"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, TMK'nın 981 vd. maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 26.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, TMK'nın 981 vd. maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 21.01.2013 tarihli ve 2013/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 20.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Kadastro Mahkemesinin 2011/32 Esas, 2012/37 Karar sayılı kararı ile davanın reddedildiğini ve derecattan geçerek 02.12.2013 tarihinde kesinleştiğini, davalının uzun yıllar önce evlenerek dava konusu yerden ayrıldığını, taşınmaz üzerinde zilyetliğinin olmadığını, müvekkilinin halen taşınmazın tamamına zilyet olduğunu belirterek dava konusu 526 parsel sayılı taşınmazın zilyetliğinin müvekkili ...'a ait olduğunun tespit edilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra açılmış olan davanın reddini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 12.03.2014 tarih ve 2013/794 Esas, 2014/211 Karar sayılı kararıyla mahkemenin görevsizliğine karar verilmekle dosyanın gönderildiği ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.06.2014 tarihli ve 2014/294 Esas, 2014/517 Karar sayılı kararıyla; davanın reddine karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1....
Ancak, zilyet durumun haklı göstermediği derecede kuvvet kullanmaktan kaçınmak zorundadır.” biçimindeki düzenleme karşısında, olayın meydana geldiği ve katılanın sürmek istediği tarlanın mülkiyetinin ve zilyetliğinin kime ait olduğunun araştırılması, sanığa ait olduğunun belirlenmesi durumunda, eylemin Medeni Kanun’un 981 ve TCK’nın 25. maddeleri kapsamında kalacağı, ortak mülkiyet olması halinde ise TCK'nın 29. maddesi uyarınca haksız tahrik hükümlerinin tartışılması gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması, Kanuna aykırı ve sanık Ö.. D..'in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 19/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TMK'nın 981 ve devamı maddelerine göre zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. HMK’nın 355.maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nın 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır. Dosyanın incelenmesinden, dava konusu Giresun İli Yağlıdere İlçesi Çağlayan Mahallesi çalışma alanında bulunan 387 ada 6, 388 ada 2, 7 ve 9, 389 ada 3 ve 8 parsel sayılı 2.590.12, 987.94, 445.05, 2.173.68, 3.595.99 ve 807.09 metrekare yüzölçümündeki taşınmazların fındık bahçesi vasfıyla Hazine adına tapuda kayıtlı oldukları anlaşılmıştır....
Bu durumda, uyuşmazlığın TMK.nun 981 ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetliğin korunması hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerektiğinden, HMK.'nın 4/1 c (HUMK.'nun 8/II-3) maddesi uyarınca, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. 2013/11075 2013/11884 SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Kocaali Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 11.9.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Konuya ilişkin 4342 sayılı Mer'a Kanunu'nun 20. maddesinde "Yaylak ve kışlaklarda 442 sayılı Köy Kanunu'nda öngörülen inşaatlar ile valiliklerden izin alınmak suretiyle imar mevzuatına göre yapılacak kullanma amacına uygun mandıra, suluk, sundurma ve süreklilik göstermeyen barınaklar ve ağıllar ile Turizm Bakanlığı'nın talebi üzerine turizme açılması uygun görülen bölgelerde ahşap yapılar dışında ev, ahır ve benzeri inşaatların yapılamayacağı" açıklanmıştır. Kural olarak, yaylak ve kışlaklardaki bu tür yapılar yönünden zilyetliğin korunması istenebilir. Zira, dava konusu taşınmaz üzerinde ne davacının ne de davalının mülkiyet hakkı bulunmamaktadır. Dosya kapsamına göre, yayla evi niteliğinde bulunan dava konusu taşınmazda tarafların mülkiyet haklarının olmadığı, uyuşmazlığın TMK'nın 981. ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması kuralları çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerekirken, mahkemece bu konuda araştırma ve inceleme yapılmamıştır....
Dosya kapsamından, davaya konu taşınmazın 2/B niteliğine sahip olduğu, yapılan zilyetlik tespiti çalışmalarında bu taşınmazın beyanlar hanesine, uzun zamandır zilyetliği bulunmasına rağmen davacının adının değil, davalıların murisinin adının yazıldığı belirtilerek taşınmazda davacının zilyetliğinin tespitine karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır. Davanın 17.10.2012 tarihinde açılmasına ve salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 21.10.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
Dosyadan, orman vasfını yitirdiği belirlenen yerlerde, 68...... sayılı Kanunun ...B maddesi ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkarma işlemi yapıldığı ve bu yerlerde, 58...... sayılı Kanun ile değişik ...402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince kullanım kadastrosu yapıldığı ve davaya konu 59... ada 2, ... ve 4 sayılı parsellerin Hazine adına tespit ve tapuya tescil edildiği, davacının, dava dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın, kullanıcısı olduğu halde isminin yazılmadığını ileri sürerek, taşımazların kullanıcısı olarak tapuya şerh verilmesini istediği, TMK'nın 98... ve devamı maddeleri anlamında zilyetliğinin korunması isteminde bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde, konusu, kullanım kadastrosu sonucunda tapuya tescil edilen taşınmazın beyanlar hanesindeki kullanıcı ismine itiraz olan davaya, asliye hukuk mahkemesi bakmakla görevlidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6...00 sayılı HMK’nın ... ve .... maddeleri gereğince ... .......
Dava, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Somut olayda; Davacı ...'ın, mülkiyeti Hazine'ye ait olan taşınmaz üzerinde bulunan yayla evine davalının müdahalede bulunduğunu açıkladığı, davalı ...'in ise, mirasçı olması sebebiyle davaya konu evde kendisinin de hakkı bulunduğunu beyan ettiği görülmüştür. Olayları anlatmak taraflara, hukuki tavsif Mahkemeye aittir. Somut olayda, uyuşmazlığın, taşınmaz mal üzerinde bulunan kalıcı yapı niteliğindeki yayla evine ilişkin olduğu, davanın bu haliyle, TMK'nun 981 ve devamı maddelerinde yer alan zilyetliğin korunması davası niteliğinde bulunmadığı, TMK'nun 683. maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, davaya konu uyuşmazlığın çözümlenmesi Asliye Hukuk Mahkemelerinin görev alanına girdiğinden, Mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir....