Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Açılan davada öncelikle ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü şikayetinde bulunulmuş, tebligatın usulsüz olduğunun tespiti ile öğrenme tarihi olarak 25/02/2020 tarihinin kabulüne ve takibe süresinde itiraz edildiğinden durdurulmasına karar verilmesi istenilmiştir. Usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın İİK 16/1 maddesi uyarınca öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede tebliğ işlemine yönelik olarak icra mahkemesine şikayette bulunmalıdır. Ayrıca usulsüz tebliği öğrendiği tarih tebliğ tarihi kabul edileceğinden bu tarihten itibaren süreler işlemeye başlayacağından icra takibinin şekline göre itiraz ve şikayetlerini de icra dairesine ya da icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Muhatap öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurmaz ise tebliğ işlemi kesinleşir....

DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ ve BORCA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu 14/04/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğini, ıttıla tarihinin 12/04/2017 tarihi olduğunu belirterek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ıttıla tarihinin 12/04/2017 tarihi olarak belirlenmesine, davalı-alacaklı ile arasında her hangi bir temel ilişki bulunmadığını, davalının kendi adına düzenlettirdiğini, TKHK madde 4/5 gereğince taksitler halinde ve nama düzenlenmediği için kambiyo senedinin geçersiz olduğunu, buna ilişkin olarak takipten önce İstanbul 6. Tüketici Mah'nin 2017/185 E.sayılı dosyasında davalı T3 ve Livcona karşı menfi tespit davası açtıklarını, davalının tüketiciyi yanıltmaya yönelik eylemlerini diğer ortağı olan Livcon'dan bir harf ile ayrılan Livkon Eğitim Danışmanı Org. Ltd....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Uyuşmazlık, genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde usulsüz tebligat şikayeti ve gecikmiş itiraz niteliğindedir. Yargıtay'ın müstakar içtihatlarına göre, gecikmiş itiraz şikayetlerinde, davacı tarafından ileri sürülmemiş olsa dahi tebligatın usulüne uygun şekilde yapılmış olup olmadığı öncelikli olarak incelenmelidir....

gittiğini, burada hastalığının ileri düzeyde olduğunu, kendisine bakıcıların baktığını, her ne kadar kendisine 22/06/2017 tarihinde ilamsız takipte ödeme emri gönderilmiş ve tebliğ edilmiş ise de tebligatın usulsüz olduğunu Tebligat Yönetmeliğinin 37. maddeye aykırı olduğunu, murisin 02/08/2018 tarihinde vefatından sonra takibin mirasçı olan müvekkillerine yöneltilerek devam ettiğini, müvekkillerinin kendilerine yöneltilen borç muhtırası nedeniyle takipten haberdar olduklarını, mirasçıların da öğrenme tarihinden itibaren usulsüz tebliğ şikayetinde bulunabileceğini belirterek ödeme emrinin iptaline, öğrenme tarihinin vekaletname sunma tarihi olan 24/12/2019 tarihi olarak tespitine, hacizlerin fekkine, süresinde yaptıkları borca itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

İcra Ceza Mahkemesi'nin 2018/533 esas sayılı dosyasında takibe konu 3 adet çek bakımından karşılıksız çek suçundan cezalandırılması talebinde bulunulduğu, ceza dosyasına sunulan şikayet dilekçesinde çeklerin tahsili amacıyla başlatılan takibe ilişkin takip dosya numarası ve icra dairesinin gösterildiği, ancak ceza davası şikayet tarihi itibariyle takip dosyasından borçluya henüz bir ödeme emrinin tebliğ edilmemiş olduğu, borçluya usulsüzlüğü ileri sürülen tebligatın daha sonra 24/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla bu tarihten önce ceza dava dosyası ile takipten haberdar olduğunun kabul edilmesi durumunda dahi, henüz usulsüz de olsa bir tebliğ işlemi olmadığından usulsüz tebliğ işleminden haberdar olduğu söylenemez. Ödeme emri tebliğinden önce de borca ve imzaya itiraz süresi başlamaz. Borçlu ancak bir tebliğ işleminden sonra usulsüz tebliği şikayet konusu yapabilir....

İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/501 esas sayılı dosyasında şikayetin reddine karar verilmiş olması dolayısı ile hukuk mahkemesinde dava konusu edilmiş olması da nazara alınarak usulsüz olarak tebliğ edildiği ileri sürülen 1. haciz ihbarnamesine itiraz edememesi nedeniyle zarara uğramasının mümkün olmadığı; kaldı ki bir zarar olduğu iddiasında olan şikayetçi yanın 89/1 ihbarına ilişkin tebliğ usulsüzlüğünü öğrenme tarihinden itibaren yasal sürede buna ilişkin şikayetini icra mahkemesine yapmayarak buna kendi kusuru ile sebebiyet verdiği kanaatine varılmakla, suçun unsurları itibari oluşmadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmiş ise de; katılan aleyhine Kadıköy 6....

    İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; İcra dosyasından çıkartılan ödeme emri tebligatının Hilal Aksoy Çelik isimli bir şahsa tebliğ edildiği, SGK'ya ve Ticaret sicil müdürlüğüne yazılan yazıya verilen cevapta ilgili şahsın şirket yetkilisi olmadığının anlaşıldığı, bu haliyle yapılan tebligatın usulsüz olduğu görülmüş, ödeme emri tebligatında imzası bulunan Hilal Aksoy Çelik'in şirket yetkilisi olmadığı, bu yönüyle tebligatın usulsüz olduğudan davanın kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin 10/07/2020 olarak tespitine karar vermiştir....

    İcra Müdürlüğünün 2011/7435 sayılı takip dosyasının incelenmesinden davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 6.987,40 TL asıl alacak, 655,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.642,40 TL alacak için ilâmsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalıya 29.02.2012 tarihinde tebliğ edildiği, 7 günlük itiraz süresi geçtikten sonra 22.03.2012 tarihli dilekçe ile tebligatın usulsüz olduğu ve dilekçe tarihinde öğrendiklerinden bahisle borca itiraz edildiği, icra mahkemesinde davalı borçlu tarafından ödeme emrinin tebliğinin usulsüzlüğü ve öğrenme tarihinin tebliğ tarihi sayılmasına dair şikayet davasının açılmadığı anlaşılmaktadır. Davalı borçlunun bu itiraz dilekçesi süresinden sonra olmakla birlikte icra müdürlüğünce 22.03.2012 tarihinde borçluya yapılan tebligat usulsüz olduğundan tebligatın iptâline ve itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verilmiştir....

      Mahkemece; dava usulsüz tebliğ şikayeti ile tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile borca ve yetkiye itiraz niteliğindedir. Takip dosyasının ilamsız takip olduğu görülmektedir. Tebligat yapılan adres davacı borçlunun adres kayıt sisteminde kayıtlı adresi olup, davacı tarafça kayıtlı adres olmadığı yönünde beyan ileri sürülmediği gibi aksinin ispatına yarar belge de sunulmadığından belirtilen adrese tebligat çıkartılması işlemi hukuka uygundur....

      Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 21.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal beş günlük süreden sonra 01.06.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak takibe konu senedin kambiyo vasfında olmadığına yönelik şikayet ile birlikte imzaya ve borca itirazda bulunduğu, başvurusunda usulsüz tebligat şikayetinde de bulunmasına rağmen mahkemece bu husus gözardı edilip imzaya itirazın esastan incelenerek sonuca gidildiği görülmektedir. Mahkemece, öncelikle usulsüz tebligat şikayeti yönünden inceleme yapılmalıdır. Ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiği sonucuna varılması halinde diğer şikayet ve itirazların süre yönünden reddi, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun tespiti halinde ise, TK'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi düzeltilerek, buna göre şikayet ve itiraz süresinde ise işin esasının incelenmesi, aksi takdirde istemin süreden reddi gerekir....

        UYAP Entegrasyonu