Maddesine göre yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu yönündeki gerekçe ile usulsüz tebligat şikayeti yönünden davanın reddine, Zaman aşımı itirazı yönünden yapılan değerlendirmede; Takip dosyası üzerinde yapılan incelemede, 10 yıllık zaman aşımı süresinin henüz dolmadığı yönündeki gerekçe ile zaman aşımı itirazı yönünden davanın reddine, Davacı borçlu hakkında örnek 7 ilamsız icra takibi başlatıldığı, bu tür takiplere karşı itirazların icra müdürlüğüne yapılması gerektiği, somut olayda da davacı şirket tarafından icra dosyasına usulsüz tebligat ve borca itiraz konulu itirazlarda bulunulduğu, takibin kesinleştiği, usulsüz tebligat yönünden inceleme yetkileri bulunmadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verildiği, mahkemece de usulsüz tebligat şikayeti yönünden davanın reddine karar verildiği yönündeki gerekçeler ile davacının borca itiraz talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür....
Mahkeme kararında esas alınan, borçlunun yetkilisi olduğu şirkete gönderilen haciz ihbarnamesine borçlunun, 3. kişi konumunda olan şirketin yetkilisi sıfatı ile yapmış olduğu 12.05.2014 tarihli itiraz, hacizden önce olup bu itirazla hacze muttali olduğu söylenemez. Öte yandan, borçlunun yine haciz tarihinden evvel 21.04.2014 tarihinde icra mahkemesine yapmış olduğu borca itiraz da takibi durdurmayacağından, yapılan yargılama sonucunda borca itiraz hakkında verilen 25.09.2014 tarihli karar ile de borçlunun taşınmaz haczinden haberdar olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Diğer taraftan takip dosyasında borçlunun, şikayete konu taşınmazın haczinden haberdar olduğunu gösteren bir beyan da bulunmamaktadır. Bu durumda, mahkemece borçluya gönderilen davetiye tebliğine göre süresinde olan şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken istemin süre aşımından reddi isabetsizdir....
HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Davacı borçlu tarafça, meskeniyet şikayeti ile birlikte, usulsüz tebliğ şikayetinde de bulunulmuş olmasına rağmen mahkemece, yalnızca meskeniyet şikayetine ilişkin hukuki değerlendirmede bulunulmuş, usulsüz tebliğ şikayeti ile ilgili olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davalı tarafından başlatılan takipte ödeme emrinin davacıya 10.01.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun 17.01.2020 tarihinde borca, imzaya ve yetkiye itiraz ederek eldeki davayı açtığı, mahkemece beş günlük sürenin geçmesi sebebiyle şikayetin süre aşımından reddine karar verildiği, karara karşı davacının istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolunda borca, imzaya ve yetkiyi itirazlar İİK'nın 169. ve 170. maddelerindeki atıf ve 168/1- 4,5 bentleri gereğince beş gün içinde yapılmak zorundadır. Bu süre ödeme emrinin tebliği ile başlar....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin REDDİNE, usulsüz tebliğ şikayeti reddedildiğinden takibe konu borca faize ve ferilerine ve yetkiye itiraz davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı tarafından dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; usulsüz tebliğ ve borca itiraza ilişkindir....
Ancak, tebligat usulsüz olmakla birlikte davacıya ödeme emrinin 23/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği ve davanın takibin şekline göre 5 günlük süre içerisinde 28/09/2021 tarihinde açılmış olduğu anlaşılmakla, mahkemece davacının tebligatın usulsüzlüğü haricindeki diğer itiraz ve şikayetleri inceleyerek karar vermesi gerektiğinden, davalının istinaf isteminin HMK'nun 353- 1- a-6 maddesi kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. KARAR: Yukarıda açıklanan nedenler ve gerekçe ile; 1- Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nun 353- (1)-a-6 maddesi uyarınca başvurunun esası incelenmeksizin Antalya 5....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/04/2021 NUMARASI : 2021/24 ESAS- 2021/192 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ- KARAR : GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 11/05/2023 TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy 1....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayeti ile borca itiraz istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, ... 2.7201 sayılı Tebligat Kanunu md. 21/1, md.30/1, md.32, 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı alacaklı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte haciz safhası olmadığından ve dolayısıyla meskeniyet şikayetinde bulunulamayacağından sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamlı icra takibinde, borçlu, meskeniyet şikayeti ile birlikte icra emrinin ve kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesine göre; “Kendisine tebliğ yapılacak...
İcra dosyası incelendiğinde, şikayetçi borçlunun vekili aracılığıyla 12/07/2019 tarihinde icra dosyasına borca itiraz dilekçesi sunduğu, şikayet dilekçesi ile de, takibi öğrenme tarihinin 06/07/2019 tarihi olduğunu beyan ettiği, ancak mahkememize usulsüz tebligat şikayetinin 7 günlük yasal süre geçtikten sonra 10/12/2019 tarihinde yapıldığı, bu nedenle usulsüz tebligat şikayetinin süresinde yapılmadığı, takibin kesinleştiği anlaşılmakla şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle REDDİNE, karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; İstanbul 13....