Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2018/14220 Esas ve 2018/3902 Esas sayılı dosyalarıyla takip yapıldığını, kendisine ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, senetlerin baskı ve tehdit ile imzalatıldığını, bu hususta suç duyurusunda bulunduğunu ve soruşturmanın devam ettiğini, esasen takip alacaklısı görünen şirketin kendisine borçlu olduğunu, davalı aleyhine 2018/2750 Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, davalının usulsüz tebliğ ile kesinleştirilen takip dosyasından araç ve taşınmazlarına haciz koydurarak kendisini mağdur ettiğini, savcılık soruşturma sonucunun beklenerek hacizlerin kaldırılmasını, usulsüz tebligatla kesinleştirilen ödeme emrine itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme dosya üzerinde yaptığı inceleme sonucunda; İstanbul Anadolu 1....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava konusu uyuşmazlık genel haciz yolu ile takibe yönelik olarak usulsüz tebligat ve hacizlerin kaldırılması şikayettir. Akyazı İcra Dairesi'nin 2022/169 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine toplam 70.881,77 TL alacağın tahsili için genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı görülmüştür. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 sayılı Yasa’nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır....

İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/701 Esas sayılı dava dosyası ile açılan usulsüz tebliğ şikayeti davasında yapılan yargılama sonucunda; 24/08/2021 tarih, 2021/701- 1259 E.K.sayılı ilamı ile usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar verildiği, kararın icra müdürlüğüne ibraz edilerek hacizlerin fekkine karar verilmesinin talep edildiği, icra dairesince verilen şikayete konu kararlardan olan 31/08/2021 tarihli müdürlük kararında davaya konu taşınmaz dışındaki taşınmaz kayıtlarına konulan hacizlerin fekkine ve takibin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir....

Rize olduğunu, bu nedenle yetki itirazlarının kabulü ile Rize icra müdürlüğünün yetkili olduğuna karar verilmesini, takibe dayanak bononun zaman aşımı dolmuş olduğundan takibin talikine ve iptaline, işlemiş faize ve işleyecek faize itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Bu durumda konkordato geçici mühlet kararları tarihi, takip ve haciz tarihleri gözetildiğinde takibin iptali ve hacizlerin kaldırılmasının mümkün olmadığı açık olduğu gibi, takipten sonra verilen mühlet kararının ise takip dosyasına ibrazı ile takibin durdurulmasının temini her iki borçlu bakımından mümkündür. Kaldı ki, şirket yönünden eldeki başvurudan önce bu işlem yapıldığı ifade edilmişti. Bu bakımdan hukuki bir yarar bulunmamaktadır. Bu durumda davacıların takibin ve hacizlerin mühlet kararından önce olduğu apaçık ortada olmasına rağmen haksız olan "takibin iptali" ve "hacizlerin kaldırılması" istemli şikayetinin reddi gerekirken, şikayetin kabulü ile takibin durdurulması ve davacılar lehine vekalet ücreti takdiri yönünde hüküm tesisi yerinde olmamıştır....

İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davalı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı, davacının icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği, borçtan fazla taşınmazın satışının amaçlandığı, takibin kanuna aykırı yapıldığını ileri sürerek icra emrinin ve takibin iptalini talep ettiği mahkemece talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece verilen hükümde usulsüz tebligat şikayeti ret edildiği halde, diğer taleplerin süresinde olup olmadığı yönünde bir değerlendirme yapılmadan karar verilmesi hatalı olup, hükümde çelişki yaratılmıştır. Zira usulsüz tebligat şikayetinin ret edilmesi ile itiraz ve şikayet süresi şeklen yapılan tebligat ile başlatılacaktır....

Sayılı dosyasının borçlusu olmayan ipotek takibin borçlusu ve birleşen davanın davalısı Narin Örme Pazarlama Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi vekili tarafından mahkeme tarafından itirazın iptali kararı verilmesinden yaklaşık 10 yıl sonra usulsüz tebligat nedeni ile karar temyiz edildiğini, Narin Örmenin taraf olduğu birleşen dava yönünden karar bozulduğunu, müvekkili şirket tarafından karar düzeltme talep edilmiş ise de Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 2019/2469 E., 2019/4792 K. Sayılı karar düzeltme talebi reddedildiğini, icra müdürlüğü tarafından verilen 20.01.2020 tarihli karar ile; "Borçlu T1 vekilinin talebi ve ekte ibraz ettiği Yargıtay 19.hukuk dairesinin 2019/2469 esa, 2019/4792 karar, 16/10/2019 tarihli ilamı ile takibin iptaline ilişkin yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiş olmakla takibin borçlu T1 yönünden durdurulmasına, konulmuş olan hacizlerin kaldırılmasına karar verildi....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle takibin şeklinin ilamlı icra takibi olduğunu icra emrinin iptali ile hacizlerin kaldırılması talebinin kabulünün mümkün olmadığını tebligat usulsüz olsa bile geçerli olduğunu, öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edileceğini dava dilekçesinde herhangi bir borca itirazın da olmadığını söyleyerek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince:" Somut olay değerlendirildiğine, borçlu şirketin takip tarihi itibari ile merkezinin "SS Marmara Geri Dönüşümcüler Toplu İşyeri Yapı Koop. Şekerpınar Mah. Ayçiçek Sok....

İlk derece mahkemesi kararında; eldeki dosyada takip konusu alacaktan fazla haciz yapıldığının bu aşamada belirlenemeyeceği gerekçesiyle taşkın haciz şikayetinin reddine, haciz işleminin sadece borçlu belediye tarafından gösterilecek mallar yönünden yapılabileceğine dair yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildiği, bunun yanında alacaklı tarafından haczin kaldırılması talebinin alacağın haricen tahsil edildiğine karine teşkil edeceği ve bu durumda tahsil harcının alınması gerektiği gerekçesiyle de memur muamelesine yönelik şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; belediyeye ait bir çok taşınmaz olduğunu ve değerli olduğunu, fazla miktarda uygulanan hacizlerin kaldırılması gerektiğini, hacizlerin harçsız olarak kaldırılması şikayeti yönünden verilen kararın da usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmiş, kararın kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

Davacı gecikmiş itirazda bulunmuşsa da davanın hukuki nitelendirilmesi hakime ait bir görev olup somut olayda gecikmiş itirazın koşulları bulunmamaktadır, olsa olsa usulsüz tebligat şikayeti söz konusu olabilir. Zaten usulsüz tebligat şikayeti ile gecikmiş itiraz bir arada yapılamaz. Gecikmiş itirazda tebligat usulsüzlüğü söz konusu olmayıp aksine yapılan tebligat usulüne uygundur, borçlu hastalık vs. geçerli bir mazereti sebebiyle süresinde borca itiraz edememiştir. Somut olayda böyle bir durum söz konusu değildir. Davacı bonoda keşideci konumunda olup herhangi bir adres bildirmemiştir. (Bononun keşide yeri Ankara'dır.) Davacının mernis adresine yapılan ilk tebligatın bila iade dönmesi üzerine ikinci tebligat TK 21/2'ye göre yapılmış olup herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Tebligat usulüne uygun olarak kabul edildiğinden davacının şikayeti ve borca itirazı yasal süresi içerisinde yapılmamış olup süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....

UYAP Entegrasyonu