Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak davacı - borçlu icra hukuk mahkemesine başvurusunda; haczedilmezlik şikayetinin yanında taşkın haciz şikayetinde bulunduğu, ilk derece mahkemesince Dairemizin 2020/1655- 2021/1132 E.K.sayılı kaldırma kararından önce verilen 2020/92- 280 E.K.sayılı kararında sadece haczedilmezlik şikayetinin incelendiği ve hüküm kurulduğu, taşkın haciz şikayetine ilişkin değerlendirme yapılmadığı gibi hüküm kurulmadığı, Dairemizin kaldırma kararından sonra ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada da bu kez taşkın haciz şikayeti ile ilgili değerlendirme yapılıp hüküm kurulduğu, ancak haczedilmezlik şikayetine ilişkin değerlendirme yapılmadığı gibi hüküm de kurulmadığı, verilen hükmün HMK 297/2 maddesine aykırı olduğu anlaşılmaktadır....

Şikayetçi vekili her ne kadar usulsüz tebliğ işleminden aracın yakalanmasından sonra icra dosyasının incelenmesi ile haberdar olduklarını belirtip 31/05/2019 tarihinde mahkemeye başvurmuş ise de, tebliği gerçekleşen ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin TK 21/2. maddesi uyarınca usulüne uygun tebliğ edildiği, bu durumda şikayetçinin 12/04/2019 tarihinde tebliğ edilen 89/2 haciz ihbarnamesi üzerine 89/1 haciz ihbarnamesinden haberdar olmuş, 29/04/2019 tarihinde tebliğ olunan üçüncü haciz ihbarnamesi ile en geç bu tarihte ihbarnamelere muttali olmuş ve bu öğrenme tarihine göre de İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 31/05/2019 tarihinde 89/1 haciz ihbarnamesine yönelik olarak usulsüz tebliğ şikayeti ile icra mahkemesine başvurmuştur....

Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Şikayetçi icra mahkemesine başvurusunda; kendisine gönderilen haciz ihbarnamelerinin mevzuata uygun kayıtları taşımadığı için geçersiz olduğu 89/1- 2 haciz ihbarnamelerinde alacaklı ve alacak miktarının 3. Haciz ihbarnamesinden farklı gösterildiği yönündeki şikayeti ile birlikte kendisine gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek tebliğ tarihinin 09/12/2020 tarihi olarak tespiti ile düzeltilmesini , birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin ve İİK 89. maddesi gereği yapılan borçlandırma işleminin iptalini talep ettiği görülmüştür....

Bu durumda, takip dosyasında borçlu .......şirketine ödeme emri tebligatı çıkartılmamış olup, tebligat yapılmadan ve takip kesinleştirilmeden alacaklının haciz talebinin kabulü ile borçlunun hak edişlerinin haczi için haciz ihbarnamesi çıkartılması usulsüzdür. Kaldı ki, .......Şirketi, asıl borçlunun tebligatları almaya yetkili temsilcisi olsaydı dahi, süresinde (02/10/2015 tarihinde) borca itiraz etmiş olduğundan takip duracağı için, yine borçlu aleyhine haciz uygulanması usulsüz olacaktır. O halde mahkemece, asıl davada borçlunun şikayetinin kabulüne, birleşen davada ise alacaklının şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....

    tebliğ mazbatasının resmi evrak olduğundan aksinin ancak yazılı delil ile ispatı gerektiğini, ayrıca iş bu davanın usulsüz tebligat şikayeti olup tebligatı yapan kişinin posta memuru olduğunu, bu nedenle müvekkili aleyhinde usulsüz tebligat nedeniyle mahkeme masrafı ve yargılama giderine hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    Bingöl Merkez / BİNGÖL" adresine gönderildiğini ve Tebligat Kanunu 21.madde doğrultusunda tebligat yaptırılmak suretiyle takibin usulsüz olarak kesinleştirildiğini ve haciz işlemlerine geçildiğini, yapılan takibin, ödeme emrinin gönderildiği adresin bilinçli olarak yanlış gösterilmesinin, usule aykırı bir biçimde ilk tebligatta TK 21.madde uygulanmasının istenmesinin açıkça kötü niyetli bir tavır olduğunu, İcra memurunun başlangıçtan itibaren tüm işlemlerinin hukuka açıkça aykırı olduğunu, gerek takibin kabulü ve ödeme emrinin gönderiliş şekli, usulsüz tebligatın kabul edilmek suretiyle takibin kesinleştirilmesi ve bu işlemlerin düzeltilmesine yönelik talebin reddinin hukuka açıkça aykırı olduğunu, müvekkili şirkete gönderilen ödeme emrinin usulsüz bir biçimde icra edildiğini, ödeme emrinin müvekkili şirketin kullanmadığı bir adrese gönderildiğini, ekte sunulan ticaret sicil gazetesi incelendiğinde görüleceği üzere müvekkili şirketin adresinin "Yenişehir Mah....

    İcra Müdürlüğü 2015 /1368 sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, söz konusu dosya kapsamında ailesi ile yaşadığı evine haciz konulduğunu İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğü'nün 2015/310 talimat sayılı dosyasından fotokopi alırken tesadüfen 20/05/2019 tarihinde öğrendiğini, konutunun İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğü'nün 2015/310 Talimat sayılı dosyası ile ihale edildiğini, İstanbul Anadolu 13. İcra Mahkemesinin 2016/568 E, 2016/697 K, sayılı ihalenin feshi davasının Yargıtayca onanması ile tapuya yazı yazıldığını, İstanbul Anadolu 13. Hukuk Mahkemesinin 2016/569 E. Sayılı dosyasında usulsüz tebligat şikayeti davası açtığını, davasının halen Yargıtayda derdest olduğunu, meskeninin ihalesi ile ilgili yargı süreci devam edersen satış kesinleşmeden meskeninin adına tescilli iken haciz işleminin uygulandığını, başka bir borç nedeniyle de İStanbul Anadolu 3. İcra Müdürlüğü'nün 2012/12297 sayılı dosyası ile uygulanan haciz işlemi üzerine İstanbul Anadolu 4....

    Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Şikayetçi İİK'nun 89/1- 2- 3 maddesine göre çıkarılan haciz ihbarnamelerinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini iddia ederek haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur” denilmektedir. Somut olayda, şikayetçiye 89/1 haciz ihbarnamesinin 11/03/2019 tarihinde, 89/2 haciz ihbarnamesinin 15/04/2019 tarihinde, 89/3 haciz ihbarnamesinin ise 11/06/2019 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21/1 maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine iki adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun 10 örnek ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ve usulsüz tebliğden 14.04.2014 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece ödeme emri tebligatının usule uygun olduğu belirtilerek istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine dair başvurusu İİK'nun 16. maddesi uyarınca şikayet mahiyetindedir....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/03/2019 NUMARASI : 2018/42 ESAS 2019/9 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebliğ Şikayeti KARAR : Kadirli (1. İcra Hukuk) 1....

      UYAP Entegrasyonu