Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlu, 23.08.2007 tarihli hacizle takipten haberdar olduğuna göre 29.08.2007 tarihinde harçlandınlan dilekçesiyle mahkemeye yaptığı başvurusu yasal (7) günlük sürededir. 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince muhatabın usulsüz tebliği öğrendiği tarihten itibaren takibin şekline göre İcra Dairesine İtiraz etmemiş olması, tebligatın usulsüzlüğünün tespiti halinde mal beyanında bulunma tarihi ve takip kesinleşmeden haciz konulamayacağı cihetle; varsa, hacizlerin kaldırılması sonucunu doğuracağından, borçlunun hukuki yararının da bulunması nedeniyle, mahkemece şikayetin incelenmesine engel teşkil etmez (HGK 27.06.2001 tarih ve 2001/12-543 E., 560 K.). O halde, şikayet kabul edilerek 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesi de gözetilip ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağının İİK'nun 16. maddesi olup bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğunu, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağını, muhatabın beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi sayılacağını, somut olayda, şikayetçiye 89/1 haciz ihbarnamesinin 04/02/2020 tarihinde, 89/2 haciz ihbarnamesinin ise 03/07/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, şikayetçi vekili her ne kadar usulsüz tebliğ işleminden 03.07.2020 tarihinde haberdar olduklarını belirtip 05.10.2020 tarihinde mahkemeye başvurmuş ise de, tebliği gerçekleşen üçüncü haciz ihbarnamesi tebliğinin usulsüz olduğuna ilişkin bir şikayetinin olmadığını, şikayetçiye gönderilen 89/3 haciz ihbarnamesinde “...ikinci ihbara rağmen müddeti...

    Mahkemece İİK.nun 18/3 ve HMK 320/1 maddelerine göre, şikayet konusu nedeniyle açıklama yapılmasına ve duruşma açılmasına gerek olmadığı takdir edilerek evrak üzerinde yargılama yapılarak hüküm kurulmuştur. İlk Derece Mahkemesi 08/01/2020 tarihli gerekçeli kararında özetle: ".... İstanbul 29.İcra Müdürlüğü 2017/19158 Esas sayılı dosyasında Tebligat Kanunu 32. maddesine göre tebligatlar usulsüz olsa bile öğrenme tarihinin tebliğ tarihi sayılacağı, ancak şikayetçinin tebligatları öğrenme tarihini bildirmediği, ayrıca İ.İ.K. 89. Maddesindeki ihbarnamelere karşı icra müdürlüğüne itiraz edilmesi gerektiği halde icra müdürlüğüne şikayetçi tarafından herhangi bir itiraz dilekçesi verilmediği, bu durumda şikayet konusu İ.İ.K. 89/1....

    Tebligat Kanununda belirtilen usullere aykırı yapılan tebliğ işlemleri tümden geçersiz olmayıp, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi gerekir. Usulsüz tebligat takibin iptali ve/veya tebliğ işleminin iptali sonucunu doğurmaz. Şikayetçi öğrenme tarihi beyan etmemiş ise şikayet tarihi öğrenme tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda Şikayetçi, öğrenme tarihi beyan etmediğinden ve Davalı-Alacaklı öğrenmeye ilişkin başka bir tarihte ispat etmediğinden şikayet süresinde kabul edilmiştir. Şikayet konusu tebliğ mazbatasında, Şikayetçinin iddia ettiği gibi “aynı konutta yakınına teslim” ibaresi bulunmayıp tebligatın TK 13. maddesine göre ikmal edildiği ve daimi çalışanın imzasının alındığı görülmektedir....

    Davalı borçlunun tebligatın usulsüz olduğunu itiraz dilekçesi sunduğu 04.09.2019 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir.Davalı vekilince ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu ileri sürülmesine rağmen gerek ilk derece mahkemesinde ,gerek istinaf dilekçesinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için şikayet yoluna başvurduğu hususunda mahkemesi ve dosya numarasını içerecek şekilde somut bir beyanda bulunulmadığı, bu aşamada usulsüzlüğü öğrenme tarihinden işleyecek şikayet süresinin de geçirildiği anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. İcra ve İflas Kanunu'nun 269/1. maddesi gereğince kira alacaklarına ilişkin olarak düzenlenen tahliye ihtarlı ödeme emri, Borçlar Kanunu'nun 315. maddesinde düzenlenen temerrüt ihtarnamesi hükmündedir. Ödeme emri kendisine tebliğ edilen takip borçlunun temerrütten kurtulabilmesi için takibe konu miktarın tamamını yasal 30 günlük süre içerisinde ödemesi gerekir....

    Mahkemece İİK.nun 18/3 ve HMK 320/1 maddelerine göre, şikayet konusu nedeniyle açıklama yapılmasına ve duruşma açılmasına gerek olmadığı takdir edilerek evrak üzerinde yargılama yapılarak hüküm kurulmuştur. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: ".. Hukuk Genel Kurulu'nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12- 258 Esas 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir." Somut olayda, dava dilekçesinde usulsüz tebligatlardan 01/04/2019 tarihinde haberdar olunduğunun belirtildiği, şikayetin ise öngörülen 7 günlük süreden sonra 11/04/2019 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla; usulsüz tebliğe yönelik şikayetin süreden reddine karar verilmiştir. İİK'nun 33....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte şikayetçi üçüncü kişi vekili, icra mahkemesine yaptığı başvuruda; 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu ve ıttıla tarihinin 19.10.2015 olduğunu ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesini talep etmiş, mahkemece; şikayet esastan incelenerek reddine karar verilmiştir....

      Maddesi uyarınca ödeme emrine ilişkin tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayet olup, şikayetin niteliği itibariyle mahkemece yapılması gereken iş; duruşma açarak tarafların delillerini toplamak ve oluşacak sonuca göre şikayet hakkında bir karar vermektir. Yukarıda ayrıntılı şekilde belirtildiği üzere, ilk derece mahkemesince usuli işlemler tamamlanmadan karar verilmesi nedeniyle HMK'nın 353/1- a/6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin, HMK'nın 353/1- a/6 maddesi gereğince Bodrum 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/105 Esas, 2019/64 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, -Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Bodrum 2....

      Kez çıkarılan davetiyenin TK 35/4- 2 maddelerine göre muamele yapılması kanuna uygun olup bu halde posta memurunun, muhatap şirket mümessillerini yahut tebliğe ehil-yetkili kişileri araştırmak gibi bir mecburiyeti olmadığı gibi muhataba haber verilmek üzere en yakın komşu-kapıcı yahut idareciye haber vermek gibi bir vazifesi de yoktur. Bundan dolayı davacının usulsüz tebliğ şikayetinin reddi gerekip usulsüz tebliğ, icra dairesince re'sen nazara alınamayacağından ve izah edildiği üzere tebliğ muamelesi usule uygun olduğundan icra memurunca usulsüz tebliğe dair talebin reddi hakkındaki karar da yerindedir. Takibin durdurulması ve haciz fek talepleri ise ödeme emri tebliği üzerine müddeti içinde icra dairesine bildirilmesi gerektiğinden mahkememize bu yönlerden talepte bulunulması fuzuli bir gayretten ibaret olup bu yöndeki itirazlar da reddedilmiştir....

      Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12-258 E., 91/344 K. sayılı kararı). Somut olayda, şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği 25.08.2015 tarihli ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 13.10.2015 tarihinde taşınmaz haczine ilişkin 103 davet kağıdı tebliğ edilmiştir. Her ne kadar söz konusu tebliğ işlemleri Tebligat Kanunu uyarınca usulsüz yapılmış ise de, 103 davetiyesine yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 13.10.2015 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Kaldı ki borçlu, 16.10.2015 günü icra dosyasından fotokopi almış olduğuna göre tüm tebligatlardan haberdar olmuştur....

        UYAP Entegrasyonu