Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İsimli birinden öğrendiğini tebliğ mazbatasında belirtmiş, ancak bu beyanı verenin komşu/kapıcı/yönetici sıfatından hangisine sahip olduğunu, o binada oturup oturmadığını, hangi dairede oturduğunu tespit etmediğini, bu nedenle de tebligat işlemi usulsüz olduğunu, bütün bu açıklamalar ve Yargıtay kararları uyarınca somut olayda müvekkiline yapılan tebligat işleminin haber verildiği komşunun tespit edilmemesi sebebiyle yapılan tebligat işlemi usulsüz olup hukuka aykırı olduğunu, müvekkiline yapılan tebligatta yukarıda bahsedilen kurallara uyulmamış, tebligat memuru tarafından yasal düzenlemelerde belirtilen şekli kurallara uyulmadan tebligat yapıldığını, bu nedenle yapılan tebligat usulsüz olduğunu, usulsüz tebligat nedeniyle müvekkili yasal haklarını kullanamadığını, tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ile öğrenme tarihinin tebliğ tarihi sayılmasına karar vererek davanın kabulü gerekirken hukuka aykırı bir şekilde davanın reddine karar verildiğini, bu nedenle yerel mahkeme kararının kaldırılması...

İstinaf kanun yolu ile incelenmesi talep edilen İlk Derece Mahkemesinin İİK'nın 106- 110 maddeleri gereğince taşınmazlarının üzerindeki haczin kaldırılması ve yeniden kıymet takdiri yapılmasına ilişkin şikayetler hakkında verdiği kararının, İİK'nın 363. maddesinde sayılan kesin nitelikte kararlardan olduğu ve ödeme emrinin usulsüz tebliği nedeniyle takibin kesinleşmediğine yönelik şikayetin hakkında verilen kararın da süresi geçmiş bir şikayete ilişkin olduğu anlaşıldığından, davacının istinaf başvuru dilekçesininusulden reddine karar vermek gerekmiştir....

ve usulsüz tebligatların ve diğer bütün işlemlerin hükmen iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''Mahkememizce yapılan yargılamada toplanıp değerlendirilen tüm delillerden; davacı/borçluya yapılan tebligatın 21/1. maddesine uygun şekilde muhatabın, adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı ve tevziat saatlerinden sonra tebligat adresine dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmediği, beyanı alınan güvenlik görevlisinin ismi de belirlenmediği, tebliğ işleminin usulsüz olduğu (Emsal: Yargıtay 12. HD'nin 2019/10674 Esas - 2019/15505 Karar nolu 22/10/2019 tarihli kararı) anlaşılarak davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi olan 20/09/2019 tarihinin ödeme emri tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine, davacının diğer itirazlarının reddine'' karar verildiği görülmüştür....

Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak; Davacıya çıkarılan ödeme emri tebligatının aynı konutta yakınına tebliğ edildiğini, Derinkuyu İcra Müdürlüğü'nün davacı vekilinin itirazını bu yönde değerlendirme yaparak usulsüz tebligat talebini reddettiğini, mahkemece davanın süresi içerisinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiğini, ancak mahkemenin usulsüz tebligat ile ilgili bir araştırma yapmadan değerlendirme yaptığını, istinaf talebi üzerine Kayseri BAM 5....

belli olmadığını, bu durumda tebligatın TK’nu hükümlerine aykırı olduğunu, tüzel kişilere ilk tebligat yapılamadığında Ticaret Sicilinden sorulan ve alınan cevaba göre bu adrese TK 35 maddeye göre tebligat yapılması gerekirken ve alacaklı vekilinin bu yönde bir talebi varken bu talebin ret edilmesinin ve yeniden normal tebligat çıkarılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu durumda mahkemece verilen kararın kaldırılması gerektiğini, ilk derece mahkemesinin şikayetin reddine ilişkin kararının kaldırılarak, şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

İcra Müdürlüğünün 2016/35624 Esas sayılı takip dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, takip sürecinde ödeme emrinin birçok adrese tebliğe çıkartılmış olup tebligat 2 kez mercie iade olduğunu, adres araştırması yapılmış ve üçüncü kez çıkartılan tebligat TK'e 21/2ye göre muhtara teslim edildiğini, müvekkilinin icra takibinin varlığından 30.12.2020 tarihinde e-devlet üzerinden tesadüfen haberdar olduğunu ve aynı tarihte dosyaya vekâletname sunarak dosyayı incelemeleri neticesinde icra takibinin usulsüz tebligatla kesinleştirildiğinin anlaşılacağını, tebliğin, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre muhtara yapılması hâlinde tebligat zarfında usulüne uygun meşruhat bulunması gerektiğini ancak somut olayda Tebligat Kanunu 21/2 uyarınca çıkartılan her ne kadar müvekkilin "Fulya Mah. Prof. Dr. Bülent Tarcan Cad....

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması (Fekki) Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı ...'e yapılan bölge adliye mahkemesi kararı ve temyiz dilekçesinin eşi Hatice imzasına tebliğ edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Davalı ...'in eşi Hatice davacı olduğu için davalı ... ile hasım durumundadır. Tebligat Kanunu'nun 39. maddesine göre hasıma tebligat yapılamaz. Açıklanan nedenle adı geçen davalı ...'e yapılmış olan bölge adliye mahkemesi kararı ve temyiz dilekçesinin tebliği usulsüz olduğundan usulüne uygun olarak davalı ...'e bölge adliye mahkemesi kararı ve temyiz dilekçesinin tebliğinin sağlanması ve yasal süreler beklenildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın bölge adliye mahkemesine İADESİNE oy birliğiyle karar verildi. 06.12.2021 (Pzt.)...

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı ...'e yapılan bölge adliye mahkemesi kararının tebligatı aynı adreste birlikte eşi ... imzasına tebliğ edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Davalı ...'in eşi ... davacı olduğu için davalı ... ile hasım durumundadır. Tebligat Kanunu'nun 39. maddesine göre hasıma tebligat yapılamaz. Açıklanan nedenle adı geçen davalı ...'e yapılmış olan bölge adliye mahkemesi kararının tebliği usulsüz olduğundan usulüne uygun olarak davalı ...'e bölge adliye mahkemesi kararının tebliğinin sağlanması ve yasal süreler beklenildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın bölge adliye mahkemesine İADESİNE, oy birliğiyle karar verildi. 28.02.2022 (Pzt.)...

      , adres araştırması ile yeni adres tespitine çalışılıp, bulunamaması halinde ilanen tebligat yapılması gerektiği, en son bilinen adresine çıkartılan tebligatın iadesi üzerine, daha önce aynı adrese kanuni usullere göre yapılmış bir tebligat bulunmamasına rağmen, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre yapılan tebliğin hukuki geçerliliğinin bulunmadığı, aynı yasanın 32/2 maddesi gereğince usulsüz tebliğ halinde, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi kabul edilmesi gerektiği, bu bilgiler ışığında sanığa yapılan tebligatın usulsüz olduğunun anlaşılması karşısında, sanığın 08/08/2016 tarihinde yaptığı temyiz başvurusunun öğrenme üzerine ve süresinde olduğu, ayrıca 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK'nın 311. maddesi hükmüne göre eski hale getirme talebi ile birlikte temyiz isteminde bulunulmuş olması halinde, bu talebi inceleme merciinin Yargıtay'ın ilgili dairesi olması karşısında, 01/08/2016 tarihli ek kararının hukuki değerden yoksun bulunduğu...

        UYAP Entegrasyonu