Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

bu şikayet dosyasının temsil edildiği de görülmekle şikayetçinin takipten en geç 16/06/2022 tarihinde haberdar olduğunun kabulü ile 24/06/2022 tarihinde yapılan tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süreden reddine karar verilmesinin yerinde olduğu, öte yandan İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itirazdan yalnız takip borçlusunun yararlanabileceği maddenin lafzından anlaşılmakla kendisine haciz ihbarnamesi gönderilen 3. kişinin bu madde hükmüne dayanarak gecikmiş itirazda bulunamayacağı, mahkemenin hükme esas aldığı 16/06/2022 tarihli Sulh ve İbra Protokolüne karşı şikayetçi vekilinin 27/06/2022 tarihli dilekçesinde açıkça bir itirazda bulunulmadığı ve protokolün e-imzalı olarak düzenlendiği görülmekle geçerli olduğunun kabulünün gerektiği anlaşıldığından dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı...

İcra Mahkemesi'nin 27/05/2021 tarih 2021/721 Esas 2021/1003 karar sayılı kararı ile ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespiti ile tebliğ tarihinin 19/04/2021 olarak düzeltilmesine ve borca yönelik itirazın icra dairesine yapılması gerektiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, bu karara göre icra dosyasına itiraz dilekçesi sunulduğunu icra dairesi tarafından talebin reddi ile takibin devamına karar verildiğini, yaptıkları başvurunun gecikmiş itiraz talebi olduğunu, tebliğatın usulsüz olduğu 27/05/2021 tarihinde tespit edilmişken 7 günlük itiraz süresinin 19/04/2021 tarihinden başlatılmasının şirketin hak kaybına uğramasına sebep olduğunu, 19/04/2021 tarihinde tebliğatın usulsüz olduğunun taraflarınca bilinmediğini, bu hususun mahkeme kararı ile tespit edildiğini ancak lehlerine olması gerekirken aleyhlerine bir durum doğmasına sebep olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılması ile gecikmiş itiraz talebinin kabulüne, ilamsız icra takibinin...

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Öncelikle belirmek gerekir ki; davacı tarafça dava dilekçesinde usulsüz tebligat şikayetinin yanında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemi de yer almakta ise de davacı vekilinin yargılama sırasındaki yazılı ve sözlü beyanlarında davalarının yalnızca usulsüz tebligat şikayetine yönelik olduğunu beyan etmesi karşısında artık davaya usulsüz tebligat şikayeti olarak devam edilmesi gerektiğinden mahkemece davacı tarafın menfi tespit istemi hakkında hüküm kurulması yerinde değildir. Öte yandan taraf teşkili dava şartı olduğundan, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Şikayet, İcra ve İflas Hukukunda düzenlenmiş kendine özgü bir yol olup, Medeni Usul Hukuku kapsamında bir dava veya kanun yolu değildir....

65. maddesi uyarınca gecikmiş itirazlarının kabulü ile tebligat tarihinin 17.12.2018 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/417 esas sayılı dosyasına tahliye davası açıldığını ve yine davacının öncelikle Arpaçbahşiş adresine tebligat yapıldığını, Menderes Mahallesi adresine de tebligat çıkartılarak mazbata döndükten sonra kesinleşme yapıldığını, başından beri usulsüz tebligatlar nedeniyle takipten haberdar olmadıklarını, icra dosyasına ilişkin Erdemli İcra Müdürlüğünden tahliye işlemleri için Erdemli adresine gidildiğinde bu vesile ile takipten 25/08/2020 tarihinde haberdar olduklarını, Erdemli İcra Müdürlüğünce davacı müvekkiline tahliye hususunda 20 günlük süre verildiğini, gerek takibin gerekse tahliye davası kapsamında davacıya yapılan tebligatların usulsüz olduğunu beyan ederek, takibin öncelikle teminatsız olarak durdurulması ile gecikmiş itirazın kabülü ile öğrenme tarihinin 25/08/2020 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, Mersin 2....

Usulüne uygun tebligat bulunmaması halinde, HMK'nun 33. maddesi gereği, hukuki tavsif hakime ait olacağından, borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz isteminde bulunması ile bağlı kalınmaksızın, tebligatın usulsüzlüğü ve Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği, tebliğ tarihinin belirlenmesi yoluna gidilmelidir (HGK ........1991 tarih ve 1991/...-258E.-1991/344 K). O halde mahkemece, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebligat tarihinin, borçlunun usulsüz tebligattan haberdar olduğu tarihe göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren ... gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/.../2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    No: 2 Mashattan Sitesi (Eski Akasya Sk. ) B 5 Blok D:107 Sarıyer İstanbul" adresinde ikamet ettiğini, müvekkilinin taşınma yoğunluğu içinde, adres değişikliğini aynı gün yapamadığını, mahkemece usulsüz tebligat yorumu yapılmış ise de davanın gecikmiş itirazın kabulü yönünde olduğunu, müvekkilinin ikamet etmediği adrese tebligat yapıldığını, gecikmiş itirazda aslolan tebligatın usulüne uygun olması, ancak borçlunun bir mazeret sebebiyle itiraz edememesi olduğunu, bu nedenle yerel mahkemenin gerekçesinin yerinde olmadığını, kaldı ki usulsüz tebligat olarak değerlendirilse dahi müvekkilinin, tebligat tarihinde o adreste olmadığını, bunun belgelerin tarafından dosyaya sunulduğunu beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasını davanın kabulünü istemiştir....

    Dava ilamsız takipte gecikmiş itiraz olup mahkemece davanın görev yönünden reddine ilişkin kararın dairemizce bozulması üzerine mahkemece, gecikmiş itiraz iddiasının yerinde olmadığı, borçluya usulüne uygun tebligat yapılmadığının tespiti ile; şikayet tarihinin öğrenme tarihi olan 21/8/2015 olarak belirlenmesine ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Ancak borçlunun, usulsüz tebligat şikayetinin; Tebligat Kanunu 32. madde gereğince usulsüz tebligatı öğrendikten itibaren 7 gün içerisinde şikayet yoluna başvurması gerekmesi karşısında, borçlu tebligattan 21/8/2015 tarihinde haberdar olduğunu bildirdiği halde, İİK'nin 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra 04.09.2015 tarihinde icra mahkemesine şikayette bulunmuştur. O halde, mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/02/2022 NUMARASI : 2022/51 2022/133 DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatında tüm bilgi ve belgeler okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü....

      İcra Müdürlüğünün 2020/6541 Esas sayılı dosyasına 30/11/2020 tarihli talebe ekli olarak ibraz edildiğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca takibin durdurulması isteminin reddine ilişkin icra memur işlemini şikayettir. İlamsız takip yolunda borca yönelik itirazların İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra müdürlüğüne yapılması gerekir. Müdürlük yerine icra mahkemesine yapılan itiraz hukuki sonuç doğurmaz. Somut olayda, davacı borçlu vekili, 11/09/2020 tarihinde usulsüz tebligat şikayeti davasına bakan İzmir 4. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/358 Esas sayılı dosyasına sunmuş oldukları gecikmiş itirazlarının değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiş ise de, yukarıda belirtilen yasal düzenleme uyarınca davacı borçlu vekili tarafından, takibin öğrenildiği belirtilen ve İzmir 4....

      UYAP Entegrasyonu