HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/477 KARAR NO : 2022/515 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BAHÇE (İCRA HUKUK) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2021 NUMARASI : 2020/13 ESAS 2021/7 KARAR DAVA KONUSU : Taşkın haciz ve haczedilmezlik şikayeti KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı T1 vekili Av....
İcra Dairesi'nin 2019/9943 esas sayılı dosyasından 22/07/2019 tarihli ödeme emrinin 25/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiğini, icra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesinin istenmesi gerektiğini ve haciz işleminin sadece gösterilen mal üzerine uygulanabileceğini, 10 gün içinde yeterli mal beyan edilmemesi durumunda yapılacak haciz işleminin alacak miktarını aşacak veya kurum hizmetlerini aksatacak şekilde yapılmaması gerektiğini, icra dosyasından yapılan gayrimenkul haczinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, söz konusu hacizlerinin tümünün kaldırılması gerektiğini, bunun yanında mal bildiriminde bulunulan taşınmazların dışındaki taşınmazlar yönünden hacizlerin taşkın haciz olduğunu, ayrıca alacaklı vekilince 27/09/2019 tarihinde harçların borçlu tarafından ödenmesi şartıyla haciz kaldırılmasını talep edildiğini, 02/10/2019 tarihinde hacizlerin harçsız olarak kaldırılması taleplerinin reddine karar verildiğini...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan genel haciz yoluyla takipte, borçlunun; icra mahkemesine yaptığı başvuruda, kıymet takdiri raporu tebligatının usulsüz olduğu ve haciz işleminden yeni haberdar olduğu, meskeniyet iddialı haczedilemezlik şikayeti ile anılan haczin kaldırılmasına karar verilmesini istediği, mahkemece; anılan tebliğ işleminin yasaya uygun yapıldığı gerekçesiyle şikayetin süre yönünden reddine karar verildiği görülmektedir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat yapılabilmesi için, muhatabın tebligat çıkarılan adreste ikamet...
İİK'nun 82/12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanun’un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Bu süre haczin öğrenildiği tarihten başlar. Borçluya hacze ilişkin tebligat yapılmamış veya usule uygun yapılmamış ise borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına 29/04/2010 tarihinde tapuda haciz şerhi işlendiği, şikayetinde tarafına çıkarılan kıymet takdiri ve satış ilanına ilişkin tebligatların usulsüz tebliğ edildiğini de iddia ettiği görülmüştür....
in temyiz itirazlarına gelince; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibine karşı borçlunun, diğer itirazları yanında ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 39. maddesinde; “Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa, muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz” düzenlemesi mevcuttur. Şikayetçi ...'e çıkarılan ödeme emrine ilişkin tebligatın, muhatabın dışarı gittiğinden bahisle aynı konutta daimi ikamet eden ve ehil olan takibin diğer borçlusu ... imzasına tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, borçlu ...'e yapılan tebliğ işlemi hasma tebliğ yasağı kapsamında 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne aykırı olup usulsüzdür. O halde, mahkemece, şikayetçi ...'...
a haber verildi" açıklaması ile 03/07/2014 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmış olup; yukarıda açıklandığı biçimde borçlunun tevziat saatinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği saptanıp tevsik edilmediğinden bu hali ile tebliğ işlemi 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri hükümlerine uygun yapılmamış olmakla usulsüzdür. O halde mahkemece, usulsüz tebliğ şikayetinin kabul edilerek Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin borçlunun tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği tarihe göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından davacılar hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu, davacılar tarafından takibin iptali talebi ile şikayette ve borca itirazda bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verildiği davacılar vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Davacılar vekili tarafından dava dilekçesinde ödeme emirlerinin usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüş ise de usulsüzlük iddiası dışında sebep belirtilmediği anlaşılmıştır. İncelenen tebligatlarda şekli olarak usulsüzlük bulunmadığından ve başkaca sebebe dayanılmadığından mahkemenin usulsüz tebligat şikayetinin reddine ilişkin kararı yerinde olduğundan bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Usulsüz tebligat şikayeti yerinde olmadığından borca itirazın süreden reddine karar verilmesinde de usul ve yasaya aykırılık saptanmamıştır....
Tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ve dolayısıyla tebliğ tarihinin düzeltilmesi haciz uygulamasına başlanacak tarih, mal beyanında bulunma tarihi veya varsa kesinleşmeden önce konulan hacizlerin kaldırılması gerekip gerekmediğini belirleyecektir. Kural olarak, icra mahkemesi kararlarının uygulanması için kesinleşmesi gerekmez. İcra Mahkemesi kararları verildikleri tarih itibariyle hüküm ve sonuç doğurur. Ayrıca usulsüz tebligat şikayetlerine ilişkin kararların infazı için kesinleşmesi gerektiğine dair özel yasal bir düzenleme de bulunmamaktadır. Somut olayda, Kuşadası İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/107 E. - 2021/329 K. sayılı kararı ile borçlunun usulsüz tebligat şikayeti kabul edilerek ödeme emri tebliğ tarihinin 12/03/2021 olarak düzeltilmesine karar verildiğine göre ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle takip kesinleşmeyeceğinden, bu tarihten önceki hacizlerin hükümsüz kaldığının kabulü gerekir....
Mahkemece 26/10/2021 gün, 2021/531 E. 2021/739 K. sayılı kararla; "Davanın KABULÜNE, Davacıya yapılan 1. haciz ihbarnamesinin usulsüz olduğunun ve davacının ilk birinci haciz ihbarnamesine 29/08/2016 tarihinde muttali olduğunun tespitine" karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafa haciz ihbarnamelerinin Tebligat Kanunu 13. maddesine göre üçüncü kişi adına Bahsun Dursun imzasına usulüne uygun tebliğ edildiğini, mahkemece tebliğ yapılan kişinin daimi çalışan olup, olmadığının tespit edilmediğini bu nedenle mahkemenin tebligatların usulsüz tespiti kararını kabul etmelerinin mümkün olmadığını, davacı tarafından birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine itiraz edilmediğini, üçüncü haciz ihbarnamesine yapılan itirazın süresinde olmadığı için red edildiğini, ayrıca davacı tarafın Bursa 19. İcra Müdürlüğünün şikayeti üzerine açılan Bursa 5....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 1-Borçlunun taşkın haciz şikayeti yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde; İcra mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK.nun 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan mahkeme kararları kesindir....