Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

A.Ş. vekili ise, zamanaşımı def'ini sunup davacının müvekkili şirket ile hiç bir hizmet ilişkisi bulunmadığını, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının, müvekkili şirketin taşıma işlerini yapan diğer davalının çalışanı olduğunu, bu nedenle ileri sürdüğü taleplerle ilgili olarak müvekkilinin bir sorumluluğu bulunmadığını, taleplerinin de haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, iş sözleşmesinin emeklilik nedeni ile davacı tarafça haklı olarak fesh edildiği buna göre davacının kıdem tazminatına hak kazandığı ayrıca gibi fazla çalışma, yıllık izin ve genel tatil ücreti alacakları da olduğu, davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisi olup davacı alacaklarından birlikte sorumlu oldukları gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davalılar temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1- Davalı ... A.Ş.'...

    nin ortağı olduğunu, 13.08.2013 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında şirketin fesh edilmesi konusunda karar alındığı, ancak feshin tamamlanmasının birkaç yıl süreceğini ve ilanlar için paraya ihtiyaç olduğunu, bunu karşılayamayacaklarını ileri sürerek gayrıfaal şirketin feshine karar verilmesi talep etmiştir. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; şirketin 13.08.2013 tarihli genel kurulda fesih kararı aldığı ancak ilan edilmediği, TTK'nın 531. maddesine göre haklı gerekçelerle şirketin feshinin talep edilebileceği ancak şirketin ödeme güçlüğü içinde olmasının haklı sebep olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı ...'nın tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı ...'...

      - K A R A R - Davacı vekili taraflar arasında 1987 tarihinde imzalanan Tali Yetkili Satıcılık Sözleşmesi uyarınca müvekkilinin davalı şirketin bayiliğini üstlendiğini ve davalının isteği doğrultusunda yatırımlar yapıp bina inşaat ettirdiğini daha sonra taraflar arasında 04.11.1991 yılında yeni bir sözleşme imzalandığını ve çok iyi satış rakamları yakaladığını ancak davalının müvekkilinin faaliyet sahası içinde (8) firmaya daha bayilik verdiğini ve müvekkilini zarara uğrattığını ve sürekli olarak müvekkiline yerine getirilmesi zor şartlar öne sürdüğünü ve en son olarakta 11.05.2001 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi 15.05.2003 tarihinde fesh ettiğini oysa müvekkilinin davalının istemleri doğrultusunda büyük yatırımlar yaptığını sözleşmenin fesh edilmesi ile bu yatırımların boşa çıktığını, elindeki yedek parçalar kaldığını belirterek müvekkilinin uğradığı zararların davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

        in 08/10/2020 tarihli raporunda; davalı firmanın ticari defterleri incelenmesi sonucunda 07/01/2020 tarihli itibarıyla davacı firmaya borcunun bulunmadığını belirtmiştir. Bilirkişiler Doç. Dr. ...'...

          - KARAR - Davacı vekili, müvekkili şirketin inşaat ve taahüt işleri yaptığını ve çeşitli yerlerde şantiye ve çalışma alanlarının bulunduğunu, müvekkilinin şantiye alanlarında taahüt işlerinde kullanılmak üzere büyük makaralar ve rulolar halinde bakır kabloları depo ettiğini, müvekkilinin ... şantiyesindeki değerli kabloları hırsızlığa karşı korumak için davalı şirketle 24.05.2012 tarihinde özel güvenlik hizmet sözleşmesi imzalandığını, ancak 18.07.2002 tarihinde müvekkili elamanlarının şantiyede bulunan bakır kabloların eksik olduğunu tespit ettiklerini, yapılan incelemede toplam değeri 248.935,43 TL olan kabloların çalındığının tespit edildiğini ve sözleşmenin 06.08.2012 tarihinde fesh edildiğini, davalı firma güvenlik elemanlarının görevlerini yapmadıkları için bu hırsızlığın gerçekleştiğini, zararın doğumundan davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, müvekkil şirket zararı olan 248.935,43 TL'nin olay tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir....

            Türkiye ... alan'ın bu sözleşmeyi önceden ihbar etmeksizin herzaman sona erdirebileceğinin kararlaştırıldığı,tarafların ticari defterlerin incelenmesi sonunda tarafların aralarında borç alacak bakiyesinin oluşmadığı ve davacı tarafından talep edilen 2718,00 TL tutarında bir alacak kaydına rastlanmadığı ve taraflar arasındaki sözleşmenin 3. maddesi gereğince davalının sözleşmeyi tek tarafları fesh ederek davacının ... sisteminden ismini sildirdiği, bu sebeple taraflar arasındaki sözleşmenin fesh edildiğini bu hususun davacı tarafında kabulünde olduğu davacı vekilinin davalı tarafa yemin teklif etmemesi gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, emlak komisyon alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davalının alacak iddiasının dayanağı olan 18 adet faturanın davalının ticari defterlerine kayıtlı olduğu söz konusu faturaların kapalı olarak düzenlendiği belirtilmiştir....

              Merkezi Danışmanlık Sözleşmesi, ihtarnameler, faturalar, ...Merkezi Başvuru Raporu, ticari defter ve kayıtlar celp olunmuştur. Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi Mali Müşavir ... tarafından tanzim olunan 18/01/2022 tarihli raporunda; davalının 2019 ve 2020 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin noter açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak zamanında yaptırıldığını, Davalı şirketin ticari defter kayıtların göre davacı tarafça davalı adına düzenlenmiş olan ve fatura bedellerinin tamamının davalı tarafça davacıya ödendiğinin davalı tarafın 2018, 2019, ve 2020 yıllarına ait defterlerinde kayıtlı olduğu 21/12/2020 tarihi itibariyle davalının davacıya herhangi bir borç/alacak bakiyesi bulunmadığını, hizmet alımından vazgeçilmesi durumundan kaynaklanan zararların......

                MAHKEMEMİZİN GÖREVİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye istinaden verilen 15.11.2013 tarih 60210001795 nolu 51.000TL lik kesin teminat mektubunun davacıya iadesine, iade mümkün olmazsa hükümsüzlüğü ve davalı şirketin borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir. 6102 sayılı TTK'nun 4.maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin taraflarının ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Ticari davalar aynı yasanın 6335 sayılı Kanunun 2.maddesi ile değişik 5.maddesine göre Asliye Ticaret Mahkemesinde görülerek karara bağlanır. Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir....

                  Kanunun 17 maddesine göre fesh edildiğinin belirtildiği, bu hali ile haklı feshin davalı tarafça usulune uygun olarak ispatlanamadığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, ayrıca davacının yıllık izin ücreti alacağının da bulunduğu, gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....

                    sözleşmesinin fesh edildiği 16 Eylül 2019 tarihine kadar 6 ay boyunca) devam ettiğini; davalı şirketin iyiniyetle ticari faaliyetin devamı için çaba gösterdiği esnada davacı acente tarafından sigorta sektörü ile ilgili internet ortamında yayın yapan -------- başta olmak üzere basın ve sosyal medya aracılığıyla davalı şirketin aleyhine söylem, isnat ve paylaşımlarda bulunduğunu; davalı şirketi ---------şikayet ettiğini; tüm bu gelişmeler sonrasında, davalı şirket tarafından iyiniyetli davranılmasına rağmen davacı acente ve tek yetkili ortağının ------- hükümlerine aykırı şekilde ticari sırların ifşa ettiklerini; sadakat yükümlülüğüne aykırı paylaşımlar yaptıklarını; davalı şirketin itibarına yönelik saldırılar sebebiyle Türk Ticaret Kanunu'nun 55., 109., 121., maddeleri hükümleri ile Borçlar Kanunu'nun 506....

                      UYAP Entegrasyonu