No:54 İç Kapı No:7 Ataşehir/İSTANBUL adresine 19/10/2018 tarihinde normal yolla tebliğe çıkarıldığı ancak tebliğ edilemediği bunun üzerine bu adres aynı zamanda mernis adresi olduğundan TK nın 21/2 maddesine göre tebliğ edildiği, bu şekilde satış ilanının da davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olduğu, Anadolu 7. İHM'nin 2017/587- 2018/287 E.K sayılı dosyasında açtıkları usulsüz tebligat şikayeti ve takibin durdurulmasına ilişkin davanın sonuçlanmadan satış yapılmasının usulsüz olduğu belirtilmiş ise de; Anadolu 7....
Yaşam Mavişehir Ticaret Merkezi Sitesinde olup, bu sitenin bir yönetimi ve dolayısıyla yöneticisi bulunduğunu, site yönetiminin de aynı binada olduğunu, dolayısıyla yöneticiye de haber verilmesi gerekirken, haber verilmemesi nedeniyle de tebligatın usulsüz olduğunu, ödeme emrinin geçerli şekilde tebliğ edildiğini kabul anlamına gelmemek kaydıyla, takibe dayanak belgelerin ödeme emri ile birlikte gönderilmediğini, ödeme emrinin bu yönüyle de usulsüz tebliğ edildiğini belirterek, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun tespiti ile iptaline, ödeme emri tebliğ tarihinin 06/01/2021 olarak düzeltilmesine ve bu tarihten önce yapılan haciz dahil tüm işlemlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/695 esas sayılı dosyasında geçici mühlet kararı verildiğinden mühlet sonuna kadar satışın yapılamayacağını, usulsüz tebliğ edilen hesap kat ihtarını öğrendikten sonra ihtarnameye itiraz ettiklerinden alacağın varlığının ve miktarının tespit edilmesinin gerektiğini belirterek satış işlemlerinin geçici mühlet kararı nedeniyle mühlet sonuna kadar durdurulmasına, alacaklının isteyebileceği asıl alacak ve faizi aşan kısımlar yönünden takibin iptaline, yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
olan ilk ödeme emri tebligatını geçerli hale getirmeyeceği, borçlunun usulsüz tebliğ edilen ve hakkındaki takibin kesinleştirilmesine dayanak olan ödeme emri tebligatına karşı şikayette bulunmasında hukuki yararının bulunduğu, usulsüz tebliğ edilen ödeme emri öğrenme tarihinin icra dosyasında borçluya çıkarılan ve aynı konutta yakınına tebliğ edilen ikinci ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 02/09/2022 olarak düzeltilmesine dair karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
, dosya kapsamında diğer borçlulara gönderilen tebligatların incelendiğinde iade dönen tebligatlar için mernis şerhli yeni tebligatlar gönderildiğini, ancak müvekkiline gönderilen tebligatta mernis şerhi olmamasına rağmen tamamının muhtara usulsüz bir şekilde bırakıldığını, usulsüz tebliğ olan ödeme emrinin iptali ile tebliğ tarihinin tebligattan haberdar oldukları 19/12/2019 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini, bilirkişilerce hazırlanmış 16/11/2017 tarihli kıymet takdiri raporunda taşınmazların belirlenen değeri, güncel ve gerçek rayiç bedelini yansıtmadığını, bilirkişilerin eksik inceleme ile rapor oluşturduğunu belirterek ödeme emrinin, kıymet takdiri raporunun ve satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle şikayetlerinin kabulü ile tebliğ tarihinin muttali oldukları 19/12/2019 tarihi olarak kabul edilmesini, usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emrinin iptali, kıymet takdiri raporu raporuna itiraz, satışın iptali ve borca ve faize itirazlarının kabulü ile icranın geri bırakılması...
Her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde, davacıya ait ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini iddia etmiş ise de, öncelikle usulsüz tebligat şikayetinin süresinde olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir. Davacı hakkında yürütülen takip sırasında kıymet takdir raporunun 05/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, dava dilekçesinde davacı vekili tarafından kıymet taktir raporunun tebligatı hususunda herhangi bir usulsüz tebliğ iddiasının bulunmadığı, İİK 16. maddesi gereğince usulsüz tebligat şikayetinin en geç 05/02/2019 tarihinden itibaren 7 günlük yasal sürede mahkememizde ileri sürülmediği, davanın ise 09/09/2019 tarihinde açıldığı anlaşıldığından usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. " şeklindeki gerekçelerle davacının usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmiştir....
DAVA Şikayetçi-borçlu vekili dava dilekçesinde; ödeme emrinin kendisi ile ilgisi bulunmayan bir adrese gönderildiğini, 103 tebliğ ve alacağın temlikinin tebliğinden de haberdar olmadığını, kıymet taktiri raporu tebliği ile takipten haberdar olduğunu, kıymet taktiri raporunun tebliğ edildiği adresin olan "....., Mah. ....Cad. No:55, .....," adresinin geçerli olduğunu, davalının alacağı devir aldığını, muaccel hale gelmiş bir borcunun bulunmadığını, icra dosyasında haczolunan taşınmazın haline münasip tek evi olduğunu, haczi kabul etmemekle birlikte evin değerinin düşük belirlenmesi nedeniyle kıymet taktirine itiraz ettiğini belirterek usulsüz tebligatlar ile kesinleştirilen takibin iptali ile meskeniyet şikayeti ile kıymet takdirine itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. II....
Mahkemece; örnek 13 ödeme emrinin 01.08.2019 tarihinde "Adreste olmaması nedeniyle imzadan imtina eden yan komşudan soruldu çarşıya gitmesi nedeniyle tebliğ evrakı mahalle muhtarına teslim edildi. 2 nolu haber kağıdı kapısına asılmıştır. Yan komşuya haber verildi." şerhi ile TK'nun 21/1 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 30. maddesi uyarınca tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Şikayetçi borçluya çıkarılan ödeme emri tebligatında, bilgisine başvurulan komşunun adı ve soyadı ile imzası yoktur. Tebligat Yasasının 21/1, Yönetmeliğin 29. ve 30. maddelerine aykırı olarak usulsüz tebligat yapılmıştır. (Yargıtay 12. H.D 2015/27083 Esas, 25837 K) (Yargıtay 12.H.D 2009/15601 Esas, 24312 Karar) Tebligat usulsüz tebliğ edilmiş ise muhatabın beyan ettiği tarih öğrenme tarihi sayılır. Bunun aksi tanıkla ispatlanamaz. Ancak yazılı delille ispatlanabilir. (Tebligat Yasasının 32. maddesi) Açıklanan nedenlerle şikayetin kabulüne karar verilmiştir....
teslim ettiğini, mernis adresinde ilgilinin bulunmaması halinde muhtarın tebliğ edilecek olması dikkate alındığında Ptt memurunun davacı borçlunun imzası dışında bir imza atması ya da attırması hayatın olağan akışına aykırı bulunduğunu, imzanın davacı tarafından atılmadığı iddiasını kabul etmediklerini, davacının takibi öğrendikten itibaren 7 gün içinde itiraz etmesi gerektiğini, olayda bu sürede bir itiraz söz konusu olmadığını, davacı Arafa'nın maaşının haczi için çalışmakta olduğu Konya Şehir Hizmetleri A.Ş'ye müzekkere yazılmış ve 25/07/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, çalıştığı şirketçe maaş haczi kesintisine 29/07/2019 tarihinde cevap verilmiş ve borçlunun almakta olduğu maaşından kesinti 05/08/2019 tarihinde 685.77 TL olarak yapıldığını, borçlu davacının icra dosyasında haberdar olmaması kabul edilemeyeceğini, diğer davacı Hacı Ahmet Satıcı'da imzalı beyanı ile dosyadan fotokopi aldığından dosya içeriğini öğrenmiş bulunduğunu, tebligatlar usulsüz olmamakla beraber usulsüz kabul...
DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ NEDENİYLE ŞİKAYET KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 8....