WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a yapılan kıymet takdir tebliğ işleminin usulsüz olduğu, bu borçlu yönünden kıymet takdir raporu kesinleşmeden satış işleminin yapıldığı gerekçesi ile ihalenin feshine karar verildiği anlaşılmıştır. Taşınırlar yönünden kıymet takdiri İİK.nun 87.maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde uyarınca haczi yapan memur, haczettiği malın kıymetini takdir eder. Anılan maddede ayrıca kıymet takdirinin borçluya tebliğ edileceğine dair bir düzenleme mevcut değildir. İİK'nun 128/a maddesi ise taşınmazlar hakkında olup, taşınırlar yönünden uygulanması mümkün değildir. Kaldı ki borçlu icra mahkemesine başvurusunda yalnızca kıymet takdir raporunun tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmüş, ihaleye konu taşınırın değerinin düşük olduğu ve kıymet takdirine itiraz ettiğine dair bir beyanda da bulunmamıştır. Bir an için kıymet takdir raporunun tebliğinin gerektiği düşünülse bile, salt kıymet takdiri raporunun tebliğ işleminin usulsüz olması ihalenin feshini gerektirmez....

    İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Dosya içeriğine göre; usulsüz tebligat nedeniyle öğrenme tarihinin düzeltilmesi isteminden doğan şikayette, İstanbul 24. İcra Müdürlüğü’nün 2021/5370 esas sayılı takip dosyasında yürütülen takipte, ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet üzerine esas yönünden yapılan incelemede; ödeme emri tebligatı yapılırken şirketin yetkili temsilcisinin veya ondan sonraki yetkili kişinin adreste olup olmadığı, bu kişiler adreste bulunmuyor ise hangi nedenle adresten ayrıldığı tebliğ evrakına şerh edilmediği, aynı zamanda araştırma yapılan ve bilgi alınan kişinin kimlik bilgilerinin tebliğ mazbatasına yazılmadığı gözetildiğinde yapılan tebliğ işleminin Tebligat Kanunu 13. ve Yönetmeliğin 21. maddesine aykırı olduğu usulsüz olduğu, şikâyet eden iddiasında haklı bulunduğundan şikâyetin kabulüne karar verilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Şikayetin kabulüne, İstanbul 24....

    Somut olayda; örnek 10 ödeme emrinin itiraz eden borçlu İ.. G..'na 11.11.2014 tarihinde tebliğ edildiği, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte yetki itirazının ise yasal 5 günlük süreden sonra 19.12.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, öncelikle usulsüz tebligat şikayetinin değerlendirilerek, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinin tesbiti halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve düzeltilen tebliğ tarihine göre yetki itirazı süresinde ise itirazın esası yönünden inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebligat şikayeti değerlendirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 13 Örnek ödeme emrinin Tebligat Kanunu'nun aradığı usullere riayet edilmeksizin tebliğ edildiğini, müvekkilinin 13 örnek ödeme emrinin tebliğ tarihi gözüken 19/04/2022 tarihinde Fransa'da bulunduğunu, davalıya ait pasaport ve yurda giriş çıkış damgalarının dosyaya ibraz edildiğini, 13 örnek ödeme emri tebligatı usulsüz olup ıttıla tarihi olan 01/07/2022 tarihinde icra dosyasına borca itiraz dilekçesi verildiğini, mahkeme gerekçeli kararında " ... ödeme emri tebliğine ilişkin ıttıla tarihi 01/07/2022 tarihi olarak belirtildiğinden ve dosyaya sunulan yurtdışı giriş çıkış damga bilgilerine göre de icra dosyasından yapılan 19/04/2022 tarihli tebligatın usulsüz olduğu anlaşıldığından ... " görüşüne yer vererek tebligatın usulsüz olduğunu kabul ettiğini, mahkemenin bir taraftan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu kabul etmesi diğer taraftan da usulsüz tebligata rağmen temerrüdün oluştuğunu belirtmesinin çelişkili olduğunu, kaldı...

      Somut olayda şikayetçi vekilince 89/2 haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra icra dosyasına 11/08/2021 tarihinde UYAP üzerinden gönderilen dilekçe ile gönderilen haciz ihbarnamesine itiraz edildiği, en geç bu tarih itibarı ile usulsüz tebliğ edildiği iddia edilen 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerinin tebliğinden haberdar olunmasına rağmen usulsüz tebligat şikayetinin 7 günlük hak düşürücü süreden sonra 20/09/2021 tarihinde yapıldığı, kaldı ki davacı vekilince 20/09/2021 tarihli şikayet dilekçesi ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 11/08/2021 tarihi olarak düzeltilmesi talep edildiği anlaşılmakla davacının usulsüz tebligat şikayetinin süreden reddine dair ilk derece mahkeme kararı yerindedir....

      itiraz dilekçesinin süresinde kabul edilmediğini belirterek usulsüz tebligat şikayetlerinin kabulü ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 20/01/2021 tarihi olarak kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      yapılan işlemler dikkate alındığında davacının icra takibini bilmemesinin olanaksız olduğunu, davacının usulsüz tebligat nedeniyle borca itiraz edemediğine ve böyle bir borcunun bulunmadığına yönelik itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      nun 21/2. maddesine göre 16/10/2015 tarihinde muhtara tebliğ edildiği, tebliği çıkaran merci tarafından "bu adresin, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğu için tebligatın TK.'nun 21/2.maddesine göre tebliğ edilmesi gerektiğine" ilişkin bir şerhin tebliğ evrakı üzerine verilmediği, dolayısıyla tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmıştır. O halde mahkemece, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince, tebliğ tarihinin beyan edilen öğrenme tarihine göre düzeltilmesine ve buna göre süresinde yapılan itiraz ve şikayetlerin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin REDDİNE, usulsüz tebliğ şikayeti reddedildiğinden takibe konu borca faize ve ferilerine ve yetkiye itiraz davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı tarafından dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; usulsüz tebliğ ve borca itiraza ilişkindir....

        KARAR Davacı alacaklı 01.11.2009 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 16.11.2015 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile 30.000,00 TL kira alacağının faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 27.11.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı kiracının takibe süresinde itiraz etmemesi üzerine takip kesinleşmiştir. Mahkemece, borçlu vekilinin 20.01.2016 tarihinde itiraz ettiğine dair itiraz dilekçesinin mahkemelerine icra dosyası ile birlikte gönderilmediği, celp edilen icra dosyasında herhangi bir itiraz dilekçesi olmadığı, borçlunun takibe süresinde itiraz etmemesi ile takibin kesinleştiği, davalı borçlunun kira ödemelerini yazılı belge ile ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne ve kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen icra takibi nedeniyle tahliye istemine ilişkindir....

          UYAP Entegrasyonu