Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece;"Şikayetin kabulüne, Sivas İcra Müdürlüğü'nün 2021/10158 Esas sayılı dosyasında ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespitine, borçluya ödeme emrinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 07/06/2021 olarak düzeltilmesine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....

Somut olayda, borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emrinin vekil yerine borçlu asile tebliğ edilmesinin geçersiz olduğunu ileri sürerek ödeme emri tebligatının iptalini, tebliğ tarihinin 03.02.2015 tarihi olarak düzeltilmesini ve bu kapsamda 04.02.2015 tarihinde icra müdürlüğüne yapılan itiraz gereğince takibin durdurulmasını talep etmiştir. Tebligat Kanunu’nun 11. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olduğundan, ödeme emrinin tebliğine dair vekile çıkarılmış ve usule aykırı bir tebligat da bulunmadığına göre, olayda usulsüz tebliğ ile ilgili Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinin uygulama yeri yoktur. Bu durumda asile yapılan tebligat yok hükmünde olup iptali gerekmektedir....

    Takibin şekli itibariyle icra dairesi yerine icra mahkemesine yapılan borca ve yetkiye itiraz sonuç doğurmayacağı gerekçesi ile davacının borca ve yetkiye itirazının reddine karar verilmiştir ...'' şeklindeki gerekçe ile davacının davasının reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen sebeplerle müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, mahkeme değerlendirmesinin Tebligat Kanunu ve ilgili yönetmeliğe aykırı olduğunu, ilk derece mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini belirtmiştir. Uyuşmazlık; usulsüz tebligat şikayeti ve borca ve yetkiye itirazlarının süresinde kabul edilerek takibin durdurulması istemine ilişkindir....

    Davalı borçlu vekili istinaf dilekçesinde; takip dosyasında yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu ,ayrıca tebliğ tarihinde borçlunun hastanede yatmakta olduğunu belirtmişse de; iş bu iddia edilen hususların süresi içinde şikayet edilmesi gerektiği açık olup, dosya kapsamından davalı tarafından ödeme emri tebliği ile ilgili usulsüz tebligat şikayeti veyahut gecikmiş itiraz şikayetinde bulunmadığı anlaşılmakla, istinafında isabet bulunmamaktadır. Bu itibarla; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere göre; kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalının yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

    Kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takipte itiraz ve şikayeti düzenleyen İİK.nun 172. maddesine göre, ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte icra dairesine bildirmeye mecburdur. Somut olayda, takip alacaklısının, 18.03.2016 tarihinde, İİK.nun 43/2. maddesi uyarınca takibin şeklini “haciz yoluyla takip” olarak değiştirmek istediği ve talebin icra müdürlüğünce 18.03.2016 tarihinde kabul edildiği, bu durumda takip yolunun “iflas yoluyla takip”ten “haciz yoluyla takibe” çevrilmesi nedeniyle, takibe yönelik işlemlerin, baştan itibaren “kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe” uygun olarak yeniden yapılması gerektiğinden şikayetin konusunun kalmadığı anlaşılmış ise de, 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı İ.B.K.'...

      İİK'nun 168/5. maddesine göre borçlu, borçlu olmadığı veya borcun itfa edildiği veya mehil verildiği veya alacağın zamanaşımına uğradığı veya yetki itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmek zorundadır. Bu süre geçirildikten sonra yapılan itiraz geçersizdir. Borçlu, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu da iddia ettiğine göre, mahkemece, öncelikle borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti konusunda inceleme yapılıp, anılan şikayetin yerinde görülmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilerek borçlunun diğer itirazlarının incelenmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek, ödeme emri teblgatının usulsüz olup olmadığı ve buna ilişkin şikayetin süresi içinde yapılıp yapılmadığı saptanmadan yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar bazı istisnai (kişiye sıkı surette bağlı haklarını kullanmada; TMK'nun 453, 462/7; TMK'nun 359, 455. maddelerindeki) hallerde dava ve takip ehliyetine sahiptirler. Bu durumlar dışında ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlıların dava ve takip ehliyeti yoktur. Takip ehliyeti yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre kamu düzenine ilişkin olduğundan her zaman (süresiz) şikayet yolu ile ileri sürülebilir. İcra mahkemesince bu husus kendiliğinden (resen) gözetilmelidir. Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; borçlular T1 ve T2 ödeme emrinin tebliğ edildiği 07/08/2018 tarihinde henüz reşit olmadıkları, takip ehliyetlerinin bulunmadığı, bu nedenle adı geçen borçlulara çıkartılan ödeme emrinin hüküm ve sonuç doğurmayacağı, küçüğü velisi temsil edeceğinden ve onun adına itiraz ve şikayet haklarını kullanacağından, ödeme emrinin veliye tebliği zorunlu olup bu husus, kamu düzenine ilişkindir....

        İcra takip dosyasında borçlunun ....08.2009 tarihinde icra dairesine sunduğu ödeme emrine itiraz dilekçesi alacaklı/davacıya tebliğ edilmediği gibi borçlunun icra hukuk mahkemesinde ödeme emrine itirazının süresinde olduğuna ve ödeme emrinin kendisine tebliğinin usulsüz olduğuna dair şikayeti üzerine ödeme emrine itirazın süresinde olduğuna ve ....08.2009 tarihinde yapılan borca itirazın geçerli olduğuna dair .../... İcra Hukuk Mahkemesi'nin kararı da 28.01.2010 tarihinde verilmiş ve 09.02.2010 tarihinde kesinleşmiştir. İcra Hukuk Mahkemesi'nin itirazın süresinde olup olup olmadığına dair vereceği karar alacaklının açacağı itirazın iptali davasının esasını teşkil edecek, itirazın süresinde olmadığı İcra Hukuk Mahkemesince kabul edildiği takdirde ortada süresinde yapılmış bir borca itiraz olmayacağından itirazın iptali davası açmanın da gereği olmayacaktır....

          Dairemizin kaldırma kararında da açıklandığı üzere; "dava, borçlunun çeke dayalı kambiyo takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası yanında icra dairesinin yetkisine, çekin kambiyo vasfına, imzaya, borca ve takip öncesi/sonrası zamanaşımına ilişkin itiraz ve şikayete ilişkindir." Davacının dava dilekçesinde yalnızca ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürdüğü, dilekçede yenileme emri tebliğinin usulsüzlüğüne yönelik hiçbir iddiasının bulunmadığı, dava dilekçesinin sonuç kısmında da "dosya kapsamında usulsuz tebligatlar nedeniyle kesinleşen icra dosyasında; tüm usulsuz tebligatlar yönünden ; usulsüz tebligat nedeniyle icra dosyasını öğrenme tarihi olan 24.07.2019 tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi" şeklinde bir talebinin yer almadığı açıktır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlu vekili icra mahkemesine başvurarak, imzaya ve borca itirazlarının yanı sıra müvekkiline, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini ve buna bağlı olarak icra işlemlerinin iptali ile hacizlerin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti hakkında bir hüküm kurmadan, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olmadığı, ancak öğrenme tarihine göre, itirazların 5 günlük süre içinde yapılmadığı gerekçesiyle şikayetin...

            UYAP Entegrasyonu