nın 89.maddeye göre dava açmadan önce kendisine gönderilen 1.haciz ihbarnamesinin usule uygun tebliğ edilmediği için itiraz süresinin henüz çalışmaya başlamadığını, bu nedenle 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin çıkartılamayacağını belirterek... 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/1297 Esas (2013/897 ) sayılı dosyasında icra memuru işlemlerini şikayet etmiştir. İcra Mahkemesince 1. haciz ihbarnamesinin tebliğinin usulsüz olduğu gerekçesiyle haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin 9.10.2013 olarak belirlenmesine ve usulsüz çıkarılan 1. haciz ihbarnamesine göre 2. ve 3. haciz ihbarnamesi çıkartılamayacağından 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Bu durumda dava konusuz kalmış olup, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve dava tarihi itibariyle haklılık durumu gözetilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ‘’borçlu olunmadığının tespitine ‘’ şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Mahkemece, ödeme emrinin tebliğ tarihinin ilgili İcra Müdürlüğü'nden sorulması, İcra Müdürlüğü tarafından tebliğ belgesinin bulunamaması halinde PTT idaresi ile yazışma yapılarak tespitinin istenmesinden sonra, 13.01.2011 tarihli ihtiyati haczinin hangi tarihte kesin hacze dönüştüğü belirlenerek karar verilmesi gerekirken, ihtiyati haciz müzekkeresinin üçüncü kişiye ulaştığı tarihin kesin haciz tarihi olarak kabulü doğru olmamıştır. Öte yandan, şikayetçi tarafından cevap dilekçesinde, üçüncü kişi T. Factoring A.Ş.'nin şikayet olunan D.. A.. tarafından İcra İflas Kanunu'nun 89. maddesine dayalı olarak çıkarılan ve 13.01.2012 tarihinde tebliğ edilen haciz ihbarnamesine 20.01.2012 tarihli cevap yazısı ile itiraz ettiği ileri sürülmüş ise de, mahkemece bu haciz ihbarnamesine itiraz edilip edilmediğinin araştırılmaması da doğru olmamıştır....
Haciz ihbarnamesine süresinde itirazda bulunulmuş olmasına rağmen 89/2 haciz ihbarnamesi gönderildiğini beyanla; haciz ihbarnamesinin iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece şikayetçi borçlunun 3. Kişilere gönderilen haciz ihbarnamesine karşı itiraz ve şikayet hakkı bulunmadığı gerekçesiyle "Davacının şikayetinin AKTİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE" karar verilmiş, şikayetçi borçlu vekili; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf talebinde bulunmuştur. Uyuşmazlık; borçlunun 3. Kişiye gönderilen haciz ihbarnamesinin iptali istemine ilişkin şikayet niteliğindedir. İİK nun 89. maddesi gereği borçlunun 3. kişideki hak ve alacaklarının haczi için haciz ihbarnamesi gönderilmesi halinde, 3. Kişinin , borçluya ait hak ve alacak var ise haciz gereği işlem yapması, yok ise icra dairesine itirazlarını bildirmesi gerekir. Bu durum 3....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle 89 borçlusunun kendisine gönderilen haciz ihbarnameleri tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nin 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince 89 borçlusunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerektiğini, davacıya 89/2 haciz ihbarnamesinin 04/03/2022 tarihinde, 89/3 haciz ihbarnamesinin 18/03/2022 tarihinde, usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, davacı vekili 89/2 haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğ edildiğini iddia etmiş ise de; usulüne uygun olarak tebliğ edilen ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olan 04/03/2022 tarihinde öğrendiğini, dava tarihinin ise 18/04/2022 olduğunu, usulsüz tebliğ iddiasının süresinde olmadığı anlaşılmakla şikayetin süreden reddine karar verilmesi gerektiğini, aleyhe kabul anlamına gelmemekle birlikte ikinci haciz ihbarnamesinin geçerli olmadığını kabul etmiş olsalar bile üçüncü...
Mahkemece; Davacının usulsüz tebligat şikayetinin süreden reddine, şeklinde karar verildiği görülmüştür. Karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunarak, dava dilekçesini tekrar ederek mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemeye tarafına yapılan tebligatların usulsüzlüğü ile haciz ihbarnamesi gönderilmesi işlemine itiraz ettiğini, İİK'ya göre borçlunun 2 haciz ihbarnamesine itirazı halinde borçtan sorumlu olmama imkanının getirildiğini, 29/06/2021 tarihinde tebliğ edilen haciz ihbarnamesine 01/07/2021 tarihinde itiraz ettiğini, borçlunun tarafından herhangi bir alacağının olmadığını buna rağmen tarafına 3. haciz ihbarnamesi gönderilmesinin yasaya aykırı olduğunu, mahkemece talebinin reddi yönünde karar verilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizce yapılan değerlendirmede; Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2020/82008 Esas (Kapatılan Kayseri 4....
İcra Müdürlüğünün 2019/35263 esas sayılı dosyasından gönderilen 3. haciz ihbarnamesinin 07/11/2019 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, müvekkiline 2. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin 15/10/2019 olarak göründüğünü, işbu 2. haciz ihbarnamesine 21/10/2019 tarih ve E. 44180 sayılı yazı ile itirazda bulunduklarını, ikinci haciz ihbarnamesine itiraz ederken "blokeli alacağı vardır" ibaresi ile borçlunun sözleşmesinin feshi sonucunda devam eden tasfiye süreci nedeni ile kesinleşmeyen alacaklarının blokeli olması hususunun kastedildiğini, ödenebilir nitelikte olan ve icra dosyasına ödenmek üzere bloke edilen bir alacak olduğunun bildirilmediğini, borçlunun fesih sonrası tasfiye işlemleri neticelendiğinde, bakiye kesin alacak miktarı üzerinde hacizlerin dikkate alınacağını, usulsüz 2. haciz ihbarnamesine itiraz edildiğini, 2. haciz ihbarnamesine dayanılarak gönderilen usulsüz 3. haciz ihbarnamesinin iptalinin gerektiğini, ayrıca 1. ve 2. haciz ihbarnamelerinde hacze konu miktarların...
Somut olayda ise, (birinci, ikinci, üçüncü) haciz ihbarnameleri ile 103 davetiyesinin tebliğ mazbatasında adresin adres kayıt sistemindeki adres olduğu ve tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre yapılacağı belirtilmiş, tebligatın Tebligat Kanunu 21/2. maddesine göre tebliğ yapılacağı belirtilmediği halde tebliğ memuru bahse konu tebligatı aynı Kanun'un 21/2. maddesine göre yapmıştır. O halde yukarıdaki açıklamalar ışığı altında şikayet eden 3. kişiye yapılan tebliğ işlemleri usulsüz olduğundan şikayetin kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, davacı-3.kişiye Kütahya 1.İcra Müdürlüğü'nün 2018/17181 esas sayılı dosyasından gönderilen İİK'nun 89/3.haciz ihbarnamesine yönelik usulsüz tebliğ şikayetine ilişkindir. Mahkemece, şikayetin kabulüne, Kütahya 1.İcra Müdürlüğünün 2018/17181 esas sayılı dosyası nezdinde davacı adına İİK 89/3 uyarınca düzenlenen haciz ihbarnamesinin davacıya tebliğ tarihinin 11/05/2020 olarak belirlenmesine, dair karar verilmiştir. Kütahya 1....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2021/555 esas sayılı dosyasında açılmış olan davada haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiği ve geçersiz olduğundan iptal edilmesi yönündeki davanın tefrik edildiği, Kocaeli 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2022/127 esas 2022/174 karar sayılı görevsizlik kararıyla haciz ihbarnamelerinin geçersiz olduğundan iptal edilmesine yönelik davanın icra hukuk mahkemesine gönderildiği, Kocaeli 2....
İcra Müdürlüğü'nün 2011/6748 esas sayılı takip dosyasından davacıya yapılan 02/05/2019 tebliğ tarihli 1. Haciz ihbarnamesine, 17/10/2019 tebliğ tarihli 2. Haciz ihbarnamesine, 28/01/2020 tebliğ tarihli 3. Haciz ihbarnamesine ilişkin tebligatın usulsüz olduğunun tespitine, tebliğ tarihlerinin öğrenme tarihi olan 20/08/2020 tarihi olarak düzeltilmesine, dair karar verilmiştir. Her ne kadar davacı vekilince istinaf incelemesine başvurulmuş ise de; İstinafa getirilen uyuşmazlık ve ihtilafa konu alacak hak veya malın değeri 1004,30 TL' (800 TL vekalet ücreti + 204,30 TL yargılama gideri)dir. Karar tarihi itibariyle 6763 sayılı Kanunla değiştirilen İİK'nın 363/1. maddesinde öngörülen kesinlik sınırının aynı Kanunun Ek-1 maddesinin 1. fıkrası uyarınca; 01.01.2020 tarihinden itibaren artırılan miktar dikkate alındığında, uyuşmazlık konusu değerin 12.600 TL'yi geçmediği, böylelikle mahkeme kararının istinaf kabiliyetinin bulunmadığı anlaşılmaktadır....