Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

sunduğu, böylelikle işten ayrılma tarihinden sonra davacı borçluya 16/10/2019 tarihinde ödeme emri tebliğine ilişkin tebliğ işleminin usulsüz olduğu, mahkemece davacı borçluya çıkarılan ödeme emri tebliğinin borçlunun beyan ettiği adres dışında başka bir adrese tebligat yapıldığı gerekçesiyle usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmesi yerinde değil ise de, karar bu yönden sonucu itibariyle doğru olduğundan dolayısıyla davalı taraf vekilinin istinaf sebepleri isabetli olmadığı nedenle esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....

Örneğin borçlu genel haciz yolu ile ilamsız takipte ödeme emrinin usulsüz olduğunu şikâyet (İİK m. 16/1) yoluyla icra mahkemesinde ileri sürebilir. Ödeme emri, icra dairesinin bir icra takip işlemi olduğu gibi, ödeme emrinin tebliği de icra dairesinin bir icra işlemidir. İcra işlemlerine karşı şikâyet yoluyla icra mahkemesine başvurulabilecektir. İcra dairesinin ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne karar verme yetkisi yoktur (Muşul, s. 596-598). 25. Usulsüz tebligat “geçersiz” tebligat anlamına gelmez. Usulüne aykırı yapılmış tebligat mutlaka geçersiz değildir. Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 53. maddesi muhatabın öğrenmiş olması hâlinde tebligatı geçerli saymaktadır. Ancak temelde tebligat usulsüz olduğundan yani mevzuatta öngörülen yöntem izlenmeden yapıldığından bu noktada muhatabın öğrendiğini bildirdiği tarih, tebliğ tarihi sayılmaktadır....

    İcra Müdürlüğünün 2020/1415 E sayılı dosyasından takip başlatıldığını, vasi olarak kendisine gönderilen ödeme emrine ilişkin tebligat parçasının mernis adresine TK 21/2 md göre tebligat yapıldığını, direk TK 21/2 göre tebligat yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, uzun yıllardan beri aynı adreste oturduğunu, ancak tebligat parçasına bu adreste bulunmadığı şeklinde şerh düşüldüğünü, tüm fatura ve kayıtlardan anlaşılacağı üzere aynı adreste oturduğunu, dosyadan haricen 03/07/2020 tarihinde haberdar olduğunu, davalı yana borcu bulunmadığını, bu nedenlerle usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, borcun tamamına yaptıkları itirazın icra müdürlüğünce reddi kararının kaldırılarak itirazının kabulüne , takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş; dava dilekçesi verilmesinden sonra 19.10.2020 tarihinden sonra verilen ek beyan dilekçesi ile daha önce Teb.K 21/1....

    Usulüne aykırı tebliğin hükmü başlığını taşıyan Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi kabul edilir. Bu hükme göre usulsüz bir tebligat mutlaka geçersiz olmayıp, usulsüz tebligatı muhatabının öğrenmesi halinde bu öğrenme tarihi itibari ile hüküm doğurur. Anılan maddeden kaynaklanan usulsüz tebligat şikayetinde bulunmak hakkı ise tebligatın muhatabına aittir. Tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususu yalnızca ilgilisinin icra mahkemesi nezdinde İİK.'nun 16/1 maddesi kapsamında yapacağı şikayet üzerine mahkemece incelenebilir....

    a" tebliğ edildiği, tebligat parçasında aynı konutta oturduğuna dair bir şerh olmadığı, bundan sonra yapılan tebligatların da 7201 sayılı Kanunun 35. maddesine göre yapıldığı, yapılan tebligatlar usulsüz olduğundan usulsüz tebligatla verilmiş olan karar ve kesinleşme şerhi sonuç doğurmayacağından kesinleşmiş mahkeme kararından bahsedilemeyeceğini, yargılamanın iadesinin ise kesinleşmiş hükümlere karşı istenebileceğini gerekçe göstererek açılan davanın reddine karar vermiştir. Hükmü davalı ... vekili, 09.03.2016 tarihli ve 21.03.2016 tarihli dilekçeleri ile temyiz etmiştir. Davacının sunmuş olduğu dilekçeler, İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/220 Esas ve 2012/865 Karar sayılı hükmünün 11920 sayılı parsel yönünden temyizen incelenmesi talebi olarak kabul edilmiştir....

      İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda verilen 26/09/2018 günlü usulsüz tebligat şikayetinin kabulü kararının, Dairemizin 11/07/2019 gün, 2019/11 esas, 2019/1519 karar sayılı kararı ile HMK'nun 353/1- a(6) maddesi uyarınca kaldırılması üzerine yeniden yapılan yargılama sonunda şikayet ve itirazın süresinde olmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : TCK'nın 157/1, 62/1, 50/1-a, 52/2-4 maddeleri gereğince mahkumiyet Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılanın, sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebi bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın temyiz talebi ile sınırlı olarak yapılan incelemede, Yokluğunda hüküm kurulan sanığa 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21.maddesi uyarınca 02/05/2016 tarihinde tebligat yapılmış ise de, tebligat evrakında haber verilen en yakın komşusunun imzasının bulunmaması ve komşusunun isminin belirtilmemesi nedeniyle yapılan tebligat usulsüz olduğundan, sanığın 11/05/2016 havale tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede; Sanığa yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra ve 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren...

        Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; murise gönderilen ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiğini, davacıların gecikmiş itirazlarının yersiz olduğunu davacıların davadan çok evvel takipten haberdar olduklarını, murisin sözleşmedeki edimini yerine getirmediğini ve para borcunu ifası gerektiğini para borçlarında alacaklının ikameti icra dairelerinin yetkili olduğunu mirasçılardan Ayşe Çelik'in müdahale dilekçesinin kabulünün usulsüz olduğunu, Ayşe Çelik'in davayı takip etmediğini hakkındaki davanın düşmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını davanın reddini istemiştir. Başvuru; genel haciz yolu ile ilamsız takipte tebligat usulsüzlüğüne yönelik şikayet, takibe itiraz ve hacizlerin kaldırılması şikayetine ilişkindir....

        DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Karar ilamının davalı eşe tebliği için düzenlenen tebliğ mazbatasında beyanda bulunan ilgilinin ismi ve imzadan imtina edip etmediği hususu belirtilmemiştir (Tebligat Kanunu m. 23). Tebligat Kanunu'nun 20 ve 21. maddeleri uyarınca tebliğ memurunun beyanda bulunan ilgilinin ismini ve imzadan çekinmesi halinde bu durumu mazbatada belirtmesi gerekir. Gösterilen şekil geçerlilik koşuludur (Y.H.G.K’nun 29.12.1993 tarihli 1993/18-778-876 sayılı kararı). Açıklanan sebeplerle yapılan usulsüz olup, karar ilamının davalı eşe usulüne uygun şekilde tebliği ile temyiz süresi de beklenildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi.27.03.2019 (Prş.)...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşılmakla işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı Site Yönetimi vekili tarafından aidat borçlarına dayanılarak site sakini borçlu aleyhine yapılan ilamsız takipte; Örnek No: 7'ye göre çıkarılan ödeme emrinin bila tebliğ iadesi üzerine, alacaklı vekilinin talebi ile borçluya 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun Ek 1. maddesine göre tebligat yapıldığı, borçlu vekilinin usulsüz tebligat şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür. 7201 Sayılı Tebligat Yasası'nın Ek 1. maddesinde sadece apartman yönetimi ve ortak giderler ile ilgili...

            UYAP Entegrasyonu