Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

dosyasına süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunmadığını, mahkemenin davacının gecikmiş itiraz iddiasını dikkate almaması ve icra takibinin durdurulması yönündeki talebini reddetmesi gerekirken kabulüne ilişkin vermiş olduğu kararın usul ve yasaya aykrı eksik incelemeye dayalı olduğunu belirterek Kocaeli 2....

Temyiz Sebepleri Davalı alacaklı temyiz dilekçesinde; şikayetçi borçlunun Covid olduğu tarihin 15.06.2021 tarihi olduğunu, karantina süresinin, 29.06.2021 tarihinde, tebliğ tarihinden (28.06.2021) 1 gün sonra sona erdiğini, raporda çalışabileceğinin yazılı olduğunu, itiraz için 6 günlük süresinin daha mevcut olduğunu, gecikmiş itirazın süresinden sonra yapıldığını ileri sürerek bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ile mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, usulsüz tebliğ şikayetine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 7201 sayılı Tebligat Kanunu, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve sair yasal mevzuat 3....

    İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, usulsüz tebligat şikayeti yönünden davanın kabulü ile Fethiye İcra Müdürlüğünün 2018/22497 Esas sayılı dosyasında davacıya çıkartılan 02/11/2018 tarihli tebliğ işleminin usulsüz olduğu tespiti ile T.K'nın 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin 25/01/2019 tarihi olduğunun kabul ve tespitine, yetki itirazı yönünden Fethiye İcra Müdürlüğünün 2018/22497 Esas sayılı dosyası yönünden yetkisizliğine, davacının adresine göre yetkili ve görevli icra müdürlüğünün İstanbul İcra Müdürlüğü olduğuna, karar kesinleşmesinden itibaren ve 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir....

    İlk derece mahkeme kararında da açıklandığı gibi davacı şirkete yapılan ödeme emri tebligatının Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğü hükümlerine göre usulsüz olduğundan ve davacı şirket temsilcisi Sezai Torun tarafından tebligatın 21/11/2018 tarihli haciz sırasında öğrenildiği, diğer şirket ortağı ve temsilcisi Okan Tekin hernekadar tebligattan haberdar olduklarını ileri sürmüş ise de; müşterek temsil ve ortaklar arasındaki husumet nedeni ile tebligatın Sezai Torun tarafından da öğrenilmiş sayılmasına imkan bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    Bu durumda ödeme emrinin öncelikle faturada gösterilen bilinen son adrese gönderilmesi bu adrese tebligat yapılamaması halinde mernis adresine tebligat yapılması gerektiğinden, bilinen son adrese tebligat çıkarılmadan doğrudan mernis adresine tebligat yapılması nedeniyle, tebligat TK'nun 10. maddesi hükümlerine aykırı olduğundan usulsüzdür. Davacı borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanması HMK'nun 33.maddesi uyarınca hukuki vasıflandırmanın hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp başvuru bu haliyle 7201 sayılı yasanın 32. Maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir.(Hukuk Genel Kurulunun 05/06/2001 tarih 2001/12- 258 E , 2001/344 K sayılı ilamı). Borçluya yapılan ödeme emri tebligatı usulsüz olduğundan 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....

    Gecikmiş itiraz yönünden yapılan değerlendirmede; davacı şirkete ödeme emrinin 04/04/2021 tarihinde e-tebligat yoluyla tebliğ edildiği, davacı borçlu şirket yetkilisinin de ceza infaz kurumu müdürlüğü müzekkere cevabına göre 13/10/2021 tarihinde denetimli serbestlik müdürlüğüne sevk edildiği ve tahliye olduğu, davacı şirket yetkilisinin denetimli serbestlik müdürlüğüne sevk edildiği 13/10/2021 tarihinden itibaren borçlu şirketin elektronik postasına bakma imkanının doğduğu ve bu tarihten itibaren en geç üç gün içinde gecikmiş itirazda bulunması gerekirken 3 günlük yasal gecikmiş itiraz süresi geçtikten sonra 16/12/2021 tarihinde itirazda bulunduğu anlaşılmakla davacı şirketin gecikmiş itirazının süre yönünden reddine dair İlk Derece Mahkeme'si kararı isabetli olup davacının istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlu, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca ve imzaya itirazda bulunmuş, mahkemece usulsüz tebligat şikayeti yönünden inceleme yapılmaksızın, imzaya itirazın esası incelenerek itirazın kabulüne karar verildiği görülmüştür....

      Mahkemece; tebliğ işleminin yasaya uygun yapıldığı gerekçesiyle şikayetin reddine ve borca itirazın ise süre yönünden reddine karar verildiği görülmüştür. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek, bu adrese TK'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup, tebligatı çıkaran mercice söz konusu şerh verilmeden tebliğ memuru tarafından TK'nun 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı açıktır. Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine göre de; ''Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin REDDİNE, usulsüz tebliğ şikayeti reddedildiğinden takibe konu borca faize ve ferilerine ve yetkiye itiraz davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı tarafından dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; usulsüz tebliğ ve borca itiraza ilişkindir....

        Borçlu mahkemeye verdiği dilekçede gecikmeli olarak yapılan itiraz deyimini kullanmış ise de, aynı dilekçede ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini de bildirmiştir. Bu durumda HUMK.nun 76.maddesi uyarınca hukuki tavsif hakime ait olup, başvuru bu hali ile gecikmiş itiraz değil, usulsüz tebligat şikayetidir (HGK nun 5.6.1 991 tarih ve 1991/ 2-258 Esas - 1991/344 Karar sayılı kararı). Somut olayda borçlu ...'ın takipten taşınmazlarının satılacağına dair satış ilanının ikamet etmiş olduğu köy muhtarlığına asılması neticesinde haberdar olduğunu belirttiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 25.02.2009 tarihi itibariyle uygulanması gereken HUMK.nun 76. maddesi dikkate alınarak borçlunun icra mahkemesine yaptığı gecikmiş itiraz adı altındaki talebinin, tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayet olarak vasıflandırılıp sonuçlandırılması gerekmektedir....

          UYAP Entegrasyonu