WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, müvekkilinin Uluslar arası standartlarda koruma önlemleri aldığını, meydana gelen zarardan davacının sorumlu olduğunu, ağır kusurlu davrandığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalı bankanın BK.nun 99/2.hükmüne göre hafif kusurundan dahi sorumlu olduğu, kurduğu internet bankacılığı sisteminin güvenliğini sağlamanın bankanın görevi ve sorumluluğu olarak değerlendirildiği, davacının somut olayda kusurlu olduğuna dair bir delil bulunmadığı, davalı bankanın BK.nun 306 ve 307 maddeleri uyarınca saklanmak üzere kendisine tevdi edilen parayı iade vermek zorunda olduğu, bu nedenle teknik bilirkişilerce belirlenen kusur oranlarına ve değerlendirmelerine itibar edilemeyeceği, bankanın itirazında haksız olduğu belirtilerek, davanın kısmen kabulüyle 79.219.-TL üzerinden itirazın iptaline, davalının %40 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Dairemizin “ ...davacı uluslar arası tır şoförü olarak asgari ücret +600 Euro sefer primi aldığını belirtmiştir. Davalı ... A.Ş. ise davacının asgari ücretle çalıştığını belirtmiştir. Davacı tanıkları ücret konusunda iddiayı doğrulamıştır. Davalı tanığı ... ise sefer başına 500 Euro prim verildiğini beyan etmiştir. Emsal ücret araştırması yönünden ise ... Sürücüler Derneği davacının çalıştığı Avrupa ülkelerine asgari ücret+300-600 Euro primle çalışıldığını belirtmiştir....

      Adlar altında yapılan her tür ödeme ve 14. maddede belirtilmemiş olan diğer tüm masrafları karşılamakla sorumlu tutulduğu yine sözleşme süresi boyunca geminin taşıyacağını beyan ve taahhüt ettiği her cins temiz veya kirli petrol ve ürünlerini ulusal ve uluslararası mevzuatlara ve klas kurallarına uygun sertifikalara sahip olarak taşımaya elverişli olacağı ayrıca gemisini olası ulusal ve uluslar arası kural ve konvansiyon değişikliklerine uygun hale getireceğini taahhüt ettiği anlaşıldığı, taraflar arasında imzalanan ve damga vergisine konu sözleşmenin, asıl taşıyıcıya karşı bir taşıma işi taahhüt edilmeyerek, geminin onun tarafından kullanılmak üzere belli süreyle kiraya verilmesine ilişkin bir gemi kira sözleşmesinden ziyade, asıl taşıyıcı firmaya, Armatör'ün gemiyi yüke elverişli bulundurma yükümlülüğünün bulunduğu ve yük taşıma işi şeklinde verilen hizmete ilişkin bir navlun sözleşmesi özelliği taşıdığı, 4490 sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu'nun 12'nci maddesiyle damga vergisinden...

        SONUÇ : Yukarıda açıklanan eksikliklerin tamamlandıktan sonra iadesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 27.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          D) Temyiz: Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe: Davacının iş akdini feshettiği sabit olan davalı işverenin fesihte haklı olup olmadığı, uyuşmazlık konusudur. Davalı işveren, firmalarında uluslar arası tır şoförü olarak çalışan davacı işçinin yurtdışı seferlerinden birisinde Alman polisi tarafından yasak uyuşturucu maddelerden “Extacy” hap bulundurmaktan dolayı gözaltına alındığını ve tutuklandığını öğrendikleri için davacıyı işten çıkarttıklarını savunmuş, davacı ise bir kavga olayına karıştığı için sadece 2 gün gözaltında kaldığını iddia etmiş, fesih sebebi olarak yapılan olayı ise inkar etmiştir. Öncelikle, dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının 2 gün değil 45 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı sabit olup, bu yönüyle davacı tarafça yapılan açıklamanın yerinde olmadığı açıktır. Davanın fesihten yaklaşık 8 yıl sonra açılmış olması da manidardır....

            B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı İSG Uluslar arası Havalimanı Yat. Ve Yap ve İşlet AŞ, diğer davalı ile aralarından asıl-alt işveren ilişkisi olmadığını, davacının diğer davalının işçisi olduğunu, diğer davalı ... Hiz. AŞ davacının iş akdini feshinin geçerli nedene dayanmadığını, fazla çalışma alacağının sabit olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlara ve bilirkişi raporuna dayanılarak davacının iş akdini haklı olarak feshettiğinin kabulüyle kıdem tazminatının kabulüne, diğer taleplerin kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davalılar avukatları temyiz etmiştir....

              Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Kaçırma İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 20.12.2011 gün ve 2011/3-220 Esas, 2011/274 Karar sayılı içtihadında 5237 sayılı TCK'nın 66/3. maddesinde yer alan zamanaşımı süresinin belirlenmesinde suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerinin de göz önünde bulundurulması gerektiğinin belirtilmesi karşısında, iddianame anlatımında suça sürüklenen çocuğun onsekiz yaşından küçük mağduru zorla tutarak yıkık bir binanın içerisine götürdüğünün belirtilmesi karşısında suça sürüklenen çocuk hakkında eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 109/2, 3-f, 5, 31/2, 66/1-2-3. maddeleri gereğince asli ve ilave dava zamanaşımı süresinin onbeş yıl olup hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı üzerine duran zamanaşımı süresi haricinde suç tarihinden inceleme tarihine kadar anılan sürenin henüz gerçekleşmediği anlaşıldığından tebliğnamedeki düşme isteyen...

                ye temlik ettiğini, ancak yapılan satış işleminin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payı oranında tapunun iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, iddiaların doğru olmadığını, mirasbırakanın biri huzurdaki davaya konu taşınmaz olmak üzere ait iki adet taşınmazdaki yarı payını satış suretiyle temlik ettiğini, bunun karşılığında da kendisine ait iki adet taşınmazın yarı payının satış suretiyle mirasbırakana devredildiğini, temliklerin mal kaçırma amaçlı olmayıp karşılıklı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olmayıp eşler arası karşılıklı taşınmaz devirlerine ilişkin olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

                  GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; davalı kadının uyuşturucu madde kullanmaktan dolayı yakalandığını, KYK kız yurdunda güvenlik görevlisi olarak çalışmakta iken güvenlik sertifikasının iptal edildiğini, çocuğa karşı görev ve sorumluluklarını yerine getirmediğini, gece sabaha karşı 3 erkekle uyuşturucu operasyonunda yakalandığını, anneannenin çocuğa bağırdığını, kendisinin ise ilahiyat mezunu olduğunu, aynı zamanda uluslar arası ilişkiler 3. Sınıf öğrencisi olduğunu, evli ve yeni eşinden bir çocuğunun olduğunu, veri hazırlama kontrol işletmeni olarak görev yaptığını, çocuğun yaşadığı ortamda kan bağına sahip akrabasının olmadığı, tüm bu nedenler çocuğun geçici ve kesin velayetinin babaya verilmesine, iştirak nafakasının kaldırılmasına, çocuk için baba lehine aylık 250 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep etmiştir....

                  Davalı vekili, uluslar arası bir havayolu şirketi olan müvekkilinin olaydan sonra davacıya özür mektubu, çiçek gönderip, 500 Euro değerinde seyahat çeki hediye ettiklerini ifade etmiştir. Belirtilen olgunun müşteri memnuniyeti çerçevesinde gerçekleştirilmiş bir tavır olduğunun kabulü yerine davacının manevi zarara uğradığının delili olarak görülmesi doğru olmamıştır. Somut olayda, davacının soyut iddiasından başka olay esnasında sinir krizi geçirdiğine dair bir delilin dosyaya yansımadığı, şahsi haklarının saldırıya uğradığı ve zedelendiği ispat edilmediğinden manevi tazminat isteminin reddi gerekirken kabulü doğru görülmemiş, kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu