...

SAVUNMA:Davalı vekili 22/09/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Açılan davanın haksız ve dayanaksız olduğunu, reddinin gerektiğini, davacı yanın hem gecikmiş itiraz hem de usulsüz tebligatın iptalini talep ettiğini, bu kalemlerin ikisinin aynı anda dava konusu yapılamayacağını, davacı yanın tebligatın usulsüz olduğu iddiasında olduğuna göre ve tebligat mazbatasına baktıklarında tebligatın usulüne uygun olduğunu, davacının usulsüz tebligat talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının usulsüz tebligat talebinin gecikmiş itiraz ile aynı sonucu doğurmayacağını, icra müdürlüğünce gönderilen ödeme emrinin davacı yanın mernis adresine, 09.07.2022 tarihinde “mernis şerhli” olarak tebliğ edildiğini, tebligat mazbatasından da görüleceği üzere tebliğ işlemlerinin usulüne uygun yapıldığını, bu aşamadan sonra davacı yanın süresinde ödeme emrine itiraz etmediğini, kötü niyetli olarak bu davayı açtığını, gecikmiş itiraz şartlarının oluşmadığını, davacı yanın da dava dilekçesinde belirttiği...

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/4459 KARAR NO : 2022/4004 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : EDİRNE İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/12/2022 NUMARASI : 2022/400 ESAS - 2022/480 KARAR DAVA KONUSU : İtiraz (İcra Takibine Gecikmiş İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, ödeme emrinin 19/07/2022 tarihinde köy muhtarı imzasına tebliğ edildiğini, ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüz olduğunu söyleyerek tebliğ tarihinin 29/07/2022 olarak düzeltilmesini istemiştir....

İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...,Davacı tarafından dilekçesinde her ne kadar gecikmiş itiraz olarak şikayette bulunulmuş ise de Yargıtay kararında da belirtildiği üzere gecikmiş itirazın ön koşulunun, usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olması olduğundan ve şikayete konu tebligat mazbatasından TK. 21/1. maddesi hükmü mucibince usulüne uygun tebliğ işlemi yapılmadığı, muhatabın adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği ve dönecekse ne zaman döneceği hususunun tevsik edilerek tebliğ mazbatasına şerh edilmediği, adreste bulunmama sebebinin tespit edilmediği, bu haliyle takip dosyasından davacı borçluya çıkarılan tebligatın Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olmadığı ve usulsüz olduğu sabit olmakla şikayetin kabulüne, borçlu adına yapılan usulsüz tebliğ nedeniyle işlemin iptaline, davacının takipten daha önce haberdar olduğunu gösterir başkaca bir kayıt da bulunmadığından beyan ettiği 06/08/2020 haciz tarihinin...

Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. Somut olayda, borçluya gönderilen tebligat, Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre usulüne uygun olarak yapılmıştır. Borçlu, bu adreste oturmadığını ileri sürmediğine göre yapılan tebligat geçerlidir. Borçlu şikayetinde tebliğ tarihi itibariyle yurtdışında bulunduğunu ileri sürmüştür. Borçlunun bu şikayeti tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin olmayıp gecikmiş itirazdır. HUMK'nın 76. maddesi ve HMK'un 33. maddeleri uyarınca hukuki tavsif hakime aittir. Şikayetçinin tebligat usulsüzlüğü başvurusunun mahkemece "gecikmiş itiraz" olarak kabul edilerek sonuçlandırılması gerekir. İİK.nun 65/2. maddesi uyarınca yapılan itirazın borçlunun yurtdışından döndüğü 05.12.2010 tarihinden itibaren 3 gün içerisinde bildirmesi gerekirdi. İtiraz 21.06.2011 tarihinde yapıldığı için süresinde değildir....

Eksik, şekli ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkının ihlalidir. Somut olayda, dava dilekçesinde usulsüz tebligat şikayetine ilişkin bir iddia bulunmamasına rağmen davanın usulsüz tebligat şikayeti ve meskeniyet iddiası olarak eksik ve yanlış nitelendirilerek gerekçe oluşturulduğu ve hükmün buna göre tesis edildiği görülmektedir. Bunun yanında, mahkemece meskeniyet iddiasına ilişkin olarak, davanın 13/09/2019 tarihinde açılması karşısında haczin 14/09/2019 tarihinde öğrenilmesinden sonra 7 günlük süre içinde şikayette bulunulmadığı yönündeki gerekçesinde de isabet bulunmamaktadır. Yine, hükümde süresinde olmayan davanın reddine denilmesine rağmen, gerekçede ödeme iddiası yönünden esasa ilişkin değerlendirme yapılması da doğru olmamıştır....

UYAP Entegrasyonu