Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince itirazın reddedildiği, böylece yasa yoluna ilişkin tüm incelemenin tamamlanmış olduğu anlaşılmakla dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 01.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı baba, boşanma ile velayeti davalı anneye bırakılan ortak çocuk 10.11.2009 doğumlu Gülser'in velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, mahkemece" boşanma kararı sonrasında çocuğun babasıyla birlikte yaşadığı ve bu süre içerisinde çocuk ile baba arasında çok güçlü duygusal bağ kurulduğu" gerekçesiyle davanın kabulü ile ortak çocuğun velayetinin değiştirilmesine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; taraflar arasında görülen .......
Yasanın büyük ölçekli işverenleri esas aldığı dikkate alındığında, Uluslar arası çalışan ve Türkiye’de şubesi bulunan bir şirketin, bu şubede çalışan işçisini, Türkiye’deki işyerinde çalışan işçi sayısının 30 işçiden az olduğu gerekçesi ile iş güvencesinden yoksun bırakılması yasanın gerekçesine ve ölçülülük ilkesine uygun düşmez. Davalı şirketin işçi sayısının 30 işçiden az olduğu gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de dosya içinde bulunan firma sicil bilgilerinden ve davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen ve şirkete ait internet ortamından alınan bilgilere göre davalı şirketin, yurt dışında değişik ülkelerde faaliyet gösteren yabancı bir şirketin iş ortağı ve şubesi olduğu, 30 işçi sayısı değerlendirilirken bu durumun da dikkate alınması gerektiği anlaşılmaktadır....
nin 99.666,45 TL tazminata mahkum ettiğini, bu kararın da Dairenin 07.12.2015 tarih 2015/16328 Esas 2015/13345 Karar sayılı ilamı ile faizle ilgili bölümün hükümden çıkartılarak onandığını, mahkemenin verdiği ilk kabul kararının yerinde olduğunu, bozma kararı veren üyelirin FETÖ'den ihraç edildiğini belirterek yargılamanın yenilenmesini istemiştir. Mahkemece, HMK'da yargılamanın iadesi sebepleri bildirildiği, davacının kararının onanmasından sonra, onama kararını imzalayan üyelerin en az üçünün görevde oldukları açıkça yeni içtihatlarda görüldüğü, onama kararının oy birliği ile verildiği, kararı veren mahkeme hakiminin de halen görevde olduğu HMK'da olmayan sebeplerle yargılamanın iadesi talep edilemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....
dan sözleşmeyle davalı adına daire aldığını, anılan sözleşmenin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazalı yapıldığını, sözleşme tarihinde miras bırakanın ehliyetsiz olduğunu ileri sürerek, sözleşmenin iptal edilerek taşınmazın terekeye iadesi, olmazsa tenkis isteğinde bulunmuşlar, daha sonra isteklerini payları oranında bedele dönüştürmüşlerdir. Davalı; iddiaların asılsız olduğunu, dairenin yarı parasının kişisel birikimleriyle, diğer yarısının ise miras bırakanın emeklilik ikramiyesiyle ödendiğini, miras bırakanın minnet duyguları içinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini kendisi adına yaptırdığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; miras bırakanın sözleşme tarihinde ehliyetli olduğunun Adli Tıp 4....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2017/358 Esas KARAR NO : 2018/75 DAVA : Tazminat (Uluslar Arası Hava Taşımacılğı Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 15/06/2017 KARAR TARİHİ : 30/01/2018 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Uluslar Arası Hava Taşımacılğı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: ... ve ... ... Havalimanından ... Havalimanına uçmak üzere davalı şirketten ... sefer sayılı uçuşa bilet aldıklarını, ancak uçuşun zamanında gerçekleşmediğini, ... ve ... yaşadıkları mağduriyet karşısında hak kazandıkları maddi tazminata dair tüm haklarını alacağın temliki sözleşmesi ile müvekkili şirkete devrettiklerini, müvekkili şirketin yasal mevzuattan kaynaklanan tazminat talepleri davalı şirkete iletmiş ancak olumlu cevap alamadıklarını beyan etmekle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle kişi başı ...-Euro olmak üzere toplam ......
Hükmün taraflar avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, taraflar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-) 01.10.2010 günü itibarıyla kendisine 506 sayılı Kanun hükümleri gereğince yaşlılık aylığı bağlanan davacının istemi, uluslar arası nakliye faaliyetini yürüten davalı işverene ait işyerinde 22.12.1997 – 27.11.2002 tarihleri arasında hizmet akdine tabi şoför olarak geçen ve davalı Kuruma bildirilen çalışma (zorunlu sigortalılık) süreleri yönünden gerçek sigorta primine esas kazanç tutarının tespitine ilişkindir....
Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede, uluslar arası nakliyat faaliyetini yürüten işverene ait işyerlerinde hizmet akdine tabi şoför olarak çalışanlara yurt dışı görevlendirmelerde “sefer primi”, “sefer yolluğu”, “harcırah” adı altında işverenlerce gerçekleştirilen ödemeler, 506 sayılı Kanunun 77. maddesinde yer alan “yolluk” veya 5510 sayılı Kanunun 80. maddesindeki “görev yolluğu” ibareleriyle teknik ve somut olarak tam anlamıyla örtüşmediğinden, bu tür uyuşmazlıklar yönünden maddelerdeki kavramlar, yalnızca araca bağlı zorunlu giderler şeklinde anlaşılmalı, başka anlatımla, sigortalılara söz konusu adlar altında yapılan ödemeler içerisinden yalnızca araca bağlı zorunlu harcamalar ayrıştırılıp geri kalan tutar sigorta primine esas kazanca dâhil e...meli, iddianın kanıtlanması konusunda 6100 sayılı Kanun hükümleri uygulanmalıdır....
Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede, uluslar arası nakliyat faaliyetini yürüten işverenlere ait işyerlerinde hizmet akdine tabi şoför olarak çalışanlara yurt dışı görevlendirmelerde “sefer primi”, “sefer yolluğu”, “harcırah” adı altında işverenlerce gerçekleştirilen ödemeler, 506 sayılı Kanunun 77. maddesinde yer alan “yolluk” veya 5510 sayılı Kanunun 80. maddesindeki “görev yolluğu” ibareleriyle teknik ve somut olarak tam anlamıyla örtüşmediğinden, bu tür uyuşmazlıklar yönünden maddelerdeki kavramlar, yalnızca araca bağlı zorunlu giderler şeklinde anlaşılmalı, başka anlatımla, sigortalılara söz konusu adlar altında yapılan ödemeler içerisinden yalnızca araca bağlı zorunlu harcamalar ayrıştırılıp geri kalan tutar sigorta primine esas kazanca dâhil edilmeli, iddianın kanıtlanması konusunda 6100 sayılı Kanun hükümleri uygulanmalıdır....
Aile Mahkemesinin 2020/9 Esas, 2021/145 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, 20.01.2020 doğumlu müşterek çocuğun velâyetinin davalı anneye verildiğini, baba ile kişisel ilişki tesis edildiğini, oğlu ile daha fazla vakit geçirmek istediğini, şu anda oturmuş olduğu konutta ortak çocuğun yatılı ve daha uzun süreler kalması için tüm evi dizayn ettiğini, ortak çocuğun yatılı kalmasında hiçbir engel bulunmadığını, bu nedenlerle öncelikle tedbiren dava süresinde her hafta sonu cumartesi ve pazar günleri saat 10.00 ile 20.00 arası kişisel ilişki tesisine, dava kesinleşmesine binaen; davacı baba ... ile ortak çocuk ... arasında her hafta sonu bir akşam yatılı kalacak şekilde cumartesi günleri saat 10.00 ile pazar günü saat 20.00 arası, Dini Bayram günlerinin 1 inci günü saat 10.00 ile 2 nci günü 20.00 arası, babalar gününde saat 10.00 ile ertesi gün 20.00 arası kişisel ilişki tesisine, talebin yerinde görülmemesi halinde her hafta sonu cumartesi ve pazar günleri ayrı ayrı olmak üzere saat 10.00...