Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Davacı tarafından; Anayasa ve uluslar arası sözleşmelerden doğan haklarının ihlal edildiği, hiç bir somut delil ve gerekçe sunulmaksızın işlem tesis edildiği, ceza yargılamasında hatalı değerlendirmeler yapıldığı, FETÖ/PDY terör örgütüyle irtibatı veya iltisakının bulunmadığı iddia edilmektedir. Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Davalı idare tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. Danıştay Tetkik Hakimi : … Düşüncesi : İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir....

    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.186,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 17/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin uluslar arası belgelendirme kuruluşu olan Orion Registrar, TR ile bağlantılı olarak davalıya uluslararası kalite belgesi olan (ISO 9001:2000) sertifikasının alınmasında belgelendirme ve danışmanlık hizmeti verdiğini, davalının hizmet faturası bedelini ödemediğini, alacağın tahsili için girişilen icra takibine itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline,takibin devamına, %40’tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında sözleşme olduğu halde hizmet gereği yapılması gereken bilgisayarlara veri girişlerinin yapılmadığını, hizmetin tam ve eksiksiz gerçekleştiği yönündeki iddiaların gerçeğe aykırı olduğunu bildirerek davanın reddi ile tazminata karar verilmesini istemiştir....

        Uluslar arası Nak....

          GEREKÇE: Uyuşmazlık, babanın başvurusu ile Almanya ülkesine iadesine kararı verildikten sonra velayeti kesin olarak anneye verilen çocuğun iadesi hakkındaki takibin iptaline ilişkin şikayettir. Çocuk teslimine ilişkin İİK'nın 25. maddesi 30/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren 7343 sayılı Kanun'un 32. maddesi gereği yürürlükten kaldırılmış ve 7343 sayılı Kanun'un 41/A maddesi ile çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair aile mahkemeleri tarafından verilen ilam veya tedbir kararları, çocuğun üstün yararı esas alınarak, Adalet Bakanlığınca kurulacak adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerince yerine getirileceği düzenlenmiştir....

          in manevi haklarına tecavüz nedeniyle takdiren 25.000-TL manevi tazminatın 05/06/2006 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte -Yaygın uluslar Arası Taş. Loj. Tur. San. Tic. A.Ş. Ve ... Atıcı dışındaki- davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, Gerçek kişi davacı ...'...

            Türkiye Cumhuriyeti’nin o ülkedeki resmi görevlisi de bu belgenin bir mahkeme kararı olduğunu açıklamasına rağmen bu belgenin yabancı bir mahkeme kararı olmadığını artık söyleyebilmek olanaksızdır. Bu sebeplerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....

              Davacı, mirasbırakanı ...’ın 625, 671 ve 1082 parsel sayılı taşınmazlarını şartlı bağış yoluyla Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğüne devrettiğini, bilahare idari yoldan çekişmeli taşınmazların davalıya devredildiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı olduğunu ileri sürerek tenkise karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, temliklerin tasarruf nisabını aştığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mirasbırakan ...’ın 23.06.2007 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı oğlu Muzaffer ve dava dışı kızı ...’yı bıraktığı, mirasbırakanın dava konusu 625, 671 ve 1082 parsel sayılı taşınmazlarını 06.01.1994 tarihinde Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü’ne şartlı bağış yoluyla devrettiği anlaşılmaktadır....

                Mahkemece, toplanan kanıtlara göre, dava tarihine kadar geçerli olan ulusal patent başvurusunun daha sonra geri çekilmesi nedeniyle 551 Sayılı KHK.’nin 51.maddesi uyarınca bu patentin konusuz kaldığı ve uluslar arası başvurunun davadan önce ilan edilmemesi ve ilan öncesi kullanımların patent haklarının ihlal oluşturmadığı gibi uluslararası başvurunun davalıya da bildirilmediği, patentten doğan hakların ulusal ve uluslararası mevzuatça öngörülen prosedür dışında ayrıca TTK.’nun haksız rekabete ilişkin hükümleriyle korunması olanağının bulunmadığı sonucuna varılarak davanın reddine, dava tarihinden sonra geri çekilen ulusal başvuru nedeniyle dava tarihinde haklı olan davanın sonradan konusuz kalması karşısında taktiren taraflar yararına vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmiştir....

                  Kaldı ki uluslar arası çalışan ve bir çok ülkede işyeri açan bir kuruluşun, açtığı işyerini bulunduğu ülke mevzuatına göre kurması ve bu şubenin ayrı bir tüzel kişilik alması, aynı işkolunda bir çok işyeri olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Özellikle yasanın büyük ölçekli işverenleri esas aldığı dikkate alındığında, Uluslar arası çalışan ve Türkiye’de şubesi bulunan bir şirketin, bu şubede çalışan işçisini, Türkiye’deki işyerinde çalışan işçi sayısının 30 işçiden az olduğu gerekçesi ile iş güvencesinden yoksun bırakılması yasanın gerekçesine ve ölçülülük ilkesine uygun düşmez. Yukarda açıklanan somut ve hukuki olgulara göre işçi lehine hareket edilmeli ve aynı iş kolunda yurt dışında başka işyerleri olduğu açık ve kesin olan davalı işverene ait tüm işyerleri dikkate alınarak 30 işçi sayısı belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır....

                    UYAP Entegrasyonu