Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın TMK. nun 1023. maddesi gereğince iyi niyetli olduğu, kötü niyetli olduğu konusunda herhangi bir kanıt elde edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK. nun 713/... ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun .... maddesi hükmü gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin kısmen ... iptali ve tescil davasıdır. Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de, red gerekçesi dosya kapsamıyla örtüşmemektedir. Uyuşmazlık konusu 181 ada 61 sayılı parsel, ........2000 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında sulu tarla niteliğiyle ...’in zilyet ve tasarrufunda bulunduğu gerekçesiyle davalı ... adına tam pay olarak tesbit ve tescil edilmiştir. Kadastro tutanağı ........2000 tarihinde kesinleşmiştir. Dava konusu parsel ........2010 tarihinde tapuda yapılan satışla ...’a intikal etmiştir....

    Tapu sicilinde, Komisyonca açılan ve komisyon kararı ve ek komisyon kararında kayıt miktar fazlası olması nedeniyle Hazine adına tespiti gerektiği belirtilen 181 ada 27 parsel sayılı taşınmazın malik ve yüzölçümü hanesi açık olarak bulunmaktadır. Davacı Hazine vekili 01.06.2006 tarihli dava dilekçesi ile yukarıda sözü edilen komisyon kararlarında Hazine adına tescili gerektiği vurgulanan 181 ada 27 parsel sayılı taşınmazın, Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır....

      Maddesi uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı-karşı davacı kadın yararına hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına, davalı-karşı davacı kadının yoksulluk nafakası ile maddi tazminat talebinin reddine, davalı-karşı davacı kadın yararına 5.000,00 TL manevi tazminata, davacı-karşı davalı erkek yararına 15.000,00 TL manevi tazminata, davacı-karşı davalı erkeğin maddi tazminat talebinin reddine hükmolunmuş, karar, davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından; kusur tespiti, erkek yararına hükmedilen manevi tazminatın miktarı, kadın yararına hükmedilen manevi tazminat yönünden, davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından ise; bir kısım davalı-karşı davacı tanığının dinlenilmeden karar verilmesi, kusur tespiti, erkek yararına hükmedilen manevi tazminat, kadın yararına hükmedilen manevi tazminatın miktarı, kadının reddedilen maddi tazminat ve yoksulluk nafakası istemi yönünden istinaf edilmiştir....

      O halde talep, tenkis hükümlerine göre incelenerek, tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı ile, (iadeye) denkleştirmeye (TMK. md.669) ve tenkise tabi (TMK. md.514, 565) olarak yaptığı kazandırmalar belirlenmeli (dosya içerisinde bulunan İstanbul 13. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/1653 sayılı tereke tespiti dosyası bulunduğu da gözetilerek) TMK 507/4 ve diğer maddeleri uyarınca davacının mahfuz hissesi belirlenmeli ve sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece bu araştırmalar yapılmadan itibar edilmeyen gerekçeler ile ve eksik inceleme sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Davalı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafça açılan davanın reddine, karşı davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, davalı karşı davacı için dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminat takdir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; her iki davanın kabulü ile tarafların TMK 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanmalarına, davacı kadının maddi manevi tazminat, nafaka taleplerinin reddine, karşı davada 8.000 TL maddi, 8.000 TL manevi tazminatın kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacı davalıdan alınarak davalı- davacı kocaya verilmesine karar verilmiştir....

        nun 181.maddesi gereği haklarını kullanarak sağ kalan eşin kusurunun tespiti ile davacı eşin mirasçılığının mirasın açıldığı andan itibaren sona erdiğine dair davaya devam etmeleri sebebiyle davanın ilk derece mahkemesinde devamına karar verilmesi talebiyle temyiz kanun yoluna başvurmuştur. YARGITAY BOZMA İLAMI: Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 14/09/2020 tarih ve 2020/2481 Esas 2020/3700 Karar sayılı ilamıyla; " davacı kadın davadan feragat etmeden bir gün önce davalı erkek ölmüş; evlilik birliği ölümle sona ermiş ve boşanma davası konusuz kalmıştır. Bu itibarla davalı eşin ölümünden sonra davacı eşin boşanma davasından feragat etmesi hüküm ile sonuç doğurmaz, davalı erkeğin mirasçılarının TMK.'nun 181/2 maddesi uyarınca davaya devam etme hakları bulunmaktadır....

        Açıklanan sebeplerle, davacı-karşı davalı kadının kusur tespitine ve manevi tazminat talebinin reddine, davalı-karşı davacı kocanın ise kusur tespiti ile karşı davanın reddine yönelik istinaf talebinin kabulü ile Hukuk Muhakemeleri Kanununun353/1- b.2. maddesi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm tesisine, tarafların sair yönlere ilişkin istinaf taleplerinin ise Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b.1.maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeple, A-1- Davacı-karşı davalı kadının, kusur tespitine yönelik istinaf talebinin KABULÜNE. Ergani 1....

        Türk Medeni Kanununun (174/1-2.) maddesi koşulları kadın yararına oluşmuştur. O halde kusurun ağırlığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet kuralları gözetilerek davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata (TMK m.174/1-2) hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesine göre kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 3-Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m.175). Davalı-karşı davacı kadının ekonomik ve sosyal durumunun tespiti amacıyla mahkemece yazılan müzekkereye, davalı-karşı davacı kadının çalışmadığı yönünde yanıt verilmiş olmasına rağmen mahkemece dinlenen tanık... duruşmadaki beyanında davalı-karşı davacı kadının çalıştığını belirtmiştir....

          Dava TMK 725 maddesine dayalı temliken tescil isteğinden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından her ne kadar Pazarcık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/181 Esas - 2014/467 Karar sayılı kararının taraflar arasında kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, iş bu davanın konusunun TMK 725 maddesi gereğince temliken tescil isteğine dayalı tapu iptal ve tescil davası olduğu, Pazarcık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/181 Esas - 2014/467 Karar sayılı dosyasının ise meni müdahale ve kal istemli olduğu, tarafları ve davaya konu taşınmaz aynı olsa bile dava sebeplerinin farklı olduğu anlaşıldığından anılan dosyanın iş bu dava açısından kesin hüküm teşkil ettiğinden bahsedilemez....

          Tanık ifadesinde geçen "erkeğin kadına fiziksel şiddet uygulaması" eyleminin ise ne zaman gerçekleştiği belirlenemediğinden bu eylemin erkeğe kusur olarak izafe edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Tarafların gerçekleşen kusurlu eylemleri dikkate alındığında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında iki tarafın kusuru bulunmakla birlikte, davacı-karşı davalı erkeğin daha fazla kusurlu olduğu, gelişen bu olaylar karşısında, evliliğin devamında taraflar bakımından yarar kalmadığı ve davacı-karşı davalı erkeğin davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi, kadının davası yönünden ise Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi koşullarının gerçekleştiğinin kabulü gerekir. O halde, taraflar boşanma davası açmakta haklı olup, erkeğin boşanma davasının TMK'nın 166/2. Maddesi uyarınca, kadının davasının ise TMK'nın 166/1. Maddesi uyarınca kabulüne karar vermek gerekirken hatalı kusur tespitine bağlı olarak her iki davanın da reddi yönünde hüküm kurulması doğru olmamıştır....

          UYAP Entegrasyonu