Davacının gecikmiş itiraz talebinin incelenmesinde ise, İİK’nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde, gecikmiş itirazda bulunacak kişinin mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçluya, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır....
Stus isimli kişinin müvekkil şirket çalışanı ya da yetkilisi olmadığından kendisine daimi çalışan olarak yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, sigorta kayıtları incelendiğinde şirket çalışanı olmadığının anlaşılacağını, 06.04.2020 tarihli alacağa konu faturanın takipten önce müvekkiline hiç tebliğ edilmediğini, bu faturanın alacak konusu yapılmasının da mümkün olmadığını, müvekkilinin alacaklı olduğunu iddia edene böyle bir borcu bulunmadığını, bu nedenle müvekkil şirket aleyhine yapılan takibe, alacağa ve tüm fer-ilerine itiraz ettiklerini, ödeme emrine gecikmiş itirazlarının kabulü ve takibin iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ödeme emrinin tebliğ edildiği Armutalan Mah. Hamdi Yüzak Cad....
Somut olayda; örnek 10 ödeme emrinin itiraz eden borçlu İ.. G..'na 11.11.2014 tarihinde tebliğ edildiği, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte yetki itirazının ise yasal 5 günlük süreden sonra 19.12.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, öncelikle usulsüz tebligat şikayetinin değerlendirilerek, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinin tesbiti halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve düzeltilen tebliğ tarihine göre yetki itirazı süresinde ise itirazın esası yönünden inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebligat şikayeti değerlendirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
atanması ve atanan bu mümessile tebligat yapılması ile yine İİK.65. maddesine göre cezaevinde bulunmak, gecikmiş itiraza konu engel hallerden kabul edilmekle, bu yasa maddelerine aykırı olarak yapılan işlemler süresiz olarak şikayete konu edilebildiğini, bu durumda müvekkili şirket adına yapılan bu müracaatın öncelikle usulsüz tebligat yönünden, bu talebimiz kabul görmez ise gecikmiş itiraz olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek, öncelikle usulsüz tebligata ilişkin olarak talebin kabulü ile icra takibinden haberdar olma (tebligat) tarihinin 03/02/2021 olarak düzeltilmesine, icra müdürlüğüne yapılan 03/02/2021 tarihli itirazın süresinde olduğuna ve icra takibinin durdurulmasına, bu talebin kabul edilmemesi halinde, müvekkili şirket yetkilisinin hükümlü olarak halen cezaevinde bulunması sebebi ile gecikmiş itirazın kabul edilerek, icra takibinin durdurulmasına, itiraz sebebleri nazara alınarak, müvekkili şirketin dava süresince haksız icra işlemlerine maruz kalmaması bakımından ihtiyati...
Bilindiği üzere, İİK'nun 65. maddesinde koşulları belirlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması halinde, muhatabın bir engel nedeni ile süresi içinde takibe itiraz edememesi durumunda başvurulacak bir yoldur. Usulsüz tebligatta ise, tebligat usulüne uygun olarak yapılmamış olup, tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurulur. Böyle bir durumda, mahkemece yapılacak iş, tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığının incelenmesi ve tebligatın usulsüz olduğunun saptanması halinde de aynı Kanunun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesinden ibarettir. Öte yandan, hakim, borçlunun dilekçesinde beyan ettiği maddi vakıalarla bağlı olup, 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince, başvurunun hukuki tavsifi hakime aittir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; davalı vekili tarafından müvekkili hakkında hiçbir belge ve evraka dayanmadan Cihanbeyli İcra Müdürlüğünün 2019/485 Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı alacaklı ile müvekkilinin hiçbir hukuki ve ticari ilişkisi olmadığını, müvekkilinin takipten, 19/11/2019 tarihinde tesadüfen e-devlet üzerinden dosyalarına bakarken haberdar olduğunu, takibe itiraz ettiklerini, müvekkiline takip kapsamında yapılan ödeme emri tebligatının, Tebligat Kanunu, Tebligat Tüzüğü ve Yönetmeliği ve ilgili diğer tebligat düzenlemelerine açıkça aykırı olduğunu, tebligat, 11/10/2019 tarihinde yapılmış göründüğünü, 25/11/2019 tarihli yurt dışına giriş-çıkış yaptığını, müvekkilinin İsveç'de çalıştığını, en son 14/08/219 tarihinde Türkiye'den çıkış yaptığını, 21/11/2019 tarihinde Türkiye'ye giriş yaptığını, tebligat tarihinde müvekkilinin yurt dışında bulunduğundan müvekkiline yapılan...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/4459 KARAR NO : 2022/4004 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : EDİRNE İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/12/2022 NUMARASI : 2022/400 ESAS - 2022/480 KARAR DAVA KONUSU : İtiraz (İcra Takibine Gecikmiş İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, ödeme emrinin 19/07/2022 tarihinde köy muhtarı imzasına tebliğ edildiğini, ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüz olduğunu söyleyerek tebliğ tarihinin 29/07/2022 olarak düzeltilmesini istemiştir....
Eksik, şekli ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkının ihlalidir. Somut olayda, dava dilekçesinde usulsüz tebligat şikayetine ilişkin bir iddia bulunmamasına rağmen davanın usulsüz tebligat şikayeti ve meskeniyet iddiası olarak eksik ve yanlış nitelendirilerek gerekçe oluşturulduğu ve hükmün buna göre tesis edildiği görülmektedir. Bunun yanında, mahkemece meskeniyet iddiasına ilişkin olarak, davanın 13/09/2019 tarihinde açılması karşısında haczin 14/09/2019 tarihinde öğrenilmesinden sonra 7 günlük süre içinde şikayette bulunulmadığı yönündeki gerekçesinde de isabet bulunmamaktadır. Yine, hükümde süresinde olmayan davanın reddine denilmesine rağmen, gerekçede ödeme iddiası yönünden esasa ilişkin değerlendirme yapılması da doğru olmamıştır....
SAVUNMA:Davalı vekili 22/09/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Açılan davanın haksız ve dayanaksız olduğunu, reddinin gerektiğini, davacı yanın hem gecikmiş itiraz hem de usulsüz tebligatın iptalini talep ettiğini, bu kalemlerin ikisinin aynı anda dava konusu yapılamayacağını, davacı yanın tebligatın usulsüz olduğu iddiasında olduğuna göre ve tebligat mazbatasına baktıklarında tebligatın usulüne uygun olduğunu, davacının usulsüz tebligat talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının usulsüz tebligat talebinin gecikmiş itiraz ile aynı sonucu doğurmayacağını, icra müdürlüğünce gönderilen ödeme emrinin davacı yanın mernis adresine, 09.07.2022 tarihinde “mernis şerhli” olarak tebliğ edildiğini, tebligat mazbatasından da görüleceği üzere tebliğ işlemlerinin usulüne uygun yapıldığını, bu aşamadan sonra davacı yanın süresinde ödeme emrine itiraz etmediğini, kötü niyetli olarak bu davayı açtığını, gecikmiş itiraz şartlarının oluşmadığını, davacı yanın da dava dilekçesinde belirttiği...
Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. Somut olayda, borçluya gönderilen tebligat, Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre usulüne uygun olarak yapılmıştır. Borçlu, bu adreste oturmadığını ileri sürmediğine göre yapılan tebligat geçerlidir. Borçlu şikayetinde tebliğ tarihi itibariyle yurtdışında bulunduğunu ileri sürmüştür. Borçlunun bu şikayeti tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin olmayıp gecikmiş itirazdır. HUMK'nın 76. maddesi ve HMK'un 33. maddeleri uyarınca hukuki tavsif hakime aittir. Şikayetçinin tebligat usulsüzlüğü başvurusunun mahkemece "gecikmiş itiraz" olarak kabul edilerek sonuçlandırılması gerekir. İİK.nun 65/2. maddesi uyarınca yapılan itirazın borçlunun yurtdışından döndüğü 05.12.2010 tarihinden itibaren 3 gün içerisinde bildirmesi gerekirdi. İtiraz 21.06.2011 tarihinde yapıldığı için süresinde değildir....